TTB Merkez Konseyi üyesi Yerlikaya: Topluma güven veren tarzda bir aşılama süreci yürütülmüyor
Coronavirus'e ilişkin aşılama sürecinde yaşanan sorunlara dikkat çekenTürk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyesi Halis Yerlikaya, "Topluma güven veren tarzda bir aşılama süreci yürütülmüyor" dedi.
Coronavirus salgını yıkıcı etkisiyle sürmeye devam ederken, Çin’den alınan 3 milyon dozluk SinoVac Coronavirus aşısı, uygulanmaya başlandı. Aşıyla beraber bulaş hızının düşmeye başlaması ve normale dönme beklentisi oluşsa da, yurttaşların üzerindeki ekonomik basınç da artmaya devam ediyor.
TTB Merkez Konseyi üyesi Halis Yerlikaya, salgından etkilenen sağlık sistemi, vaka ve ölüm sayılarındaki artış ile uygulanmaya başlanan aşılama sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yerlikaya, Türkiye’de Coronavirus vakasının görülmeye başlandığı 10 aylık süreçte, Coronavirus dışı hastalıklarla yaşamını yitirenlerin sayısının arttığını, bununla beraber bir bütün olarak sağlık hizmetine erişimde ciddi sorunlar yaşandığını belirtti.
'YEREL ÖZGÜNLÜKLER HESABA KATILMADI'
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre; bu süreçte sürekli toplum katılımının gerekli olduğuna dair bilgilendirmelerde bulunduklarını kaydeden Yerlikaya, toplumun katılımın esas alınmadığını, sürecin ekonomik kaygılarla yürütüldüğünü, kararların merkezi olarak alındığını, yerelin özgünlüğünün hesaba katılmadığını dile getirdi. Sağlık Bakanlığı'nın pandemiye ilişkin açıkladığı verilerdeki çelişkileri anımsatan Yerlikaya, "Sonuç itibariyle buzdağının görünen kısmıyla değil, gerçekliği ifade eden süreçler yaşanmış olsaydı, gerçek rakamlar topluma açıklanmış olsaydı, belki de toplum, daha fazla etkin önlemler alabilirdi" ifadelerini kullandı.
'TEST AZALDIĞI İÇİN VAKA AZALIYOR'
Test stratejisinin halen sorunlu olduğunu vurgulayan Yerlikaya, "Çok az test yapılıyordu. Şu anda da baktığımızda vaka sayısında bir azalma var ama test sayılarında da bir azalma var. Test sayılarında düşmeye pareler olarak vaka sayıları düşüyor. Bölgede ilk başta test yapılmıyordu, numuneler buradan alınıp Ankara’ya götürülüyordu. Dünya Sağlık Örgütü'nün yaygın test yapma önerisi vardı ve süreç içerisinde test yaygınlaşabildi. Bunun ile ilgili de ciddi sıkıntılar olmuş oldu. Yani gerektiği zaman da etkin ve dinamik bir şekilde bir süreç yönetimi yaşanmış olsaydı, bu kadar sıkıntılar ve kayıplar yaşanmamış olurdu. Coronavirus hastası dışındaki hastalarda da gerektiği sağlık hizmetini veriyor olurduk. Çok geç kalındı, şu anda da benzer bir süreci de aşı ile ilgili yaşıyoruz" diye konuştu.
'AŞI ÖNEMLİ'
Türkiye’de uygulanmaya başlanan aşılama sürecine değinen Yerlikaya, "Şunu söylemek lazım; mevcut sistem içerisinde, herkesin kanserleşmiş gibi yayılan kentlerde yaşamak durumda kaldığı, kapitalist modernitenin oluşturduğu bu yaşam biçimi nedeniyle, SARS-CoV’a benzer virüslerin yeni pandemilere yol açabileceğini unutmamamız gerekiyor. Bunu yanında pandemiye karşı aşı, gerçekten tıbbın insanlığa sağladığı en büyük başarılardan biri. Bugün çiçek hastalığı veya kızamık yoksa, diğer bulaşıcı hastalıklar nedeniyle çocuklar ölmüyorsa, insanlığın başına bela olmuş kimi hastalıklar yeryüzünden silinmişse, bu aslında aşı sayesinde olmuştur. Bu anlamda biz sağlık emekçileri olarak aşının yanındayız, aşının tarafındayız. Bizim net bir sloganımız var; aşı candır, hayat kurtarır. Gerçekten aşıyla ancak bu sürecin üstesinden gelebiliriz. Ve bu kadar yıkıcı sonuçlara yol açmış hastalığın, aslında toplumsal etkisini ortadan çıkartılmasının yegâne kurtuluşu, belki de aşıdır. Bu nedenle aşıya çok büyük önem veriyoruz. Aşının safında yer alıyoruz" ifadesinde bulundu.
'ŞEFFAF OLUNMALI'
Ancak aşılama sürecine ilişkin Türkiye’de çok büyük eksiklikler yaşandığını kaydeden Yerlikaya, "Biz TTB olarak hep şunu söyledik; etkili, güvenilir, bütün nitelikli süreçleri başarıyla geçmiş tüm aşılar uygulanabilirdir. Menşeinden bağımsız olarak etkinliği ve güvenirliği ile ilgili verileri ortaya konulmuş tüm aşıların insanlara uygulanabileceğini söylüyoruz. İnsanlar bu konuda tereddüt yaşamasınlar, mutlaka ulaşılabilir olduğu andan itibaren aşı olsunlar. Sağlık Bakanlığı bu konuda süreci şeffaflaştırmadı, meslek örgütleri ile bu süreçler paylaşılmadı. Topluma güven veren tarzda bir aşılama süreci yürütülmüyor. Şunda da bu konuda eksiklikler halen var. Sağlık Bakanlığı 11 Aralık'ta aşının uygulanacağını söyledi. Bugün Türkiye'de halen aşılama etkili bir şekilde başlatılmadı" diye belirtti.
'CEZAEVLERİ ÖNCELENMELİ'
Cezaevinde bulunan tutukluların aşılama sürecinde öncelikli gruba dahil edilmesi gerektiğinin altını çizen Yerlikaya şunları dile getirdi: "Aslında cezaevleri pandemi koşulları olmasa dahi sağlıksız mekanlardır. Havalandırma sistemlerinden tutalım da, beslenme biçimine, güneşten yararlanmamaya kadar cezaevi ortamının yarattığı sağlıksız etkenler nedeniyle, tutsaklar aşıya erişebilmeli. Bu nedenle aşının ulaşabilir olduğu anda cezaevindeki nüfusun mutlaka aşılanması gerektiğini vurguluyoruz."