Komisyon 12'nci kez toplandı: 'Birlik projesi, Süleymaniye ve Kobani’de somutlaşmalı'
Meclis'te kurulan komisyonun 12'nci toplantısında düşünce ve araştırma kuruluşları aktarım yaptı ve toplumsal araştırmalarda sürece yönelik desteğin yüksek, adımların gecikmesinden kaynaklı güvensizlik olduğuna işaret edildi. Bir diğer vurgu ise gelişmelerin 'Suriye ve Irak'ı da etkileyeceği' oldu.
Artı Gerçek - Meclis'te Kürt sorununun çözümü için kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 12’nci toplantısında, düşünce ve araştırma kuruluşları dinlendi.
Toplantıda konuşan Ekopolitik Kültür, Eğitim ve Araştırma Vakfı (EKEAV) Temsilcisi Tarık Çelenk, Kürt sorununun yalnızca Türkiye’nin iç meselesi olmadığını, aynı zamanda bir Ortadoğu sorunu olduğunu vurguladı.
"Kobane ve Erbil’deki gelişmeler, Türkiye’nin iç ve dış geleceğini doğrudan etkiler” diyen Çelenk, Kürt sorununun Ortadoğu bağlamında ele alınması gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye, iç Kürt sorununu çözerken, dış akrabaları için kapsayıcı bir yumuşak güç siyaseti üretmeli. Bu, Türkmen kardeşlerimizin güvenliğini de sağlar. İran, Irak ve Suriye’yi karış karış gezen biri olarak söylüyorum; milli birlik projesi, Erbil, Süleymaniye ve Kobani’de somutlaşmalı” dedi.
'TERÖRSÜZ TÜRKİYE' SÖYLEMİNE ELEŞTİRİ
Çelenk, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “demokratik ulus, konfederal entegrasyon ve KCK” kavramlarının barışa katkı sağlayabileceğini, ancak Türk ve Kürt taraflarının bu kavramlara paralel ortak paradigmalar üretmesi gerektiğini kaydetti.
Güncel eğilimin “Kürt sorunu veya demokrasi” kavramlarından kaçınıp “terörsüz Türkiye” söylemine sığınmak olduğunu söyleyen ve bu söylemi eleştiren Çelenk, "Bu yeni bir dondurucu sürece yol açabilir" uyarısı yaptı.
Ankara Enstitüsü Temsilcisi Hatem Ete ise süreci, siyaset ve Türkiye için uzunca süredir görülmeyen kurucu bir siyasal irade olarak yorumladı.
'SÜRECE DESTEK YÜZDE 70'LERE VARIYOR'
Toplumun sürece sıcak olmadığı yönünde bir algı yaratılmak istendiğine dikkat çeken Ete, "Her ay Panorama TR olarak bir kamuoyu araştırması yapıyoruz ve bu meseleyi de hassasiyetle tartışıyoruz. Bugüne kadar toplumsal duyarlılık bahsinde dikkate almamız gereken bir şey oluşmuş değil. Bu önümüzdeki dönemlerde oluşmayacağı anlamına gelmiyor. Süreçle ilgili destek yüzde 60'ların altına düşmüş değil. Mart ayından itibaren ete kemiğe büründüğünde bu oranlar yüzde 45-50'ler civarındaydı. Şu anda yüzde 55'le 60 arası bir yerde duruyor, sürece destek. Kabaca kahvede konuşulan dille belirtmek gerekirse; katılımcılara sorduğumuzda, sizce bu mesele Türkiye için iyi mi olur, kötü mü olur sorusunu basitleştirerek sorduğumuzda; bu meseleye destek yüzde 70'lere varıyor. Dolayısıyla burada çok yüksek bir mutabakat var" diye konuştu.
'SÜRECİN BAŞARISI TOPLUMSAL RIZAYA BAĞLI'
Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç de, sürecin başarısındaki mihenk taşlarından birinin sürecin toplumsallaşması ve toplumsal rızanın güçlendirilmiş olmasına bağlı olduğunu vurguladı. Yüksel Genç, "Tüm bunlarla beraber sürecin başından bu yana yaptığımız saha araştırmalarımızda tıpkı bizden önceki arkadaşlarımızın da paylaştığı üzere, ilk defa bir çözüm ve barış sürecinde toplumun bu denli sürdürülebilir bir temkinlilik sergilediğini ölçüyoruz. Daha önceki süreçlerde toplumsal temkinliliğin bu kadar yüksek ve uzun sürmediğini söylemek çok mühim" diye belirtti.
SAHA ARAŞTIRMALARI NE DİYOR?
Yaptıkları saha araştırmalarının verilerini paylaşan Yüksel Genç, "Toplumun taleplerini sorduk ve birincisi sahanın yüzde 65'i infaz kanununda değişiklik bekliyor. Yüzde 65'i bölge açısından söylüyorum. Yine toplum Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) kaldırılmasına dönük yüzde 60'ı aşan bir rakam ve beklenti içerisinde. Hasta tutsakların, bırakılmasına dair yüzde 68,5 gibi bir rakam söz konusu" şeklinde konuştu.
