Dervişoğlu'ndan 'Akşener' yanıtı: Erdoğan'ın seçim kazanmasına vesile olan bizzat Kılıçdaroğlu'dur

Dervişoğlu'ndan 'Akşener' yanıtı: Erdoğan'ın seçim kazanmasına vesile olan bizzat Kılıçdaroğlu'dur
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, eski CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'num Meral Akşener hakkındaki ifadelerine tepki gösterdi. Dervişoğlu "Kongre kaybedilir, seçim kaybedilir sorumlusu başkası. İnsan biraz da suçu kendinde aramalı" dedi.

Artı Gerçek - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Kongre kaybedilir, sorumlusu başkası. Seçim kaybedilir, sorumlusu yine bir başkası. O nedenle son söz olarak diyorum ki başkasını itham, kendini müdafaa değildir Sayın Kılıçdaroğlu" dedi.

Dervişoğlu, Ankara'da partisinin İl Başkanları Toplantısı öncesi basın toplantısı düzenledi.

Dervişoğlu, iktidar ve bileşenlerinin yaptığı her açıklamanın, attığı her adımın, yaşama geçirdiği her uygulamanın toplumsal kaygıları arttırdığını belirterek, "Adeta toplumun sinir uçlarına dokunan ve yapay tartışmalarla birlikte sosyal çalkantılara vesile olabilecek bir mahiyet arz etmektedir. İş başına geldikleri günden itibaren, yarattıkları gerginlikten beslenen ve bunu bir stratejiye dönüştürerek kamuoyunu yönlendirmeye çalışan, gerçek sorunları karartıp, toplumun tüm doğrularını kendi yarattıkları bataklıkta boğmayı hedefleyen bir iletişim yöntemi kullanmakta ısrar etmektedirler. Seçmen iradesini hiçe saymayı iktidarının gereği sayan saray rejimi; istibdat arzusu ve OHAL (Olağanüstü Hal) tutkusunun tezahürü olarak, kayyım atamaları ile açıkça seçmeni tahrik etmektedir" diye konuştu.

'KAYYIM SARAY REJİMİNİN DEMOKRASİYE KARŞI AÇIK VE KARARLI BİR SALDIRISIDIR'

Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü, görevi ve konumu gereği hukuk karşısında üstünlüğü olmadığını söyleyen Dervişoğlu, "Suç işleyen varsa elbette cezasını çekmeli, hesabını da vermelidir. Ancak, kayyım yetkisinin ve uygulamasının yargısal denetimden muaf tutulması, süreklilik arz eden siyasi bir silah haline getirilmesi, saray rejiminin demokrasiye karşı açık ve kararlı bir saldırısıdır. Kayyıma karşı geliştirilecek tavrın odağında, Cumhuriyet düzenini korumak iradesi, hakkın ve hukukun hakim kılınması hedefi yer almalıdır. Aksi durumlar, arzulanan istibdat düzeni için beslenme sahasıdır. Bu iktidara yeni bir istismar alanı oluşturacak hatalardan azami şekilde uzak durulmalıdır. Bu sebeple, siyasi çevreleri ve milletimizi sorumlu davranmaya ve itidal içerisinde hareket etmeye davet ediyorum. İYİ Parti olarak, 22 Kasım'da TBMM'ye vermiş olduğumuz kanun teklifimiz ile yerel yönetimlerin demokratik meşruiyetinin muhafazası, kayyım yetkisinin sınırlandırılması, yargının görüşü ve denetimine tabi tutulması için gerekli adımları attık. Süreci kararlılıkla takip edecek ve millet iradesine her zaman her yerde sahip çıkmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

'DAHA ÖZENLİ KONUŞMASINI BEKLERDİM'

Dervişoğlu, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret suçlamasıyla yargılandığı davadaki savunmasına ilişkin konuştu.

Kılıçdaroğlu savunmasında İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener'e göndermede bulunarak şu ifadeleri kullanmıştı:

"Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, vasiyet olarak 'Kılıçdaroğlunu aileme emanet ediyorum' diyen milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı, onlara inandığım hata ettim, Evet hatalıyım. Bu kadar kötü olabileceklerini tahmin edemedim."

