Aman ormancı, canım ormancı, darbe yapma yaman ormancı...

Bildiğiniz gibi eskiden ayda bir konuşacağımız ya da yazacağımız konular değişirdi, şimdilerdeyse neredeyse her hafta, hatta sıkıştıklarında haftada 2-3 konu değişiyor.

İnanın suç benim değil, bu hükümeti de, Recep tamam Erdoğan’ı da, yalaka kastecilerini ve de cahil akatemisyenlerini, bir de üstüne üstlük siyasiyetçilerini ciddiye almak için elimden geleni yapıyorum ama yapacak bişey yok, onlar benim onları ciddiye almamam için elinden geleni yapıyorlar.

Bildiğiniz gibi eskiden ayda bir konuşacağımız ya da yazacağımız konular değişirdi, şimdilerdeyse neredeyse her hafta, hatta sıkıştıklarında haftada 2-3 konu değişiyor. Tam yeni bir darbe olasılığına odaklanıyoruz, darbeye fırsat vermiyorlar, erken seçimi tartışmaya başlıyoruz. Arabasının alarm sistemini kapatmak için sokağa çıkan adamın dayak yemesini konuşurken mecliste bekçilerin de alarmını kapatmak isteyenlere nasıl dayak atabileceği oylanıyor.

Komiklik komiklik üstüne, tv programında Gülencilerle Atatürkçüleri AKP olarak nasıl kırdırdıklarını övüne övüne, gerine gerine anlatan genç bir geri zekalıyı, partideki görevinden istifa etti diye tepine tepine ağıt yakanları izliyoruz.

Ben bütün bunların Antartika’da Türkiye bilim üssü kurulduktan sonra olduğuna inanıyorum. Benim ilk gülüşüm meclisten dışarı, saraydan içeri, S 400’ün alımıyla başladı. Esasında ilk başta gülümsedim, çünkü S 400 satın almak isteyen Türkiye, aynı anda F 35 de almak istiyordu. Bu duruma gülümseme sanırım çok kızdılar ve gülmem için S 400’leri başkent Ankara’ya kurdular. İşte orada kendimi tutamadım ve kahkahayı kopardım, yani bunu becerdiler, çünkü S 400 füzelerinin menzili Ankara’dan hiçbir olası savaşacağımız ülkeye gitmiyor, ne yaparsan yap, füze Türkiye sınırları içinde kalıyor. Dış mihraklar bizi fena kazıkladı ve Putin’le artık 2 günde bir değil, 2 ayda bir telefonlaşıyor. O kadarını düşünecekti Putin, bana ne, ben hâlâ gülüyorum.

Şimdi size bikaç fotoğraf koyacağım sayfaya:

Bunlar yetmediği için Istanbul’daki 4 orman ayrıca havadan drone ve helikopterlerle de takip ediliyor. Deniz’e yakın orman var mı,şimdi bilemedim ama ben denizaltılardan da şüpheleniyorum. Istanbul’daki NATO toplantısında balıkçılık yasaklanmış, rögar kapakları mühürlenmiş ve en önemlisi Valilik Caddesi’nin sol kaldırımı yayalara kapatılmıştı ama caddenin girişine göre sol kaldırım değiştiğinden karmaşa yaşanmıştı.

Arkadaşlar son gündem, olası darbe ormanlardan geliyor, bu bir kır ve şehir gerillası savaşımının karışımı orman gerillası savaşımıdır. Türkiye’de olan bunca komediye Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş de dayanamamış, gözlerden uzak biyerde THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) ve THKP-C’yi (Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi) birleştirerek THOP-C’yi (Türkiye Halkları ve Ormancıları Parti Cephesi) kurmuşlar.

Böyle orman korunuyorsa diyeceğim yok, siz de benim gibi düşünüyorsanız ya gülün ya da hemen kaçın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi