Salı günkü kupa maçında Galatasaray'ı mışıl mışıl uyutan Malatya, lig maçına da aynı taktikle çıktı. Planı yine rakibi oynamaktan bitap düşürüp, punduna getirirse bi denecik gol atmaktı. Amacına 30'da ulaşacaktı da. Ama olmadı...

Pozisyonun devamında kaçıran bu kez cimbom'du. Feguli'nin kaleye giren vuruşundan sonra, "Demek kısmet İstanbul'un yeni başkanı İmamoğlu şerefine 34'üncü dakikayaymış" diyecektik ki, hakem Uğurlu, var'dan gelen "faul var" uyarısıyla golü iptal etti...

***

Eyyy var hakemleri. Çok sevimsizsiniz. Yahu faulü ben bu yaşımda tribünden görüyorum da siz burnunuzun dibindeki ekranda neden görmüyorsunuz? Görüyorsanız, hakemin kulağına neden fışkırtmayıp da üç pozisyon geçtikten sonra aklınız başınıza geliyor? Seyirciyi gereceğinizi bilmeyecek kadar ruhsuz musunuz yoksa özellikle mi yapıyorsunuz? Yetti gari be...

*** 

var'dı mardı derken geldik 45+2'ye. Toplayınca ne eder? Ahmet Türk'ün, kayyımın elinden söküp aldığı Mardin'in plakası. Ve penaltı. Atan, günümüz kuru hesabıyla 63,5 milyon liralık Diagne. Eh, bari bunu da kaçırsaydın yani...

***

İkinci yarının ikinci dakikasında tukan saç modelinin Ortadoğu ve Balkanlar temsilcisi golleri ikileyince, Malatya, battı balık yan gider (ne demekse) sendromuyla açılır gibi oldu ve Galatasaray şova başladı. Elbette hakkıdır. Seyircinin de istediği şeydir. Ama bir şartla: Sonunda gol gelirse. Eğer klas hareketler sonunda gol atamıyorsan, sade oyunla farka gitmek daha kalıcı bir anı olarak tercih edilir...

***

Dakika 88. Bak yine aynı sinir bozucu var'cılar. Yahu adam eliyle çıkardı işte. Neden durup durup 99 pozisyon sonra müdahale ediyorsunuz?..

Yine Diagne, top içeride...

Bundan sonrasını, Recep Bey sayesinde cümle âlemin gıcık kaptığı .aşakşehir düşünsün artık.

Ve bu maç biter, bu âdem gider...