Kızıldere’nin beyaz çiçekleri

Ertuğrul’un yakasındaki 10 karanfil eğer katledilmeyip hayatta kalabilselerdi Türkiye belki de bugün başka bir yörüngede yükseliyor olabilirdi!

Mersin milletvekili olarak TBMM’ye giren Ertuğrul Kürkçü 2011'de Meclis’te yemin ederken yakasına 10 adet beyaz karanfil takmıştı.

On’lar Ertuğrul’un Kızıldere’de kaybettiği mücadele arkadaşlarıydı. 12 Mart 1971 döneminde idam cezasına çarptırılan Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı darağacından almak için Amerikalı teknisyenleri kaçırmışlardı.

Niksar’ın Kızıldere Köyünde kuşatıldılar. On bir kişiydiler:

Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Cihan Alptekin, Ömer Ayna 30 Mart 1972 günü güvenlik kuvvetlerinin roketli saldırılarıyla öldürüldüler. Katliam sırasında köy evinin samanlık bölümüne sığınan dönemin DEV-GENÇ Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü sağ olarak kurtulabildi.

Ertuğrul Kürkçü idam cezasıyla yargılandı, mahkûm oldu, cezası müebbet hapse çevrildi, uzun yıllar Türkiye’nin değişik cezaevlerinde yattıktan ve üzerinden birkaç siyasi af kanunu geçtikten sonra 1986’da tahliye edildi.

Muazzam entelektüel birikimiyle pek çok hayırlı iş yaptı. Örneğin Türkiye’nin yakın tarihi ile ilgilenen herkesin kütüphanesinde bulunması gereken Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi’nin künyesinde en tepede Ertuğrul Kürkçü’nün adı yer alır.

İçerden çıktığı 1986’dan Meclis kürsüsünde yemin ettiği 2011’e kadar devrimci duruşunda hiçbir değişiklik olmadı. 1968’de Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) mimarlık öğrencisi Ertuğrul Kürkçü ne ise TBMM Genel Kurul salonunda yakasında beyaz karanfillerle oturan milletvekili Ertuğrul Kürtçü odur.

Kurucusu olduğu Bağımsız İletişim Ağı BİANET’in ilk günlerinde bir akşamüstü kendiliğinden Kızıldere’yi anlatmaya başladığında onu dinleyen sadece bir kişi vardı. Ertuğrul’u yakından tanıyanlar bilirler, kendisinin içinde olduğu hikâyeleri anlatmaktan hoşlanmaz. O akşam anlattı…

Sonunu ise şöyle bağladı:

-Kızıldere’de Türkiye devrimci gençliğinin kafasını kopardılar!

Ölen arkadaşlarının yetenekleri üzerine bir dolu anı aktarmıştı. Kendisi de farksız değildi. Mesela daha internet emekleme devrindeyken, gençler dışında herkes bilgisayarlara uzaktan bakarken Ertuğrul BİANET’e günde kaç kişinin girdiğini kendi teknik becerisiyle öğrenip çalışma arkadaşlarına bilgiler verebiliyordu:

-Askeri istihbarat günde bir kez bizim siteye giriyor!

Sitenin reytingi ne zaman yükseldiğini de Ertuğrul saptayabiliyordu:

-Ölüm oruçları eylemleri başladığında sitemiz çok ziyaret edildi. En çok Hürriyet gazetesinden girildi ve haber indirildi.

Hatta kimin en çok haber indirdiğini bile saptamıştı.

Ertuğrul’un yakasındaki 10 karanfil eğer katledilmeyip hayatta kalabilselerdi Türkiye belki de bugün başka bir yörüngede yükseliyor olabilirdi!

Not: 03.10.2011 tarihli BirGün'de yayınlaşmıştır. Kızıldere katliamının 48. yılında yeniden yayınlıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi