'Ekonomi bozuldu, AKP ile seçmen ilişkisi de bozuldu'

'Ekonomi bozuldu, AKP ile seçmen ilişkisi de bozuldu'
Ekonomist Dr. Sabri Öncü hükümetin son torba kanunu 'ekonomik sıkıntıların getirdiği korkudan dolayı maliyetleri düşürme girişimi' olarak değerlendirdi.

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK- TBMM gündeminde bu hafta AKP hükümetinin hazırladığı bir torba kanun daha bulunuyor. 71 maddelik torba kanunun yarın Genel Kurula gelmesi bekleniyor.

Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifinde belediyelerle ilgili düzenlemelerden bazı üniversitelerin isim değişikliğine, vize işlemlerinden ekonomiye dair bazı tedbirlere kadar bir dizi değişiklik bulunuyor.

Kanun teklifinde sermayeye vergi muafiyeti getiren bazı düzenlemeler de yer alıyor. Buna göre, varlık finansmanı fonları, sermaye piyasalarında banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna tutulacak. İmalat sanayisi yatırımlarındaki inşaat harcamaları dolayısıyla yüklenilecek KDV'nin iade uygulaması 2019 yılında da sürecek.

İLGİLİ HABER: MECLİS’İN 2019 MESAİSİ BAŞLIYOR

Kanun teklifi ile iki yeni kuruluş kurulması öngörülüyor. Bunlardan birisi finansal sorunlara müdahale amacıyla Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi. Teklife göre, finansal sistemin bütününe sirayet edebilecek ölçüde olumsuz gelişmenin yaşanması halinde Cumhurbaşkanı’na yetki tanınıyor. Kurulması planlanan bir diğer şirket, Türk Reasürans A.Ş. Teklifte, sigorta sektöründe yaşanan teminat sağlanamayan risklerin sigortalanması sorununda kamusal destek ve güvence yaratılmasının amaçlandığı belirtiliyor.

Finansal iktisatçı Sabri Öncü,  kanun teklifindeki ekonomik tedbirleri, "ekonomik sıkıntıların getirdiği korkudan dolayı maliyetleri düşürme girişimi" olarak yorumladı.

‘SEÇİMLERE KADAR GİDİŞATI KURTARMAK İÇİN MALİYETLER DÜŞÜRÜLÜYOR’

Konuya dair Artı Gerçek'e değerlendirmelerde bulunan Toplumsal Araştırma ve Özgün Düşün Merkezi Baş Ekonomisti Dr. Sabri Öncü, ekonomi bozulduğu için AKP ile seçmen kitlesi arasındaki ekonomik ilişkinin de bozulduğu değerlendirmesinde bulundu. Öncü, "Gayri Safi Milli Hasıla henüz açıklanmadı ama büyük olasılıkla daralma açıklanacak, daralma olmasa da büyüme hızında düşüş olacaktır" dedi. Öncü, sadece yurtiçindeki değil yurtdışındaki kurumların da daralma beklediğini sözlerine ekledi.

Öncü, şöyle devam etti: "Hükümetin seçimlere kadar gidişatı kurtarmak, ekonomik sıkıntıları daha az hissedilir hale getirmek gibi bir amacı var. Ekonominin daha da daralmamasını sağlamak için üretken kurumların, ki bunlar arasında imalat sanayi var, inşaatın ne kadar üretken olduğu tartışılır ama inşaatta da masrafları azaltmak amaçlı vergi indirimleri getiriliyor. Yani bir anlamda ekonomik sıkıntıların getirdiği korkudan dolayı maliyetleri düşürme girişimi olarak görülebilir."

‘SORUNLAR FİNANSMAN İLE ÇÖZÜLEMEZ’

Kanun teklifi ile kurulması öngörülen Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi'nin finansal sektörde istikrarsızlık problemi yaşanması durumunda müdahale amacı taşıdığını belirten Öncü, "Teklifteki gerekçede dikkat çeken en önemli şey, 'sermaye piyasalarına derinlik kazandırma ve ürünleri çeşitlendirme' söylemi. Böyle bir inançları var anladığım kadarıyla. Ekonomik sıkıntılar, finansal piyasaları derinleştirince çözülecekmiş gibi bir yanılsamadan kaynaklanıyor. Diğer yapısal sorunlar ortadan kalkacakmış gibi bir inanç var. Sen bu işi finansman ile çözemezsin. İyi fonlanmayan hiçbir proje hayata geçirilemez. Yatırımlar için finansman maliyetlerini düşürmek iyi bir şeydir tabi ama sorun daha derinlerde. Yalnızca finansman sorunu değil çok ciddi borç sorunu var" diye konuştu.

