Milli egemenlik, tam bağımsızlık

Tam bağımsızlıkçı ulusalcı arkadaşlar AB tam üyelik perspektifine de karşılar mı? Aynı arkadaşlar, hâlâ “AB’ye girelim ama onurumuzla girelim” gibi anlamsız bir söyleme sahip çıkıyorlar mı?

Sözlükler "milli egemenlik" kavramını şöyle tanımlıyorlar: "Egemenliğin, kişilere veya belli zümrelere değil, doğrudan doğruya millete ait olması."

Aklı başında birinin bu tanımla meselesi olamaz zaten ama ben yine bir ekleme yapmak ve "milli egemenlik" kavramının günümüzde (1920’lerden bahsetmiyorum) toplumsal olarak çok daha değerli bir kavram olabilmesi için bu kavramın içinin demokratik hukuk devletinin evrensel ilkeleri ile bezenmesi gereğini belirtmek istiyorum.

Günümüz dünyasında etrafımıza bir bakalım, çok sayıda "milli egemenlik" ilkesi iddiasında ama demokratik hukuk devleti ilkelerinin yanından bile geçmeyen ülkeler göreceksiniz; kimse alınmasın, demokratik hukuk devleti ilkeleri ile bezenmeyen bir milli egemenliğin kâbus bir rejime dönüşme ihtimali az değildir. 

Gelelim "tam bağımsızlık" kavramına. 

Tam bağımsızlık ne demek? 

"Tam bağımsızlık demek; siyaset, maliye, iktisat, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda... tam serbestlik demektir." Tam bağımsızlık, devletimizin başka bir devletin veya herhangi bir uluslararası kuruluşun kesin etkisi ya da vesayeti altında bulunmamasıdır. Bir diğer yönüyle Tam Bağımsızlık "yabancılara hiçbir ayrıcalık tanınmaması" demektir. Bütün bu saydığım alanlarda meclis, cumhurbaşkanı ve hükümetin, yargının bütün karar ve tercihlerinin, serbestçe ve Millî İrade’ye uygun olarak gerçekleştirilmesidir."

Bu, bir profesörün sitesinden aldığım tanım. (Prof. Cihan Dura, Erciyes Üniversitesi emekli öğretim üyesi)

Milli egemenlik kavramı ile, şayet içi evrensel demokratik hukuk devleti ilkeleri ile dolduruluyorsa, hiçbir sorunum yok; hukukta "egemenlik devri" diye bir kavram da var, bu kavram milli egemenlik kavramının bağlayıcı etkilerini, şayet bu devir kararı demokratik hukuk devleti ilkelerine göre alınıyor ise, büyük ölçüde azaltıyor, mesela AB üyesi ülkelerin tümü demokratik bir çerçevede egemenlik haklarının bir bölümünü AB kurumlarına devrederek bu süpranasyonal kuruma üye oluyorlar.

Ancak, "tam bağımsızlık" ilkesi milli egemenlik kavramından daha sorunlu bir kavram.

Milli egemenlik kavramının yaratabileceği sınırlamalar AB gibi kurumlar bünyesinde demokratik bir çerçevede "egemenlik devri" ile aşılabiliyor.

Peki, tam bağımsızlık kavramını böyle bir hukuki enstrümanla aşmak mümkün mü?

"Bağımsızlık devri" diye bir kavram yok bildiğim kadarıyla siyaset teorisinde.

Lütfen yukarıdaki tanımı iyi okuyalım.

Tanımda, örneğin adalette, "tam bağımsızlık" adalette tam serbesti olarak tanımlanıyor, yargının bütün karar ve tercihlerinin serbestçe ve milli iradeye uygun olarak gerçekleştirilmesi amaçlanıyor.

Gelelim 2020 Türkiye’sine; milli egemenlik ve tam bağımsızlık kavramlarının iktidar tarafından "her şey yerli ve milli olacak" sloganıyla yüceltildiği Türkiye.

Çok merak ediyorum, özellikle sözde sol cenahtan (ulusalcı) gelen bu tam bağımsızlık söylemine sarılanlara sormak isterim: Türkiye’nin bir Avrupa Konseyi kurumu olan ve yargı yetkisini de kabul ettiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da olmasa yargı kararlarımızın (yerli ve milli) gideceği perişan durumu görmüyorlar mı?

Yine aynı ulusalcı tam bağımsızlıkçılara sormak isterim: Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliğine karşılar mı?

Başka bir soru daha: Bu yargısal dış denetim olmaz ise hukuk düzeyimizin yükseleceğini mi düşünüyorlar?

Tam bağımsızlıkçı ulusalcı arkadaşlar AB tam üyelik perspektifine de karşılar mı?

Aynı arkadaşlar, hâlâ "AB’ye girelim ama onurumuzla girelim" gibi anlamsız bir söyleme sahip çıkıyorlar mı?

"Tam bağımsızlık" kavramı ile azınlık hakları ihlalleri arasında acaba bir korelasyon var mıdır?

"Tam bağımsızlık" kavramının önemini, içeriğini 20’li, 30’lı yıllar için tartışmıyorum, iki savaş arası bambaşka bir dünya vardı ama bugün bu kavram çok özgürlükçü, hukuk ve refah üretmeye yönelik bir kavram olarak durmuyor galiba.

Tam bağımsızlıkçılar ile "tam yerlici ve milliciler" arasındaki farkı da tam anladığımı söyleyemem doğrusu.

Kabahat benim mi, emin değilim.

Tam bağımsız ülkeler görmek mi istiyorsunuz, işte İran, işte Venezuela, işte Kuzey Kore.

Bu ülkelerin tam bağımsız olmadıklarını iddia edebilecek bir arkadaş var mı?

Örnek ülkeler çok hoş değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi