Hulusi Akar ne iş!..

Hepimizin bildiği gibi Akar 15 Temmuz darbe girişimini haber almasına karşın Hava, Deniz ve Jandarma komutanlarına "DÜĞÜN" izni vermiş.

Doğduğumdan beri kaç yılım darbeyle geçti, fazla hesaplamak istemiyorum aslında, sadece kendi kendime sormaya başladım "Yurt dışında geçirdiğim zaman darbe yıllarına girer mi?.." diye. Tutuklanmam var ama özgürüm, özgürüm ama beni özgür bırakmak için tutuklama çıkarmışlar, Türkiye hariç her yere gitmekte özgürüm. Hesap yaptım, darbeyle yaşadığım yıllar karım Hilal'le yaşıt, o yüzden söylemesem daha iyi... Bu arada Hilal genç olduğundan devlete bana bunca yıl sahte demokratik ve özgür günler verdiğinden teşekkür etmem gerek sanırım...

Gelelim son darbe girişimine ve üstüne yapılan darbeye ve darbe günü gecesi genel kurmay başkanı Hulusi Akar'ın tavrına... Yazının başında hemen söylemem lazım ki sayın Hulusi Akar'ın yaşamında en önem verdiği olay "DÜĞÜN" Hepimizin bildiği gibi Akar 15 Temmuz darbe girişimini haber almasına karşın Hava, Deniz ve Jandarma komutanlarına "DÜĞÜN" izni vermiş. Kendisi bigün bunun hesabını verir mi bilemem ama zamanı geldiğinde bunun hesabının sorulacağından eminim...

İşte benim aklım burada karışıyor, sadece verilen "DÜĞÜN" izinlerine ya da 3 "DÜĞÜN"ün birden aynı güne denk gelmesine değil, kara kuvvetleri komutanı Salih Zeki Çolak'a neden bir darbe uydurulamadı ya da kendisi bu düğünlerden birine davet edilmedi?.. Esasında kafam fazla karışmıyor, size bunun mantığını açıklamak için öyle yazdım... Bu mantığa inanmayanlar çıkabilir ama benim 60 yıllık deneyimim beni haklı çıkartıyor ve bunun örnekleri de var...

Konuyu tek tümceyle açıklayayım: "DARBEYİ KİM YAPIYORSA YAPSIN, KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞININ ELİNİ KİLİTLERSENİZ DARBE YAPAMAZSINIZ..."

Bu tümceyle şunu söylemek istiyorum, düğünde olan hava, deniz ve jandarma komutanları ister düğünde olsunlar (Darbe davasından yırtmak için ya da gerçekten) ister yapılmak istenen darbenin başında olsunlar, kara kuvvetleri komutanını yanına almadıktan sonra darbe yapamazlar, hatta genel kurmay başkanı darbe girişiminin başına geçsin, kara kuvvetleri komutanı desteklemezse darbe neyim yapamaz... Sadece kara kuvvetlerindeki asker sayısının 500 binin üstünde olduğunu söylemem bile size bişeyler ifade ediyordur sanırım.

15 Temmuz darbe girişimine baktığımızda çok önemli 2 kişi var işin içinde ya da bana öyle geliyor. Birincisi kara kuvvetleri komutanı Salih Zeki Çolak ve devamlı irtibatta bulunulan I. ordu komutanı Ümit Dündar'dır... Biz Ümit Dündar'ın o gece cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la temas kurduğunu ve İstanbul'a kendisinin getirdiğini sanıyorduk ama TBMM Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti milletvekili Reşat Petek Haber Türk'ten Kübra Par'a "1. Ordu olarak sizi koruyabiliriz, İstanbul'a alalım'' dediği iddia edilmişti. Oysa Sayın Dündar komisyonumuzdaki beyanında "Kesinlikle öyle bir olay yok. Sayın Cumhur­başkanı'mız ile Atatürk Havalimanı'na inin­ceye kadar temasım olmadı dedi..." diye anlatıyor. Anlayacağınız nasıl MİT ve genel kurmay Erdoğan'a haber vermemişse, Dündar da vermemiş, pazarlık büyük olasılıkla Erdoğan dışında yapılmış gibi gözüküyor.

Nasıl bir pazarlık var, bunların bir kısmı duruşmalarda ortaya çıkacak ama tamamını en az 5 yıl sonra öğreneceğiz gibi geliyor bana... Ne Hulusi Akar, ne de MİT müsteşarı Hakan Fidan darbe girişiminden 1 gün önce özel kuvvetler komutanlığının bahçesinde ne konuştuklarını açıklamıyorlar. Burada 2 olasılık var, ya darbe girişimleri (Buna Erdoğan'ın karşı darbe girişimi de dahil) tartışılıp, nasıl pazarlık yapılacağı ve kimlerle yapılacağı erkenden tartışılıyor yada birinin haberi var ve diğerini Erdoğan'a haber vermeden uyarıyor, yani bütün önlemler Erdoğan'a karşı alınıyor... Bu görüşmeden sonra kara kuvvetleri komutanı Salih Zeki Çolak aranıyor ve İzmir programını kesmesi ve YAŞ görüşmeleri için Ankara'ya gelmesi isteniyor. Çolak darbe günü yani 15'inde uçağa binip Ankara'ya geliyor, şimdi hazır olun, uçakta darbenin 1 numaralı komutanı olduğu söylenen eski hava kuvvetleri komutanı Akın Öztürk de var... Beraber mi oturdular ya da ne konuştular, henüz bir bilgimiz yok. Bildiğimiz tek şey darbe MİT, genel kurmay başkanı, kara kuvvetleri komutanı ve genel kurmay 2. başkanı tarafından önlenmeye çalışılmış ama sonuçta değişen bişey olmadı... İşte benim burada aklıma bitek şey geliyor, onu da hafta ortası Çarşamba yazacağım: "BU DARBEYİ ERGENEKON MU YAPTI!.."

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi