Hiç kimsenin geleceği güvence altında değil

Hiç kimsenin geleceği güvence altında değil
ARTI TV'de ekrana gelen 'Söz Sırası' programının konuğu DİSK Genel Sekreteri Adana Serdaroğlu oldu.

Adnan SERDAROĞLU


ARTI GERÇEK- Bugün sizlerle güncel bir konuyu paylaşmak istiyorum. Hepimizin merak ve hayretle takip ettiği gibi son günlerde ortaya çıkan ve sadece ülkemizde değil tüm dünyada gündem olan mafya itirafları, ülkemizin bilinen bir gerçeğini bir kez dasha ortaya koydu. Karşı karlıya olduğumuz bu tablo, basitçe bir kişinin itirafları değildir. Yıllardır devletin her türlü kademesinde yakın ilişkiler içerisinde olan, iktidara her kritik anında destek veren ve bu sayede de yıllarca dokunulmayan, hatta zaman zaman kendisine resmi koruma verilen bir suçlunun, devlet adına işlenen birçok suça ortak olduğuna dair itiraflarıdır. 

Aslında yapılan bu açıklamalar siyaset, devlet, bürokrasi ve mafya ilişkileri konusunda bir yandan itiraflar, öte yandan vahim iddialar da barındırmaktadır. Bu itiraf ve iddialar, aralarında bakanların, üst büraokratların, eski devlet görevlilerinin de olduğu çok sayıda kişiyi kapsamaktadır. İddiaların konusu açıkça suç oluşturmaktadır. Bu iddialar cinayet, rüşvet, uyuyşturucu kaçakçılığı hatta uyuşturucu kullanımı, görevi kötüye kullanma, suçluya yardım etme gibi çok sayıda suç unsuru içermektedir. 

İtiraf ve iddialara göre bazı siyasiler ve üst bürokratlarla organize suç örgütleri arasında kirli bir işbirliği gözükmektedir. Devletin kimi suç örgütlerini tarih boyunca çeşitli operasyonlarda kullandığı bilinmektedir. Özel harp dairesinden Susurluk'a kadar bu ilişkiler, daha önceki dönemlerde de zaman zaman açığa çıkmış ancak çeşitli biçimlerde kontrgerilla gerçeğini ortaya koyan tüm dosyalar bugüne kadar hep kapatılmıştır. 

Faili meçhul cinayetler aydınlatılamamıştır. Son dönemde bu iktidarın da bu ilişkileri ve yöntemleri geliştirdiğine dair kaygılarımız artmaktadır. Halkın her türlü demokratik protesto hakkı dahi engellenirken suç örgütü elebaşlarının miting düzenleyebildiği, iktidara en ufak bir eleştiri yapanların, tweet atanların sabaha karşı kapısı sabah karşı polis tarafından apar topar çalınırken mafya liderlerinin iktidarın bir parçası gibi davranarak muhalefet liderlerini tehdit edebildiği, gazetecilere yönelik aynı merkezden gelen işaretlerle gerçekleşen saldırılar karşısında etkili bir soruşturma yapğılmazken ki biz bunları çokça yaşadık, yine gazeteciler için hapishane ve gözaltıların sıradanlaştığı bir dönemde yaşıyoruz. 

Mafya liderleri ile ilgili af çıkartıldığını, çete başlarının bu aftan sonra teşekkür turu yaptığını iktidarın ve iktidarın ortaklarıyla ve üst isimleriyle nasıl pozlar verdiğini hep birlikte yaşadık, gördük.

Bugünlerde bu iddiaların ve itirafların yer aldığı videolar, on milyonlarca kez izlenmiş olmasına ve açıklamalarda adı geçen kişiler de çok sayıda açıklama yapmalarına rağmen şu ana kadar açılmış bir soruşturma bulunmamaktadır. Oysa anayasada ifadesini bulan demokratik bir hukuk devletinde bağımsız bir güç olan yargının görevi bu ortaya atılan iddiaları soruşturmaktır. İktidar ilişkilerinden dışlandığı için intikam almak istediği anlaşılan bir mafya itirafçısının beyanları somut tanıklarıyla birlikte değerlendirildğinde maalesef ki ortaya endişe verici bir tablo çıkmaktadır. 

Çocuklarımıza bırakmak istediğimiz gelecek bu değildir, bu olmamalıdır. Adalete güvenin kalmadığı, seçme ve seçilme hakkı ile sınırlı demokrasimizin işlemediği, halkın ifade özgürlüğü ve her türlü demokratik mücadele kanalları yok edilirken mafyanın istediğini tehdit ettiği bir ülkede bu ilişkilerden medet umanlar da dahil hiç kimsenin geleceği güvence altında değildir, böyle karanlık tablo içerisinde. 

Böylesi bir tabloyu bu ülke hak etmemektedir. Ortaya atılan ciddi iddiaların araştırılması ve yargının bağımsız çalışabilmesi için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır. Suç işleyenler ortaya çıkarılmalı, adalet önünde cezalarını çekmelidir. Bağımsız yargının işlemediği, parlamentonun işlevsiz kaldığı, denge ve denetlemenin olmadığı yerde hukuk dışı ilişkiler ve faaliyetlerin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Mafyanın, çetelerin, darbelerin, kontrgerillanın panzehiri gerçek demokrasidir ve gerçek bir adalettir. Bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üretenlerin, yani işçilerin yoksulluğu üzerine kurulu bir düzenin adil ve demokratik olma şansı da maalesef bulunmamaktadır. 

Öne Çıkanlar