KHK ile kazanılmış yetkiler de iptal..!

24 Haziran seçimleri bu usulsüzlüklere dur demek için son şans. Sorasında ya diktatörlük ya da demokrasi olacak.

OHAL döneminde inanılmaz hukuk cinayetlerine şahit olduk. İnsanları sorgusuz sualsiz işinden ihraç ettikleri yetmezmiş gibi diplomalarının, mesleklerinin hakkı olan çeşitli yetki belgeleri ve hakları da gasp ediliyor. İşyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı gibi belgeleri almaya hak kazanmış olanların belgeleri ÇSGB tarafından iptal edildiği gibi hukuk fakültesi mezunu olanların avukatlık hakları da gasp ediliyor.

KHK ile işinden edilen Ankara Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Cenk Yiğiter'e aynı üniversitede kazandığı bir başka bölüme kayıt hakkı tanınmamıştı. Ayrıca avukatlık hakkı da tanınmak istenmiyor. Yine bir KHK'lı olan Mehmet Alkan da buna bir başka örnek. Ordudan ihraç olduktan sonra avukatlık yapan Mehmet Alkan'a bir kötü haber de idare mahkemesinden geldi. Adalet Bakanlığı'nın idare mahkemesine açtığı dava sonucunda; İdare mahkemesi Alkan'ın avukatlık ruhsatını askıya alan yürütmenin durdurulması kararı verdi.

Hakkında hiç bir mahkûmiyet kararı olmamasına rağmen böyle bir kararın çıkmasına anlam veremediğini aktaran Alkan, "Devlet bana diyor ki sen hiçbir iş yapamazsın, git ağaç kabuğu ye, senin tek hakkın nefes almak onu da şimdilik bahşediyoruz.. Bakınız övünmek için değil ama durumu ortaya koymak için belirtmem gerekir ki; benim endüstri mühendisliği/işletme ve kamu yönetimi denkliği olan Kara Harp Okulu diplomam, Hukuk Fakültesi diplomam, Avukatlık ruhsatım, Hukuk Yüksek Lisansım, Arabuluculuk belgem, Jandarma subaylığı diplomam bulunmasına ve hakkımda hiç bir mahkûmiyet kararı olmamasına rağmen devlet bana diyor ki sen hiçbir iş yapamazsın, git ağaç kabuğu ye, senin tek hakkın nefes almak onu da şimdilik bahşediyoruz." diyor. 

" Avukatlık yapmaya engel haller 1136 sayılı Avukatlık Kanununda tek tek sayılmıştır ve avukatlık yapmam için hiçbir yasal engel yoktur ancak Bakanlık KHK'lerde standart olarak yer alan "ihraç edilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler" hükmünü ileri sürerek kamu hizmeti ve serbest meslek olan avukatlık yapmamıza mahkemeler aracılığıyla engel olmaktadır. Düşünün 17 yıl boyunca eğitim ve öğrenim görüyorsunuz. Avukat oluyorsunuz. Ancak birileri hiçbir yasal mevzuata dayanmadan size, "avukatlık yapamazsınız! Yasak..." diyor. Peki, bu yasağın süresi ne kadar? Bir yıl mı? Beş yıl mı? On yıl mı? Hayır diyor "ömür boyu"... Hukuk diliyle ifade edecek olursak yargılama yapılmadan, savunmamız alınmadan mesleğimiz açısından biz müebbet hapse mahkûm edildik." diyor Mehmet Alkan. Alkan'ın ayrıca sınavla kazandığı arabuluculuk yetkisi de Bakanlıkça gasp edilmiş.

KHK ile işinden edilmiş bir çok hukukçu var. Hukukçunun da hukuku gasp ediliyor. Adalet Bakanlığı, Cenk Yiğiter'in baro stajını da engellemek için dava açtı. KHK'lılara adeta "öl" deniyor.

Son işyeri hekimliği sınavlarında da aynı garabet yaşandı. Sınav için başvurusu ÇSGB ve ÖSYM tarafından kabul edilen, bunun için yüksek meblağlar vererek kurslara giden KHK'lılar sınavı kazandıktan sonra büyük bir şokla karşılaştı, yetki belgeleri verilmiyordu. 673 sayılı KHK'nın 9. maddesine göre bu kararı uyguladığını söyleyen Bakanlık, uzun süredir konuyu askıda tutuyor. Fiili olarak yetki belgelerini vermediği için hak elde etmiş olanlar herhangi bir işe giremiyor. Konu hakkında resmi bir bilgi verilmiyor, çünkü utanıyorlar ve bu hukuksuzluk için bir açıklama yapamıyorlar.

Binlerce hekim, mühendis ve diğer meslek kolundan KHK'lı büyük mağduriyet yaşıyor. Elinde diploması ve yetki belgesi olmasına rağmen tüm kapılar yüzlerine kapatılmaya çalışılan KHK'lılar, yurt dışına da gidemiyor. Zira pasaportları da iptal. Gerçekten onlara sivil bir ölüm yaşatılmaya çalışılıyor.

KHK'lar tam bir hukuksuzluk aracı. Yasalaşsa da hukuksuz, çünkü yasalaşması da onun hukukiliğine delil değil. 21. Yüzyıl Türkiyesi son hızla geriye gidiyor. Başında bu hükümet olduğu müddetçe bu gidiş büyük bir hızla devam edecek. Çünkü iç ve dış tepkileri umursamayan, Türkiye'nin dibe vurmuş halini hiç dert etmeyen bir hükümet var karşımızda. Türkiye'nin bir çok değeri sosyal lince ve sivil ölüme mahkum ediliyor.

24 Haziran seçimleri bu usulsüzlüklere dur demek için son şans. Sorasında ya diktatörlük ya da demokrasi olacak. Bu gibi uygulamaları bile gölgede bırakacak bir çok yeni uygulama da icra edilebilecek. Çünkü kendisini sorgulanamaz hissetme hastalığına geçit vermemiz halinde bu günahın vebaline ortak olacağız.

@gergerliogluof

www.omerfarukgergerlioglu.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi