İnadına rezil olmak…

Türkiye Hollanda deplasmanından 6-1’lik hezimetle ayrılıp gruptaki avantajını ciddi şekilde yitirirken Türk futbolu kara gecelerinden birini yaşadı

Doğrudur, Türkiye’de futbolu bilmediğini iddia eden yoktur… Aksine herkes teknik direktördür, başkandır… Ve bu durum Türk futboluna çoğu kez zarar verir!

Ama bir de görünen köy vardır…

Şenol Güneş o köyü göre göre kendini Hollanda’da bitirdi!

Eleştiriye bu kadar tahammülü olmayan bir teknik adama kolay kolay rastlanmaz… Geçmişte bu kadar değildi ama Şenol hocaya göre kazansa da kaybetse de seçtiği takım, oynattığı futbol hakkında konuşan herkes kötü niyetlidir. Yanlış konuşuyordur. Ve yolu, doğru olan yoldur…

Türk milli takım elemelere Hollanda ve Norveç galibiyetiyle başladı. Beklenmedik bir başarı oldu. Ve o tabloyu bu hale dönüştürmek büyük başarıdır. Bunun da imzası

Şenol Güneş’ten geldi!

Kabus gibi bir Avrupa Şampiyonası geride kaldı. Ne o takım değişti, ne teknik heyet… Bu bir şey daha gösterir: Futbol Federasyonu’nda bir futbol aklı yok… Krize yardım edecek, el koyacak… Takımın morali bitmiş, hocanın dengesi bozulmuş… Bir şey yokmuş gibi devam edilirse olacağı buydu…

Dendi, dikkate alınmadı!

Nihat Özdemir’le beraber futbolun içinden gelen Selim Soydan ve Hamit Altıntop bu süreçte ne düşündüler, ne yaptılar… Merak etmemek elde değil

Yine yazıyı maç biter bitmez göndermiş olduğum için Şenol Güneş’in basın toplantısını dinlememiş olacağım…

‘O gazeteci yazdı, böyle oldu’… ‘Şu gazetenin manşetini hatırlayın, bizi bitirdi’… ‘Bana ne olacak diye sordular, aklım karıştı’… ‘Kahvelerde takım kurdular, oyuncuların dengesi bozuldu’…

Bu tür açıklamalar bekliyorum… 

Bir kaleci kriziyle başa çıkamadı Şenol Güneş… Milli Takım teknik direktörü olarak yabancı kontenjanında rol oynayamadı (Kendisi öyle dedi)… Fenerbahçe düşmanlığı ile suçlandı, cevap vermeye tenezzül etmedi… Sürekli herkesi azarlarken bir hatasından bile söz etmedi… 

Söylediği, açıklık getirdiği tek konu aldığı ücretin euro değil, Türk lirası ile ödendiği oldu… 

Her maçı ‘İstifa’ sesleri altında oynar oldu, ‘Bağıranlara sorun’ dedi…

Bu maçın ardından istifa etse de bunun izleri grubun kalan maçlarını etkileyecektir. 

Sürekli eleştirilen ve bunun altından kalkamayan bir teknik adamın takımının ruh hali ile Hollanda karşısına çıkan oyuncular bunun psikolojisi ile Hollanda’da ezildiler…

Yenilen goller, kırmızı kart, cezalılar derken tarihi bir yara aldı Türkiye…

Soru şu olmalı: Şenol Güneş’in ayrılmasıyla her şey değişir mi?

Kanımca bu yapı ile aslında pek de bir şey değişmeyecektir. Türkiye Futbol Federasyonu da benzer bir mantıkla yürütülüyor. Tepeden gelen talepler uygulanırken hiçbir hata kabul edilmiyor, sürekli pembe tablo çizilirken sorunlar hasır altı oluyor. Herkes 8+3’ü çözme formülü ararken yetkililer ‘Kararımızın arkasındayız’ diyorlar…

Sonuçta 11 kişi sahaya çıkıyor, ülke sınırları içerisinde oynayan oyuncu ortalaması 2-3… 

Tamam, teknik direktör Şenol Güneş… Ama bir şekilde, ‘Hocam, kötü gidiyoruz, şunları değerlendirsek’ diye fikir yürütülebiliyor mu birileri acaba? Krizin bağıra bağıra gelirken böyle bir fikir görüşmesi yanlış mı olurdu… Ya da koca federasyonda fikri olan yok mu?

İstifa müessesesinin en zor çalıştığı ülkelerden biri Türkiye… Bir de uygun kelime bulamadığım ‘tazminat’ konusu var… ‘Şenol Güneş tazminatını almadan asla gitmez’ diye bas bas bağıranlar, yazanlar varken yılların hocası, ‘Bu bir milli meseledir, tazminat konu olamaz’ demiyor, diyemiyor… Zira rakamlar o kadar büyük ki…

Hollanda maçı, futbolcuların performansı, kalan maçlarda ne olur… Bunlarla ilgili ne bir şey yazacak aklım kaldı, ne niyetim…

Türk milli futbol takımı ağır hasta, Hollanda’da da bitkisel hayata girdi…

Çözüm uzun vadeli yeni bir dönem için aranmalı… Ve bazı zihniyetler de artık Türk futbolundan uzaklaşmalı… Hem de her yerinden…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Deniz Derinsu Arşivi