Refah toplumuna doğru gidilmesi yönünde işaretler mi?

Refah toplumuna doğru gidilmesi yönünde işaretler mi?
ARTI TV'de ekrana gelen 'Söz Sırası' programının konuğu insan hakları savunucusu Fatma Bostan Ünsal oldu.

Fatma BOSTAN ÜNSAL


ARTI GERÇEK- Son günlerde şahit olduğumuz olaylar bize küresel ölçekte bazı şeyler anlatıyor. Neler bunlar, onlara bir göz atalım isterseniz.

Paris İklim Anlaşması'ndan eski ABD Başkanı Trump çekilmişti, yeni Başkan Biden bu şarta taraf olduğunu bildirmişti. Birkaç gün önce iklim zirvesi yapıldı. Bu çok önemli. Neden? Çünkü özellikle gelişmiş ülkeler dünya iklimini çok olumsuz etkiledikleri için bunu durduracak hatta geriye döndürecek hareketler için taahhüt veriyorlar ve kendi zararlarına oluyor bu. Trump zaten bu yüzden vazgeçmişti. Çünkü onun politikası 'önce ABD' idi. Bu önemli. 

İkinci bir husus, küresel aşı kurumu COVAX'a, yeni Trump buradan çıkmak istediğini söylemiş ve çıkmıştı, yeni Başkan Biden 4 milyar dolar bağış yapacağını duyurdu ve yine bazı aşı yapan kurumlara telif ücretlerini geçici bir süre ödememesi ynünde telkinlerde bulundu. 

Bir başka husus, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nde de sözü edilen ve evrensel düzeyde insanların belirli bir asgari ücrete sahip olması yönündeki anlayışın yeniden telaffuz ediliyor olması. 

Bir başka husus, ABD'de görüyoruz yine. Meksika'dan ABD'ye insanar akın akın gidiyorlar neredeyse ve eski Başkan Trump bunu önlemek için bir duvar, çok pahalı olan bir duvar örmeyi önermişti ve o duvarı da yaptı zaten. Çok zalimane uygulamalar yapıyordu. Mültecilerin çocuklarını annelerinden ayırmak gibi, son derece vahşi uygulamalara gidiyordu. Bunun yerine, bu durumu da önleyecek, insanların kendi bulundukları yerde daha müreffeh olacak uygulamaları gördük. Meksika'daki insanlara bir yardım programı bu çerçevede düşünülebilir. 

Bunlar bize 1932 yılında önce New York valisi olan Roosevelt'in, daha sonra da 4 kere ABD Başkanlığına seçilecektir, başlangıçta ABD'de uyguladığı, 1929 ekomomik bunalımının ABD'deki yıkımını ortadan kaldırmak üzere uyguladığı "new deal" (yeni düzen) politikalarının evrensel bir düzeye yeniden yayılmasını hatırlatıyor. Aslında ABD'de uygulananan bu "new deal" politikası, bütün dünyaya etki etmişti ve Türkiye de bu politikalardan yararlanmıştı. 

Fakat 70'li yılların sonunda başlayan yeni sağ politikalar, özelleştirmeler gibi, bugün Kolombiya'da gördüğümüz büyük insan protestolarına yol açmaktadır. Kolombiya'da son günlerde insanların sokaklara çıkması, hastanelerin özelleştirilmesine ve vergi politikalarına yönelik protesto olaylarına girişmeleri ve devletin de şiddet uygulaması, 100 civarında insanın öldüğünü biliyoruz, bunların olması Biden önderliğinde gerçekleşen bir tür küresel ölçekli sorunlara küresel ölçekli çözüm bulma politikası bize 'yeni bir trend mi başlıyor'u hatırlatmaktadır. 

Hatırlarsanız, Fransız İhtilali'nden sonra insan ve yurttaşlık hakları bildirgesinde şöyle bir ifade vardır: Toplumların başına gelen felaketlerle yönetimlerin bozulmasının yegane sebebi, ya insan haklarının unutulması ya da ihlal edilmesidir. BM Evrensel İnsan Hakları Beyeannamesi de tek bir ülkedeki doğru siyasetin temeli olarak görülen insan haklarının bütün bir evrende yerleşmesinin mümkün olabilir mi anlamında bir hedefe, ideale yönelikti ve Roosevelt bunu küresel bir "Magna Carta" olarak ifade etmişti. 

İşte bugün karşılaştığımız bu son olaylar, global düzeyde yeni sağ politikalarını geri çekecek, bunun yerine bir refah devletinin bütün bir evrene yayılacak refah toplumuna doğru gitmesi yönünde işaretler midir diye düşündürüyor bana...

Öne Çıkanlar