Bakırhan, İlham Ahmed davetine yanıt bekliyor: Oturun, konuşun, anlaşın

DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, Özgür Özel'e 'Açık konuşun. Çözümün karşısındaysanız, sağa sola çekmeden sözünüzü söyleyin' sözleri ile seslendi. Bakırhan, Suriye'deki gelişmelere de değinerek İlham Ahmed'i partisinin davet ettiğini hatırlattı ve 'diplomasi' çağrısı yaptı.

Bakırhan, İlham Ahmed davetine yanıt bekliyor: Oturun, konuşun, anlaşın

Artı Gerçek- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis grup toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

Bakırhan konuşmasında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Stockholm sendromu" benzetmesine ve partisine yönelik eleştirilerine tepki gösterdi.

Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşanan gelişmeler ve partisinin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin Dış İlişkiler Komitesi Eşbaşkanı olan İlham Ahmed'i davetine de değinen Bakırhan, 'diplomasi' çağrısı yaptı.

Bakırhan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;

ROMANLARA AYRIMCILIK

Bakırhan, Romanların Türkiye’nin en kadim halklarından biri olduğunu hatırlattı ve yıllardır sistematik yoksullaştırıldıklarını vurguladı:

“Bu toprakların en kadim halklarından birisidir Romanlar. Onlara hoş geldiniz diyorum. Mahallelerine hizmet götürülmüyor. Çocukları okullarda başka sınıflarda okutuluyor. İş başvurularında soyadları yüzünden ayrımcılığa uğruyor. Oysa Romanların kapısı herkese açıkken onlara açılan kapılar kapatılıyor. Roman dilinin ve kültürünün görünür olması sağlansın.”

Herkesi eşit yurttaşlık temelinde dayanışmaya çağıran Bakırhan, “Bu ötekileştirmeye ve adaletsizliklere karşı birlikte mücadele etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Bakırhan, İmralı’da Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeye de değindi:

“Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun İmralı Adası'nda gerçekleştirdiği görüşme, çözüm yolunda atılmış çok önemli bir adımdır. Komisyonun Sayın Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşme, Kürt meselesini güçlü bir siyasal zemine taşımıştır. Bu, Türkiye’deki çözüm aklının başarısıdır.

'GÖRÜŞME TUTANAĞI KOMİSYON ÜYELERİ İLE PAYLAŞILACAK'

Görüşme öncesinde fırtınalar koparıldı, kıyamet senaryoları yazıldı. Peki, kıyamet mi koptu? Hayır. Aksine, barış yolunda önemli bir eşik aşıldı.

4 Aralık'ta komisyon yeniden toplanacak ve görüşme tutanağı komisyon üyeleriyle paylaşılacak. Sayın Öcalan'ın toplumdan saklayacağı, gizleyeceği hiçbir şey yoktur. Kendisi her türlü fikrin kamusal şeffaflık içerisinde olması gerektiğini yıllardır söylüyor. O nedenle tutanakların kamuoyuyla da paylaşılmasını, şeffaflığın sağlanmasını ve toplumun rahatlamasını istiyoruz.

'PRATİK ADIMLAR ZAMANI'

İktidar da, toplumsal barışın sahiplenilmesini sağlayacak hukuki ve idari düzenlemeleri acilen yapmalıdır. Söz değil, artık pratik adımlar zamanıdır. Çünkü söz uçar; önemli olan toplumsal mutabakatı kağıda dökecek adımlar atılmasıdır. Sorumluluk Meclis’te. Bütün partileri, Kürt meselesinin çözümüne ve Türkiye’nin demokratikleşmesine sahici katkı sunmaya çağırıyorum. Çözüm odaklı raporların hızlıca yasalara dönüşmesi için ilk ve tarihi sorumluluk Sayın Numan Kurtulmuş’ta ve komisyondadır.

'BARIŞ KAPISINDA EŞİKTE DURMAK SİYASET DEĞİLDİR'

Barış kapısı açıldığında eşikte durmak siyaset değildir. Biz bu kapıdan tüm Türkiye halklarının geçmesini, kimsenin geride kalmamasını istiyoruz. Kürt meselesi yalnızca Kürtlerin değil, 86 milyonun sorumluluğudur; çözüm de birlikte üretilmelidir. Bu süreç bizler açısından hiçbir partiye angaje olmak değildir; ülkenin yüz yıllık meselesine çözüm arıyoruz. Bizim hattımız üçüncü yoldur: Ne başkalarının vagonu oluruz ne de çözümü erteleyenleri makul görürüz.

ÖZGÜR ÖZEL'E YANIT

Biz ortak paydaları büyütmeye çalışırken ana muhalefet partisinin lideri, partimize ve tabanımıza bazı ithamlarda bulunuyor. Öyle anlaşılıyor ki Sayın Özel, kurultay kürsüsünden bize “Stockholm sendromu” teşhisi koyuyor, “Celladına aşık olmayın” diyor. Biz de soruyoruz: Biz Meclis’te barış için yasa konuşurken, sokaklarda barışı toplumsallaştırırken, siz kürsüden neden bir halkı aşağılayıcı sözler kullanıyorsunuz? Sözü çözüm için kurmak varken, ucuz polemikler ve anlamsız kavgalara başvurmak siyasetsizliktir.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 39’uncu Olağan Kurultayı’nda yaptığı konuşmada "Stockholm sendromu" benzetmesinde bulunmuştu. Özel, şunları söylemişti: "Herkesi canı istediğinde ‘Şu parti kapatılsın, kapatmıyorsa Anayasa Mahkemesi de kapatılsın’ diyenlerin demokratlığını hatırlamaya davet ediyorum. Bir Stockholm Sendromu’na kapılmamaya, dün elinden zor kurtulduğumuz celladımıza aşık olmamaya davet ediyorum."