"Umut hakkının" yasal olarak tanınmasına ilişkin de araştırmalar yaptıklarını belirten Yüksel Genç, "Bölgede, süreci yürütenlere yönelik yasal güvencelerin sağlanmasına dair yüzde 66,7'lik bir beklentinin oluştuğunu, kayyum uygulamalarının sonlandırılmasına dair beklentinin ise yüzde 71,2 olduğunu belirtmek gerekir. Bir siyasi affın mutlaka gerektiğine ve bunun hızla yapılmasının sürecin gerekliliği olduğuna inanılanların da yüzde 60 oranını aştığını bildirmek gerekiyor" dedi.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Temsilcisi Güven Sak ise Türkiye'nin savaştan kaynaklı ekonomik sorunlarına ve sürecin ekonomiye sunacağı katkılara ilişkin bir sunum gerçekleştirdi.
'ŞEFFAF BİR YOL HARİTASI KAMUOYU İLE PAYLAŞILMALI'
İkinci oturumda Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Dr. Kadir Temiz söz aldı. Temiz, sürecin sürdürebilir olması açısından, toplumsal hafızaya ve mağduriyetlere karşı duyarlı olunması gerektiği vurguladı.
Temiz, "Çünkü bizim de gözlemlediğimiz üzere sürecin sürdürülebilirliği özellikle Irak'ta 2003 yılından bu yana kurulmaya çalışılan düzenden bağımsız okunamaz. Hakeza Suriye'de Kürt sorunu hiçbir şekilde hem Baas rejimi hem de geçtiğimiz on yılda şahit olduğumuz iç savaşta yaşanan travmatik gelişmeler olmadan açıklanamaz. Tabii, son olarak, şeffaf ve aşamalı bir yol haritası aslında kamuoyuyla bir an önce paylaşılmalı. Bu bahsettiğim kamuoyu, sadece Türkiye kamuoyu değil, bugün Irak, özellikle Kuzey Irak'taki kamuoyu ve Suriye kamuoyu da bu süreç hakkında bir geri bildirim beklemektedir; hem içeride hem bölgede beklentileri yönetmek için açıklık ve netlik sağlanmalıdır" dedi.
'HUKUKİ SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ'
Ardından söz alan Genar Araştırma Başkanı İihsan Aktaş ise komisyonun öncelikli olarak hukuki sorunları ele alması gerektiğine işaret ederek, "Bazı konular, hukuka dayalı bazı haklar meselesi var. Eğer pratikte bazı hukuki sorunlar çözülürse bunun yansımalarının çok olumlu olacağını düşünüyorum. Devletin aslında teknik olarak atacağı adımlar var fakat artık yeni anayasa hukuk toplumuna geçiş ve bir aşama sonrası da rıza toplumuna geçiş temelinde oluşturulması lazım" ifadelerini kullandı.
KURTULMUŞ: SAĞLAM BİR RAPORU MECLİS'E SUNACAĞIZ
Komisyonun dinlemelerden sonra doğru bir istikamette ilerlediğini belirten Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ise toplantı sonrası yaptığı kapanış konuşmasında, "İnşallah bu süreci de en kısa süre içerisinde tamamlayarak Meclis Genel Kuruluna sağlam bir raporu; bu Komisyonun çerçevesi, yasal düzenlemeler, diğer düzenlemeler başta olmak üzere, demokratikleşme, hukuk devleti konusundaki beklentilerimizi de ifade ederek sağlam bir raporu Meclis'e çerçeve olarak sunacağız" dedi.
Yapılan aktarımların çok önemli tespitler olduğu vurgusunu yapan Kurtulmuş devamla şunları kaydetti:
"Olumsuz tespitlerimizi de bir kenara bırakmayı tavsiye ediyorum. Böylesine bir sürece Türklerin ve Kürtlerin kahir ekseriyetinin destek vermiş olması; rakamlar, arkadaşlarımızın rakamları değişmekle birlikte, aşağı yukarı dörtte 3'ün üstünde bir desteği ortaya koyuyor.
Burada birkaç arkadaşımız da ifade etti. Özellikle Kürt vatandaşlarımızın en temel beklentilerinden biri Kürt kimliğiyle ilgili tereddütlerin ortadan kalkması. Bunun yanı sıra en az 3-4 arkadaşımız ifade etti; Türkiye'ye aidiyetin de Kürtlerin nezdinde çok yüksek oranda olduğunu biliyoruz, en büyük güvencemiz de burasıdır. Yine aynı şekilde, biz, PKK'nın silah bırakmasıyla birlikte başlayan bu sürece paralel olarak, bölge ülkelerimizin, komşu ülkelerimizin hepsinde de Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Ezidilerin, Sünnilerin, Şiilerin, Alevilerin hep beraber güçlü bir gelecek inşa etmesi üzerinde durmak zorundayız." (HABER MERKEZİ-MA)
Numan Kurtulmuş: 'Dinleme faslının sonuna geldik, yasal düzenlemelere odaklanacağız'Politika