Kuzey Kafkaslar'da Türk tehlikesi

En büyük hata Kremlin’in uluslararası ilişkiler ve ekonomik çıkarlar çerçevesinde gelişen işbirliğini 'dostane' diye adlandırmasıdır. İki rakip güç arasında dostane ilişki mümkün değildir.

Son verilere göre Rusya topraklarında 10 milyonlarca Türki halk yaşamakta. Bunların çoğu Kuzey Kafkaslar’dadır. Bunlar Kûmîk, Karaçay, Balkar, Nogai ve farklı etnik gruplardır ve Rusya’nın birçok bölgesinde yaşamaktalar. Rusya sürekli Türki etkinlikler düzenlemekte. Bunlar konferans, forum, festival ve farklı etkinliklerdir. Tabii ki bu etkinlikler Türkiye’nin yaptığı etkinliklerle kıyaslanamaz ve basit kalıyorlar. Moskova yüzlerce insan topluyorsa Ankara yüz binlercesini topluyor. Türkiye’de yüzlerce Türki kurum var bunlardan bazıları Türk Konseyi, Türki Devletler Birliği, Uluslararası Türk Kültürü Kurumu, Türk Akademisi  gibi birçok farklı örgütlemeler.

Rusya’nın Türkiye’yle olduğu kadar başka hiçbir ülkeyle savaşı yok. Kafkaslar her zaman Rusya ve Türkiye arasındaki en önemli çelişki konularının başında geliyor.

2015 yılında Türkiye  Rusya uçağını düşürdükten sonra iki ülke arasında ciddi kriz başladı ve Erdoğan’a karşı başarısız darbe girişiminden sonra yavaşça ilişkiler düzelmeye başladı.

SSCB’nin çöküşünden hemen sonra Türkiye diplomasisi yönünü SSCB’nin Türki cumhuriyetlerine çevirdi ve yoğun bir şekilde Türk bürokratları bu devletlerle ilişkiler kurmaya ve kontrol etmeye başladı. Bu pantürkist yayılma politikası özelikle de 1990’lı yılarda şu anda Rusya’da yasaklı olan Fetullah Gülenin "Nurcular" hareketi tarafından yürütülüyordu. Bu hareketin ideolojisi Pantürkizm ve İslamizmdir ve bunu özel okular aracılığıyla yapıyor.

Nurcular Rusya’da çalıştıkları dönemde farklı fakültelerde 3 dil kursu, 30 özel okul ve bir de üniversite bölümü açmışlardı. Birçok uzman Nurcular’ın şu anda Rusya’da yasak olmalarına rağmen birçok bölgede çalışmalarına devam ettiklerini düşünüyor. Bu çalışma özelikle de en çok Kuzey Kafkas bölgelerinde sürmekte. 2014 yılında Türki Halklar Birliği örgütü Çeçenistanlı öğrencilerin Türkiye’de okumalarını maddi boyutuyla karşılayabileceklerini açıkladı. Ortadoğu Enstitüsü Başkanı Yevgeni Satanovski bunun Rusya’ya hiçbir faydasının olmayacağı ve kötü sonuçlar getireceğini dile getirdi.

Şimdiye kadar Türkiye’nin Çeçenistan’a etkisi azdı, daha çok Türki etnik gruplarla harekete geçiyordu. Kafkaslar’da yaşayan Nogai, Balkar, Karaçai gibi milletlerle ilişki kurmakta idi. Kuzey Kafkaslar Osmanlı için Kuzey bölgeleri anlamını taşımakta idi buna Kırım da dahildi. Bundan dolayı Türkiye bu bölgeler hep kendisinmiş gibi bir bakışla değerlendiriyordu.

Rusya ve Türkiye arasında hiçbir zaman dostane ilişkiler olmamış ve olamayacak. Şu anda yapılan en büyük hatta ise Kremlin’in uluslararası ilişkiler ve ekonomik çıkarlar çerçevesinde gelişen işbirliğini "dostane" diye adlandırmasıdır. İki rakip güç arasında dostane ilişkiler mümkün değil. Türkiye’nin Türki dünyaya bakışı farklıdır. Türkiye’deki "Türk dünyası" hareketi zaten Türki milletlerin yaşadığı tüm toprakların Türkiye’ye ait olması gerektiği düşüncesinde. Türk dünyasına Gürcistan’ın Acar bölgesini, Moldova’nın Gagavuz bölgesini, Azerbaycan’ı ve Rusya’nın Povolciye, Tataristan ve Kuzey Kafkas bölgelerini de dahil ediyorlar.

Bu bölgeleri etkilemek için kullanılan en güçlü yöntem buranın gençlerine Türk dilini öğretmektir, farklı projeleri finanse etmek ve Türk yanlısı her türlü popülariteye destek vermektir. Erdoğan’ın kendisi Türk değil de Laz kökenli olmasına rağmen İslam dünyası liderliğini yapmak istiyor.

Türkiye kültürel işbirliğini kullanarak Kuzey Kafkaslar’da yaşayan Müslüman halklarını kendi denetimine almak istiyor. Türkiye en çok da Türkiye’ye okumaya gelen Türki gençleri etkilemeye çalışıyor. Rusya’da Türk merkezlerini, okullarını, kültür kurumlarını kurarak etkiliyor. Kuzey Kafkaslar yoğun işsizliğin yaşandığı bölgedir bundan dolayı da orada yaşayan gençler için Türkiye’de çalışabilme imkanı çok cazibeli geliyor. Önümüzdeki dönemde bu durumun daha da gelişeceğini ve daha büyük çelişkilere götüreceğini düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi