'Mutasyonların ölümcül olduğu ve aşıları etkisiz hale getireceği doğru değil'

'Mutasyonların ölümcül olduğu ve aşıları etkisiz hale getireceği doğru değil'
Dr. Çağatay Tarhan: Türkiye'deki biyoloji eğitimi çok kötü seviyede. Virüs, evrimi kafamıza vura vura gösteriyor.

ARTI GERÇEK- Jackson Laboratuarı Enstitüsü Baş Araştırmacısı Prof. Dr. Derya Unutmaz ve İstanbul Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Çağatay Tarhan, Artı TV'de ekrana gelen "Odak" programına konuk oldu. Ezo Özer'in sunduğu programda, Coronavirus'le ilgili mutasyonlar ve aşıların durumu konuşuldu. 

Prof. Dr. Unutmaz, virüsün devamlı mutasyona uğradığını ve bugüne kadar 4 binden fazla mutasyonun tespit edildiğini söyledi. "Yalnız, bu son mutasyon, aslında bir mutasyon değil," diyen Unutmaz, şöyle devam etti:

'ÖLÜMCÜL OLDUĞU DOĞRU DEĞİL, AŞILAR ETKİSİZ HALE GELMEYECEK'

"Yaklaşık 14 tane yüzeydeki anahtar molekülün başat proteini değiştirecek tipte mutasyonlar tespit edildi. Burada iki tane endişe edilecek nokta var. Yani neden daha fazla bulaşıcı olduğunu düşündüler? İki sebepten dolayı, aslında bu mutasyonlar eylül ayında tespit edilmişti ve bunlardan bir tanesi hayvan deneylerinde virüsün kilidine yani bu anahtarın reseptörüne daha iyi bağlanmasını sağlayacak mutasyonlardan bir tanesi. Diğerleri de buna yardımcı olabilirler. İkinci ve belki daha önemli bir sebep, bu virüs aslında birçok virüs gibi çeşitli mutasyonlara sahip virüslerden bir tanesi. Ama son 2-3 haftadır İngiltere'nin belli bölgelerinde çok hızlı bir şekide yayılıyor. Yani diğer virüslerin yerine geçiyor, onlarla rekabet ediyor. Ve bu virüsün bir avantajı olduğu anlamına geliyor. Bu avantajın da bir ihtimal bu mutasyonlardan dolayı olduğunu düşünüyoruz. Ama bununla ilgili çok kesin kanıt yok şu anda, öyle bir görüş var. Ölümcül olduğu hakkındaki yorumlar doğru değil. Şu ana kadar bu mutasyonun insanlarda daha fazla ağır hastalığa sebebiyet verdiği ya da ölümcül yaptığına dair herhangi bir veri yok. Ve daha da önemlisi, aşıları etkisiz hale getirecek bir durum da söz konusu değil."

'TAM KAPATMA MUTASYONU ÖNLÜYOR'

Dr. Çağatay Tarhan ise bu mutasyonların virüsle mücadeleyi nasıl etkileyeceği hakkında şunları söyledi:

"Virüs yüzde 70 oranında bulaşma etkisini artıyorsa eğer bundan alınacak önlemlerin çok daha katı olması lazım. Çünkü zaten şimdiye kadar virüsün belli bir bulaşma paterni vardı. Şu an için öldürücülük ya da aşının etkinliğin düşürmek gibi bir şey zaten yok. Aslına baklırsa bu mutasyon ortaya çıkmadan önce de iki hafta tam kapatmanın olmasının gerekliliği konuşuluyordu. Yani aşı ortaya çıkıp da yaygınlaşana kadar, elimizde bir tek bu tedbirler var. Mesela Çin'de uygulanan tam kapatma sayesinde virüsün mutasyonlarının önüne geçilebildi."

Prof. Unutmaz da tam kapatmanın çok önemli olduğunu söylerek virüsün insandan insana ne kadar çok bulaşırsa mutasyona o kadar fırsat olduğunu söyledi. Unutmaz, bu durumun da aşılara karşı henüz bir tehdit olmasa da olmayacağı anlamına gelmeyeceğini de sözlerine ekledi.

HANGİ AŞI DAHA İYİ?

Mevcut durumda hangi aşının daha iyi olduğu tartışmalarına ise Unutmaz'ın yanıtı şöyle oldu: 

"Bu tartışmaları aslında gereksiz buluyorum. Çünkü eğer bilimsel yoldan giderseniz tartışmaya gerek kalmıyor. Neden kalmıyor? Çünkü bilimsel yolun bir prosedürü var. Bu nedir? Aşıların Faz-1, Faz-2, Faz-3'ten geçmesi ve belli bir koruyuculuğa sahip olduğunu çok net ve şaffaf şekilde göstermesi lazım. Faz-3'te on binlerce kişinin üzerinde denenmesi lazım, her tür yaş grubunda denenmesi lazım, 60-65 yaş üzeri çok önemli; onlarda ayrı, çocuklarda ayrı denenmesi lazım, yan etkilerinin hepsinin en az 2 ay takip edilmesi lazım. Bu kriterler ABD'de ve Avrupa'da ilaç kurumları tarafından çok net biçimde gösterilmiş. Zaten şu ana kadar bütün bu kriterleri tamamlayıp onay alan iki şirket var. Bu kritleri sağladıktan sonra Rus aşısı da olabilir, Çin aşısı da."

'VÜRÜS KAFAMIZA VURA VURA EVRİMİ GÖSTERİYOR'

Virüsün diziliminin en başından beri Türkiye'de yapılmadığını vurgulayan Dr. Çağatay Tarhan ise Türkiye'nin bilimsel çalışmalar seviyesindeki temel eksikliklerini anlattı:

"Türkiye'de tıp eğitiminin belli bir kaliteyi tutturduğunu biliyoruz. Fakat biyoloji eğitimi çok kötü ülkede. Biyolojiye sınavlarda ekstra puan getirecek bir ders olarak bakılıyor. Özellikle evrim konusu da Türkiye'de 'tukaka' edilen bir konu. Virüs özelinde bunu da görüyoruz. Virüsün alabileceği form, değişme biçimleri, mutasyon, mutasyonun yol açtığı sonuçlar; bunlardan bahsettiğiniz zaman insanlara çok tuhaf geliyor. Bu doğal bir fenomen, doğal bir olgu. Yani yerçekimi neyse evrimleşmek de bundan farklı bir şey değil. Bunu yönetim kademesinde ve eğitimde reddettik ama virüs bunu kafamıza vura vura gösteriyor: 'Bakın nasıl evrimleşiyorum, nasıl değişiyorum, sizi nasıl zorda bırakıyorum, ilaç gelilştirmek, aşı geliştirmek konusunda sizi nasıl zorluyorum; bunu göstere göstere karşımıza çıkartıyor. Ben en önemli şeylerden bir tanesinin biyoloji eğitimi ve biyologlara kadro verilmesi olarak düşünüyorum."

Öne Çıkanlar