Pelin Cengiz
Su uyur, sermaye uyumaz: Çanakkale geçildi, hem de 500 bin ağaç kesilerek, tarım arazileri yok edilerek…
AKP’nin 20 yıldır süregelen mega projeleriyle ilgili tartışmalar ve onların etrafında dönen rant, talan, gasp odaklı hesaplar bitmek bilmiyor. Hatta bu hesaplara her gün yenisi ekleniyor.
Zaten şimdi okumaya başlayınca biz bu filmi görmüştük diyeceksiniz. Çünkü, Üçüncü Havalimanı’nda, Üçüncü Köprü’de, Osmangazi Köprüsü’nde, Avrasya Tüneli’nde ne olduysa yine aynısı oluyor.
Kamu kaynaklarını uzun yıllar boyu sömürecek, özel şirketler ihya edilirken vatandaşın sırtına ek vergiler olarak binecek, seçim dönemlerinde propaganda aracı olarak kullanılıp daha sonra işleticilere verilen garantilerle Hazine’ye pranga olacak projeler birbirinin birer kopyası gibi…
Köprü, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107’inci yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gerçekleştirildi.
Erdoğan, geçiş ücretiyle ilgili, "Otomobil geçişleri ile alakalı fiyatı 200 lira olarak belirledik. Pahalı mı? Ancak buradan feribotların geçiş ücretlerini biliyorsunuz. Şimdi bir hafta ücretsiz. Ondan sonra 200 liracık. Çünkü biliyorsunuz yap-işlet-devret ve yüklenici firma, buradan aldığı parayla eğer buradaki aylık, yıllık bedel eğer onun aleyhine ise farkı kim ödeyecek? Onu bizler devletin kasasından ödeyeceğiz" dedi.
Herkes bu sözlere çok takıldı, sosyal medyada da çok konuşuldu, elbette takılmalıyız, konuşmalıyız da. Ama mesele bununla sınırlı değil. Bu projenin de nelere rağmen, neler feda edilerek yapıldığını bilelim diye tarihe not düşelim diye yazıyorum.
Soygun büyük…
Devletin kasasından ödenmeyecek.
AKP köprülere, otoyollara, havaalanlarına, hastanelere bol keseden Hazine garantileri veriyor, geçilmeyen köprüden, gidilmeyen otoyoldan, kullanılmayan havaalanından, doluluk oranının altında kalan hastaneden 80 milyon sorumlu oluyor.
Köprüyü iki Türkiyeli ve iki Güney Koreli şirketten oluşan Daelim-Limak-SK-Yapı Merkezi Ortak Girişim Grubu yaptı.
Çanakkale Köprüsü’nün maliyeti Ulaştırma Bakanı’nın ifadeleriyle 2 milyar 545 milyon euro.
Proje 88 kilometrelik Malkara-Çanakkale otoyolundan ve 4,6 kilometrelik Çanakkale Köprüsü’nden oluşuyor.
Köprünün garanti geçiş ücreti 15 euro + KDV. Bugünün döviz kuruyla 300 TL’ye yakın.
Günlük garanti edilen geçiş sayısı 45 bin araç.
Bu köprüden günde 45 bin araç geçer mi?
24 saat x 60 dakika x 60 saniye: 86 bin 400 saniye.
Köprüden günün 24 saati boyunca her iki saniyede bir araç geçerse günlük 45 bin araç garantisi yakalanabilir.
Hesap ortada, eğer böyle olursa tabi geçebilir…
Sadece her gün yeni 45 bin babayiğide ihtiyacımız var o kadar…
Proje sözleşmesi 16 Mart 2017’de imzalandı. Şirketler köprüyü ve otoyolları, projenin yapım süreci de dahil olmak üzere toplam 16 yıl 2 ay 12 gün işletecek. Yani, şirketler Haziran 2033’e kadar köprü ve otoyolları işleterek fahiş karlar elde etmeyi sürdürecek.
Şirketlere bu süre yetmedi. Şirketler proje tadilatı gibi sebeplerle 16 yıllık toplam işletme süresine ek olarak süre uzatımı talep etti. Bakanlığın şirketlere verdiği cevap kamuoyundan gizleniyor.
