Yerli ve de milli lig!

Beşiktaş sadece bir maç daha kazandı. Yoksa beceri noksanlığı, kadro yetersizliği ve tabii ‘parasızlık’ sorun olarak yöneticileri koşar adımlarla takip etmekte…

Bakmayın siz sahaya çıkan takımlardaki yabancı futbolcu sayısının bolluğuna, ‘Süper Lig’ yüzde 100 yerli ve de milli!.. Futbol, hiç bir dönemde böylesine ‘oyun’ olmaktan çıkarılmamıştı. Hakemler ‘oyun bozan’ olmamıştı ve oyun ötekileştirmenin hizmetine sunulmamıştı…  

Beşiktaş, İnönü Stadı’nda Gaziantep FK ile karşılaşıyor dakika seksen sekiz, ev sahibi ekip iki farkla önde. Gaziantep forması giyen Kenan Özer, Beşiktaş ceza sahasına giriyor ve Gökhan Gönül ile yaşadığı ikili mücadelede yerde kalıyor. Gaziantepli futbolcu penaltı beklerken, karşılaşmanın hakemi Alper Ulusoy’dan kendisini yere attığı gerekçesiyle sarı kart görüp cezalı duruma düşüyor. Ve maç bitiminde de şu açıklamayı yapıyor: "Hakem geldi ve kendimi yere attım diye bana sarı kart verdi. Biz de evimize ekmek götüren insanlarız. Bu kartla gelecek maç cezalı duruma düştüm. Gökhan Gönül’e ‘Git, gerçeği söyle, senin de çoluğun çocuğun var, benim de’ dedim. Gökhan Gönül de "Kendini yere atmadı. Ben dokundum adama" dedi. Hakem ‘yok, yok’ diyor. Ne yok, yok ya! Futbolcularda sıkıntı yok. Sıkıntının kimlerde olduğu belli. Adam söylüyor ama vermiyor. Çıldırmamak elde değil, adam gibi adam, söyledi işte Gökhan Gönül. Böyle bir şey yok kardeşim, kime ne anlatacağız biz? Fair-Play yapıyor adam, vurdum diyor, hala kart, ne diyelim?"

Bu mağdur futbolcunun söylemi bir de yansız izlenimler var elbette. Futbolun ‘fıtratında’ vardır hakem kararlarının tartışılması. Hakem kararlarının tartışılmadığı oyun, susuz rakı ile özdeşleşir! Ancak siyasi erk (Bunu AKP olarak da okuyabilirsiniz) futbola burnunu soktuğu günden bu yana hakem kararları futbolun odak noktası olmaya başladı. Uzun süredir maçların bitiminde tartışılan, masaya yatırılan, sahadaki futbol değil hakem kararları oldu ve olmaya da devam ediyor. Bu sadece Beşiktaş – Gaziantep FK maçını kapsamıyor tabii ki. Hakem Alper Ulusoy ayrıca bu maçta Beşiktaş’ın net penaltısını ‘pas’ geçti ve tartışmaya açık olan pozisyonda penaltı noktasını gösterdi…  

Beşiktaş, Sergen Yalçın ile çıktığı ikinci maçta Gaziantep FK’yı 3-0 yenerken kaleci Loris Karius uzunca aranın ardından gol yemedi. Meali: Gaziantep FK’nın ileri uç elemanları öylesine becerisizliklerdi ki Beşiktaş kalecisini zora sokacak şutu veya şutları çekemediler. Bu Gaziantep bir önceki hafta Sivaspor’a 5 gol nasıl attı, anlayabilmiş değilim! Anlayamadığım bir diğer husus da Burak Yılmız’ın sahadaki performansı… ‘Golcü’ olarak transfer edilen oyuncu Beşiktaş için ‘pranga’ olup çıkıverdi. Topu ayağına istiyor, biraz yanına gelen topa sahip olmak için en ufak çaba sarfetmiyor o da yetmezmiş gibi Beşiktaş’ın ataklarını sürekli ‘ofsayt’a düşerek sabote ediyor. Sergen Yalçın, Burak Yılmaz’a ne kadar ‘tahammül’ eder bilemem ama tribünlerin aynı toleransı göstermeyeceği ortada. Hele ki oyundan alınmasının ardından çekip, gitmesi!.. Beşiktaş’ın attığı 2 golün yaratıcısı sağ kulvarda yaptığı ortalarla Gökhan Gönül oldu. Sağ kulvarın savunma elemanı gibi gözükse de Ricardo Quaresma’nın gitmesinin ardından onun görevini üstleniyor. Aynı şeyi Caner Erkin için de sarf etmek isterdim ancak şimdilik zor… Caner Erkin kuşkusuz takımın en çalışkan elemanı ve bunu 90 dakikaya yaymayı da başarıyor. Sorunu sol kanattan yaptığı ortaları özellikle son zamanlarda istediği noktaya gönderememek. Kulandığı köşe atışlarında da topu ön direğe yollama tutkusundan kurtulsa çok daha iyi olacak…

Attığı gol için yeni transferi Kevin Prince Boateng için ayrı parantez açmaya gerek yok zira deneyimi, becerisi ortada. Burak Yılmaz’ın haftalardır yapamadığını 25 dakika içinde becerdi. ‘Beşiktaş rakibine gol yağdırdı’ başlıklarına sakın ola ki itibar etmeyiniz. Beşiktaş sadece bir maç daha kazandı. Yoksa beceri noksanlığı, kadro yetersizliği ve tabii ‘parasızlık’ sorun olarak yöneticileri koşar adımlarla takip etmekte…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Asena Özkan Arşivi