‘DEVLET BU PARAYI NEREDEN BULACAK?’

Yine torba kanun ile kurulması planlanan Türk Reasürans A.Ş.'nin, Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi ile birlikte düşünülebileceğini ifade eden Öncü, "Şirketlerin kısa vadede kredi bulma, borçlanma sıkıntısını hafifletmek amacıyla kurulan bir kurum gibi duruyor" dedi. Öncü, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na ait bir kamu şirketi olacağını belirterek, "Sahibi bakanlık olan bir kurum. Dolayısıyla devlet sigortalayacak. Devlet bu parayı nereden bulacak? 500 milyon liralık bir şirket olacakmış. Özel sektörün sağlayamadığı sigorta ihtiyacını kamu üzerinden sağlayacak" dedi.

‘DAHA KAPSAMLI BİR İŞSİZLİK SİGORTASI PROGRAMI MÜMKÜN’

Torba Kanun'da İşsizlik Sigortası Fonu'nda da değişiklik yapılıyor. Mevcut durumda, işsizlik sigortasından yararlanabilmek için "120 gün prim ödeyerek sürekli çalışma şartı" getiriliyordu. Torba Kanuna göre işsizlik sigortasından yararlanmak için "120 gün hizmet akdine sahip olma" yeterli olacak. Bunun olumlu bir değişiklik olduğunu belirten Sabri Öncü, ancak işsizlik sigortasından 6 ay yararlanılmasını ve fonun amaç dışı kullanılmasını eleştirdi. Öncü, "Çok daha kapsamlı bir işsizlik sigortası programı gerçekleştirmek mümkün" dedi.

KİRA ARTIŞINA İLİŞKİN YENİ DÜZENLEME

Torba Kanundaki bir diğer olumlu değişikliğin kira artışında ÜFE yerine TÜFE'nin baz alınması olduğunu kaydeden Sabri Öncü, şunları söyledi: "Üretici enflasyonu tüketici enflasyonundan yüksek. Bir anlamda üreticiler üretim maliyetlerindeki artışları doğrudan tüketiciye yansıtmıyor. Bu düzenleme kiracılara destek olarak görülebilir. Böylece ev kiralarındaki artış daha düşük olacaktır. Dar gelirliler için kanunda en akıllıca madde bu. Ekonomik daralma var, bu dönemde talep arttırıcı uygulamalar icap eder. Kiracılar gelirlerinin önemli bir kısmını kiraya harcıyorsa, başka mal ve hizmet satın alamazlar. Kira artışı yavaşlatılarak mal ve hizmet alımını kolaylaştırmak amaçlı getirilmiş bir düzenleme."

‘DÜNYA TÜRKİYE'DEN BÜYÜKTÜR’

Sabri Öncü, teklifteki ekonomik tedbirlere ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Ekonominin kötüye gittiği bu dönemde bu torba kanun talep arttırıcı, masrafları indirici bir takım önlemler getiriyor. Ayrıca finansal piyasanın derinleştirilmesi gibi reel sektör şirketlerin elini rahatlamak amaçlı her zaman olduğu gibi sermaye tarafına destek söz konusu. Ülkemizde hükümetler hep o sınıfın amaçlarına hizmet etmiştir, şimdi de aynı."

Öncü, bu tedbirlerin çözüm olup olmayacağı konusunda ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünya beşten büyüktür" sözüne atıfla, "Dünya Türkiye'den büyüktür" dedi ve şöyle devam etti: "Dünya ekonomisi kötüye giderken yalnızca ülke içindeki tedbirlerle ekonomik darboğazdan çıkış mümkün değil. Bunun ötesinde herkesin sürekli anlattığı yapısal sorunlar, ithalata dayalı bir ekonomi, tüketime dayalı bir model kurarsanız deniz biter. Ve bitti. Küçük oynamalarla problem çözülemez, çok daha derin ve yapısal değişiklikler gerekli. Bazı önlemler masraf azalttığından dolayı reel sektöre teşvik olarak görülebilir ama bu değişikliklerle mucize beklemek akıllıca değil."

Öne Çıkanlar