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, "Görevli şirkete yapılacak garanti ödeme tutarlarının bir sözleşme oyunuyla 395 milyon 847 bin euro artırıldığını tespit ettik. Uygulama sözleşmesindeki bir madde oyunuyla, köprünün kamuya devri için sözleşme süresi sonu olarak 28 Mayıs 2034 tarihi belirlendiği için köprünün fiili açılış tarihi öne çekildiği halde, kamuya devir tarihi öne çekilmiyor" değerlendirmesi yaptı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü, Yavuzyılmaz’ın açıklamalarına verdiği yanıtta, "Yüklenici firma ile yapılan sözleşmenin beş maddesi, yapım ve işletme süresinin (toplam 16 yıl 6 ay 12 gün) hiçbir şekilde değişmeyeceğini açık ve net biçimde ifade etmektir. Öte yandan, projenin erken bitirilmesi durumunda ortaya çıkacak sürenin, işletme süresine dahil edileceği de sözleşmede yer almaktadır. Sözleşmedeki bu hükümle, yüklenicinin projeyi erken bitirmesi teşvik edilmesi sayesinde, açılışın öngörülenden 1,5 yıl erkene alınması mümkün olmuş, böylece 622,5 milyon euro tasarruf sağlanmıştır" ifadelerini kullandı.
Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi sözleşmeye göre, 16 Eylül 2023 tarihinde tamamlanacaktı. Yapımı erken bitirildi, 18 Mart 2022 tarihinde açıldı. Sözleşme tarihinden önce açılış yapıldığı için köprüyü yapan şirketler 1,5 yıl fazladan garanti geçiş ödemesi alacak.
Özetle, bu köprü projesi için yıllarca garanti geçiş ücreti ödenecek, şirketler halk tarafından finanse edilecek, kamu ağır bir yük daha üstlenecek.
Ve bu soygunu biz finanse edeceğiz.
Evet, bir AKP klasiği olarak ekolojik tahribatı sona bıraktım.
Projenin ilk gündeme geldiği günden bu yana ekoloji örgütleri olası tahribatlara, doğanın başına geleceklere dikkat çekmeye çalıştı ancak her zaman olduğu gibi dinleyen olmadı.
Köprü ve bağlantı yollarının yapımı için 500 bin ağaç kesildi.
Ormanların yok olması demek o ekosistem içindeki canlılarında yok olması demek.
Köprü ve buna bağlı otoyollar için yol boyunca sucul sistem yok edildi, canlıların suya erişimi engellendi.
Yol güzergahında bulunan ve kamu kaynakları kullanılarak yapılan gölet, baraj, su kanalları gibi sulama yatırımları zarar gördü ya da işlevsiz hale geldi.
Güzergah üzerinde yer alan su kaynakları ya yok oluyor ya da kirleniyor.
Yollar ve bağlantı noktaları, yol kenarlarında ve bölgede ciddi bir yapılaşma baskısı meydana getirecek. Bu durumdan arsa spekülatörleri haksız yarar sağlayacak.
Köprü inşaatı için Çanakkale, Lapseki ve Gelibolu’da bulunan köylerde yaklaşık 5 bin hektar (yaklaşık 7 bin futbol sahası) tarım arazisi kamulaştırıldı.
Sadece otoyol güzergahında yaklaşık 1310 hektar alan kamulaştırıldı.
Otoyol inşaatı için Çanakkale-Tekirdağ hattında taş ocakları açıldı.
Orman, mera ve tarım arazisinden oluşan yaklaşık 154 hektar alan taş ocağı nedeniyle yok edildi.
Yine güzergahta yaklaşık 294 hektar alan stok sahası olarak belirlendi.
Söz konusu projeyle ormanlık alanların bütünlüğü bozulduğu gibi ekosistem parçalandı. Güzergah yakınlarındaki alanlarda yaşayan yaban hayatı projeden olumsuz etkilendi.
Yollar ve köprü nedeniyle fosil yakıt kullanımında yoğun artış olacak, bu da hava kirliliğine ve yakınlarındaki tarım alanlarının kirlenmesine yol açacak.
Artan karbon salımı ve kaybolan tarım arazileri ve ormanlık alan nedeniyle karbon yutak alanları azalacak, küresel ısınmaya yol açacak.
107 yıl önce Çanakkale geçilmezdi, şirketlere peşkeş çekilerek, yurttaşın cebini yakarak, sırtına basarak, doğası talan edilerek Çanakkale geçildi maalesef…
Hepinize kazasız belasız geçişler, geçerken köprüye bir de bu anlatılanları düşünerek bakarsınız…