Dervişoğlu ise açıklamasında şunları kaydetti:

"CHP eski Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, kamuoyunun dikkatini çeken önemli açıklamalarda bulundu. Bana sorarsanız demokrasi tarihimizde önemli yeri olan partilerin genel başkanlarının söylemleri nedeniyle ve siyasi rakiplerinin şikayetlerine bağlı olarak yargılanmaları hiç yerinde bir uygulama değildir. Yargılanmasına neden olan iddialarla ilgili açıklamaları elbette kendi takdirleridir. Ancak, geride bırakılan dönemlerle ilgili çok daha özenli konuşmasını umar ve beklerdim. İYİ Parti'nin bugünü ve yarınları nasıl bizimse dünü ve evveli de bizimdir. Toplumun önemli bir kesimini töhmet altında bırakan ve Kurucu Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'i doğrudan hedef alan açıklamalarını şiddetle kınıyorum. Biz yaşadığımız süreçlerle ilgili olarak, kendimize ait değerlendirmeyi ve özeleştirileri yetkili organlarımızda yapar, yarınlara dair yol haritamızı da kendi irademizle belirleriz. Çok fazla şey söylemeye gerek yok. 'Cumhurbaşkanı'nın halkoyuyla seçilmeye başladığı günden itibaren, 2014'te Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'nu, 2018'de Sayın Muharrem İnce'yi, 2023 yılında da kendisini Cumhurbaşkanı adayı yapan ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim kazanmasına vesile olan bizzat Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Ayrıca biz CHP'ye uzaydan aday teklif etmedik ya da pazarlık içinde bir aday önermedik. Eski defterleri karıştırmanın kimseye bir fayda sağlamayacağını hatırlatmak isterim. Ve yine hatırlatmak isterim ki evinizde kavga varken komşu eviyle kavga etmek size bir yarar getirmez. Kongre kaybedilir, sorumlusu başkası. Seçim kaybedilir sorumlusu yine bir başkası. Böyle bir değerlendirme vicdani değildir. İnsan biraz da suçu ve sorumluluğu kendisinde aramalıdır. Söylenecek çok fazla söz var; ama dünün de bir hatırası var. O nedenle son söz olarak diyorum ki başkasını itham, kendini müdafaa değildir Sayın Kılıçdaroğlu" diye konuştu.

'TEĞMENLERİMİZE SONUNA KADAR SAHİP ÇIKACAĞIZ'

Dervişoğlu, Kara Harp Okulu Komutanlığı Mezuniyet Töreni'nde gerçekleştirilen kılıçlı yeminle ilgili yürütülen disiplin sürecine ilişkin de değerlendirmelere bulundu.

Dervişoğlu "Yapılan soruşturma ve idari tahkikat üzerinden bir değerlendirme yapmak durumunda değilim. Konuyla ilgili görüşlerimi açık ve net bir şekilde ortaya koydum. Yaşadığımız süreçte teğmenlerin yaptıkları fiilden kaynaklı olarak ihraç edilmelerini icap edilecek bir suç işlediklerine inanmıyorum. Dolayısıyla şu anda Türkiye'de herkesin morale ihtiyacı var. Ve moral bozulması gibi muhtemel adımlardan uzak durmak da öncelikle bu hükümetin görevleri arasındadır. Teğmenlerimize sonuna kadar sahip çıkacağımızı ifade ediyorum. 'Orta yerde bir disiplin suçu işlenmiştir' iddiası var hepimizin malumu. Bu işlendiği var sayılan hatanın, bütün bir ömürleri boyunca mesleklerine hizmet etmek için yetiştirilmiş insanların ihracını oluşturabilecek bir eylem olduğu kanaatini taşımıyorum. O sebeple ihraç talebi söz konusu olabilir; ama idari tahkikattır bu. Bir bakarsınız uyarı olabilir, bir bakarsınız kınama olabilir. Bana sorarsanız ortada bir suç yoktur, bunlara ihtiyaç duyulmamalıdır. Ama elbette ki soruşturmanın nasıl sürdürüleceğine de bakmak lazım. Siyaseten bizim görevimiz uyarılarda bulunmak ve haksızlığa uğramış insanların yalnız kalmadıklarını kendilerine göstermektir" dedi. (DHA)

Öne Çıkanlar