'CELLATLIĞIMIZA SOYUNAN ÇOK OLDU AMA...'

Biz demokratik siyasi çözümü esas alan mücadele ve müzakere partisiyiz. Halkımız barış içinde eşit ve özgür yaşamak istiyor. Böyle bir halkı sendromla itham etmek demokratik siyaset midir? Kürt halkına saygı duymak bu mudur? Biz bu coğrafyada halklar, inançlar, devrimciler, ezilenler olarak celladı iyi tanırız. Cellatları mezarlıklarımızdan, faili meçhullerden, yakılmış köylerimizden, direndiğimiz o zindanlardan iyi biliriz. Kimse bu hafızanın üzerine ucuz metaforlarla yaklaşmasın. Cellatlığımıza soyunan çok oldu, haklısınız, ama bizi kurban yapmaya kimsenin gücü yetmedi ve yetmeyecek.

'HEPİNİZ BORÇLU ÇIKARSINIZ'

Herkes çok iyi bilsin ki “cellat” defterini açacaksak, geçmişi konuşacaksak hepiniz borçlu çıkarsınız. Herkesi polemikçi ve tutarsız dilden vazgeçmeye; çözüme ve barışa katkı sunmaya çağırıyorum. Açık konuşun. Bu sorunun çözümünün karşısındaysanız, sağa sola çekmeden, yaftalamadan sözünüzü söyleyin. Ana muhalefet partisi süreç karşıtlarının çekim merkezi olmaya adaysa büyük bir yanlış yapar. Buradan iktidara yürürüm stratejisini düşünüyorsa kaybeder.

Bu vesileyle bir kez daha CHP Genel Başkanlığına seçilen Sayın Özgür Özel’i tebrik ediyoruz. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere bütün muhalefet partilerine, yüz yıllık meselenin çözümünde ellerini taşın altına koymaya, sorumluluk ve inisiyatif almaya çağırıyorum. Barışa ve çözüme ortak olan kazanır.

SURİYE'DEKİ GELİŞMELER

Türkiye’nin ve bölgenin en önemli gündemlerinden biri de Suriye’deki gelişmelerdir. Suriye’de Ahmed Şara ismini, kıyafetini, rejimi değiştirdi. Ama soru şu: Tekçi yapıyı da değiştirecek mi? Pratiklere bakınca görünen tablo, yeni bir sayfa değil, eski kitabın devamı. Tekçi ve inkârcı zihniyet Suriye’nin 60 yılına mal oldu. Bu ülke başka bir 60 yıl daha aynı hatayı kaldıramaz.

ALEVİLERE YÖNELİK KATLİAMLAR

Bakın, Suriye’nin sahil bölgesinde yaşayan Alevilere yönelik saldırılar kabul edilemez. Bu saldırıları en güçlü bir şekilde kınıyoruz. Binlerce yıldan süzülüp gelen çoğulcu yapısını yok etmek isteyen herkes, kendisini de ülkesini de ateşe atmış olur. 10 Mart’ta Alevilere dönük yapılan sistematik ve toplu katliamların cezasız bırakılması bugünkü saldırıları teşvik ediyor. Suriye üzerinde ilişkileri olan Türkiye, Alevilere dönük saldırılara karşı rejimi uyarmalı, bu yanlıştan vazgeçmelerini sağlamalı. Dünyanın ve bölgenin neresinde olursa olsun Alevi kardeşlerimize vurulan en ufak fiskeyi kendimize vurulmuş bir tokat olarak değerlendiririz.

'MECLİS SURİYE'YE GİTMELİ'

Meclis, siyasi parti üyelerinden oluşan bir komisyon kurarak Suriye’ye gitmeli ve Alevi halklarının sorununu dinlemeli. Koalisyon güçlerini ve Suriye üzerinde ilişkileri olan bölge devletlerini de Alevilere dönük saldırılara karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.

İLHAM AHMED'E DAVET

Öte yandan bunlar olurken Suriye’nin Kuzeydoğusundaki yönetim bir yandan Suriye’de çözümü arıyor, bir yandan da komşu ülkelere dost eli uzatıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’den özellikle Türkiye’ye uzanan bir dostluk eli var. Artık bu elin tutulması gerekir. İlham Ahmed, bu hafta sonu partimizin düzenleyeceği uluslararası konferansa davetliydi. Henüz bir dönüş sağlanmadı. Sorusu olanlar sorularını sorsun, endişelerini yerine getirsin. Diplomasi ne için var? Getirin, oturun, konuşun, anlaşın. Diplomasi bunun için var. Diyalog bunun için var."

*Abdi'den İmralı açıklaması: Öcalan ile temasımız oldu, Rojava da İmralı ile görüşmeli

*Ömer Çelik'ten Mazlum Abdi'ye 'İmralı' yanıtı

EKONOMİ VE SOSYAL KRİZ

Türkiye’de tarım ve hayvancılıktaki çöküşe dikkat çeken Bakırhan:

“Üretici üretimden kopuyor, et fiyatları yükseliyor. Milyonlarca insan yeterli beslenemiyor ve barınamıyor. Bu bir kaynak sorunu değil, siyasi irade sorunudur.”

2026 bütçesi görüşmeleri sırasında verdikleri önergelerin çoğunun reddedildiğini belirten Bakırhan, temel taleplerini sıraladı: barınma hakkı için adımlar, çiftçi borçlarının silinmesi, emekli maaşlarının artırılması, hanelere ücretsiz doğalgaz ve elektrik, asgari ücretin yoksulluk sınırının yarısına çıkarılması. (HABER MERKEZİ)

İlham Ahmed Tuncer Bakırhan dem parti CHP Genel Başkanı Özgür Özel süreç