İnsan hakları karnesinde en önemli kilometre taşı

İnsan hakları karnesinde en önemli kilometre taşı
ARTI TV'de ekrana gelen 'Söz Sırası' programının konuğu hukuçu Fikret İlkiz oldu.

Fikret İLKİZ


ARTI GERÇEK- Herkese iyi bayramlar. Belki söze böyle başlamak ve "iyi bayramlar" diyerek yasaksız bayramların geçtiği günlerin özlemiyle durumumuzu insan hakları açısından bir kere daha gözden geçirmek gerekiyor. 

Yargı reformu stratejisinde, hatırlarsanız, İnsan Hakları Eylem Planı'na ve uygulama takvimine giden sürece baktığımız zaman bir arpa boyu yol aldığımızı görürsünüz. Bunu niçin böyle söylediğimi şöyle izah etmeliyim:

30 Mayıs 2019, yargı reformunun açıklandığı tarihtir ve acaba yargı reformu açıklandıktan sonra "bu reform nasıl izlenecek, nasıl değerlendirilecek" sorusunun yanıtı ise "bunun için bir eylem planı yapılacaktır" şeklinde kamuyouna açıklanmıştı. 2 Mart 2021 tarihinde yani yaklaşık 2 yıla yakın bir süre sonra İnsan Hakları Eylem Planı çıkarıldı. İnsan Hakları Eylem Planı çıkarıldıktan sonra da bu planın nasıl uygulanacağı konuşulmaya başlandı. Kısacası, galiba insan haklarında Yargı Reformu Stratejisi ile, İnsan Hakları Eylem Planı ile ve nasıl uygulanacağnı keşfetmekle yılları geçiriyoruz.

Ama 30 Nisan 2021 tarihinde, Resmi Gazete'de 2021/9 sayılı Cumhurbaşkanlığının İnsan Hakları Eylem Planı Genelgesi yayınlandı. Bu genelgeye baktğıımız zaman acaba insan haklarındaki eylem planı nasıl uygulanacak? Ya da eylem planının uygulanmasındaki takvimn ne olacak? İşte asıl sorun buydu. 

Yine şöyle başladı: Özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye. Bu mottoya baktığınız andan itibaren demek ki bu konuyla ilgili bazı kamu kurumlarının, bakanlıkların görevlendirilmesi gerekiyordu ve bu görevlendirmeyi genelge yerine getirdi. Dedi ki, "Birinci adım; İnsan Hakları Eylem Planı İzleme ve Değerlendirme Kurulu kurulacak. Bununla ilgili olmak üzere de 2021/9 sayılı genelgeye göre, 9 kişilik İnsan Hakları Eylem Planı İzleme ve Değerlendirme Kurulu oluştu. 

Kısaca "Kurul" dersek, bu kurulda; bir, cumhurbaşkanı yer alacak, ki cumuhurbaşkanı bu kurulda "başkan" sıfatıyla yer alıyor. İkincisi, cumhurbaşkanı yardımcısı yer alacak. Cumhurbaşkanı olmadığı zaman doğrudan doğruya cumhurbaşkanı yerine kurulun başkanlığını yapacak. Sonra diğer bakanlıklar; birincisi Adalet Bakanı, ki kurulun sekreteryası görevini yerine getirecek. Dördüncüsü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı. Beşincisi, ayrılmış olan, bakanlık olarak baktığınız zaman, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı. Altıncısı, Dışişleri Bakanı. Yedincisi, Hazine ve Maliye Bakanı. Sekizincisi, İçişleri Bakanı. Ve nihayet dokuzuncusu, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili. 

İşte bu dokuz kişi, bizim karşımıza, özellikle kısa dönemde, yani 1 ila 3 ay arasında; sonra orta dönemde, 6 ay ile 1 yıl arasında ve uzun dönemde 2 yıl olmak üzere, bu faaliyetlerin nasıl yürütüleceğini kurul olarak izleyecek ve değerlendirecek. Sadece 2 yıl değil, bir de sürekli yapılacakları takip edecek ve onları da değerlendirecek. Kurul, 2 yıl süreyle kuruluyor ve 6 ayda bir toplanacak. O halde bu kurul, 4 kez toplanacak demektir. Peki, ne yapacak?  

Genelgeye baktığınız zaman, 4 aylık dönemler dahilinde eylemplanı ile olan bütün uygulamaları Adalet Bakanlığı bir rapor haline getirecek ve eylem planının yıllık uygulama raporlarını hazırlayacak, bu raporları İnsan Hakları Eylem Planı İzleme ve Değerlendirme Kurulu'nun onayına sunacak. Kurul ne yapacak? 

İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ile Kamu Denetçiliği Kurumu'na kendi değerlendirmelerini içeren yıllık raporu gönderecek. Bu iki kurum ne yapacak? Onlar hem izleme kurulunun raporlarını değerlendirecekler, hem kendi kanaatlerini yazacaklar ve bunu da Cumhurbaşkanlığı ile TBMM'ye sunacaklar. Peki, yıllık uygulama programı kim tarafından kamuoyuna açıklanacak? Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyuna açıklanacak. Bütün bunlar nasıl yapılacak?

Bütün bunlar, dediğim gibi, Adalet Bakanlığı sekreteryası altında yıllık raporları hazırlayabilmek için Adalet Bakanlığı tarafından yerine getirilecek. Uygulama takvimini Adalet Bakanlığı yapacak. Ve daha sonra da bunlarla ilgili olmak üzere demek ki 2 sene için 2 ayrı raporla karşı karşıya kalacağız. Bu raporlar nedir?

Bu raporlar, özellikle "eylem planında" yer alan 11 temel ilke altında 9 amaç, 59 hedef, 363 faaliyet. Yani bu faaliyetlerin 251'i Adalet Bakanlığı'na, Hakimler ve Savcılar Kurulu'na ve Türkiye Adalet Akademisi'ne bağlı. Acaba yıllık raporlar, genelgeye göre böyle değerlendirildiğinde, örneğin önümüzdeki 2021 yılı ile ilgili olmak üzere, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin eylemlerini, ardından İkizdere olaylarını, HDP iddianamesinin AYM tarafından geri çevrilmesi nedeniyle hazırlanan iddianamelerin hukuka uygunluğu ya da hukuka aykırılığı veya bunlarla ilgili olmak üzere İstabul Sözleşmesi'nin kaldırılmasından dolayı acaba yaşayacağımız gerçeklerin neler olduğu bu raporlarda nasıl  yer alacak? 

Bütün bunları demek ki 6 ay sonra öğreneceğiz. Hayatımız yıllarla, aylarla kısa, uzun ve orta dönemleri beklemekle geçmektedir. Ama takip etmek gerekiyor, izlemek gerekiyor, 6 ay sonraki İNsan Hakları Raporunun acaba nasıl yazılacağı, acaba nasıl onaylanacağı Türkiye'nin insan hakları karnesinde en önemli kilometre taşlarından birisi olacaktır. 

Öne Çıkanlar