‘Rize’de bir halk düşmanı!’

Henrik İbsen’in 1882’deki Dr. Thomas’ı 2020’de gazeteci olarak Rize’de görevinin başında… Varsın onu da Dr. Thomas gibi görsünler.

Rize’de işi gücü sahici haberler yapmak olan bir gazeteci var. Rize Nabız adlı haber sitesinde yaşadığı şehrin sorunlarını kendine dert edinen Gençağa Karafazlı, koronavirüs belası gündeme geldiğinden beri Rize’de halk sağlığı için durmak bilmez bir gayretle haber yapıyor.

Rize, nüfusuna oranla fazla hastaya sahip olma bahtsızlığına erişmiş bir şehir özelliğini koruyor. Ancak şehrin ileri gelenleri bu özellikten hiç hoşnut değiller. 

Birkaç ufak vaka olduğunu ama çok önemli düzeye tırmanmadığını düşünüyorlar. 

Fazla abartılmasın istiyorlar.

Güzel bir istek. 

Ancak hastalık ve Gençağa Karafazlı durmuyorlar. Korona yayılmayı sürdürürken Karafazlı da haber yapmaya devam ediyor.

Rize’nin dikkat edilmesi gereken bir şehir gibi görünmesine sebep oluyor. Şehrin önemli kişileri koronavirüsten ziyade Gençağa’nın haberciliğinden rahatsızlar. Karafazlı’nın en büyük dezavantajı yazdıklarının doğru çıkması!..

Ülkeye hâkim olan "yeni tip gazetecilik" habercilikle bütün bağlarını koparttığı için Rize Nabız gibi sahici haber peşinde koşan bir yayın organı tuhaf karşılanıyor.

Gençağa’nın çay bölgesinin can damarı olan Çaykur’un hasat zamanında üretim yapamaması ihtimaline karşı uyarı niteliğindeki haberleri hiç kimseyi mutlu edemiyor. 

Çaykur’u ve Rize’yi "kötü gösterdiğini" düşünüyorlar. Şehrin etkilileri, yetkililerini arayıp "bu gazeteciden şikâyetçiyiz" diyorlar. Yetkililer de "Gel bakalım Karafazlı" diyorlar. 

15 Nisan 2020 itibarıyla 6 kez ifade verdi Gençağa… Aynı tarihte Sağlık Bakanlığı Rize’de 101 vaka, 3 ölüm olduğunu ilan ediyordu. 

Rize Nabız’ın derdi "önlem alınsın" noktasına yoğunlaşıyor. Çay fabrikalarında hastalanan işçilerin ailesiyle birlikte karantinaya alınmalarını "olumlu" haber olarak duyuruyor. Bazı fabrikaların kapatılmasını da öyle… 

Ama etkili/yetkili şahıslar bunların hepsinin "kötülük" olduğunu zannediyorlar. 

Gençağa Karafazlı tıpkı Norveçli yazar Henrik İbsen’in "Bir Halk Düşmanı" oyunundaki kaplıca kasabasının doktoru Thomas Stockmann haline getiriliyor. 1828-1906 yılları arasında yaşayan İbsen 1882’de yazdığı ünlü oyununda kaplıcada bulaşıcı bir mikrop olduğunu tespit eden Dr. Thomas, tesisin bir süre kapatılıp mikroplardan arınması doğrultusunda rapor yazar. 

En başta abisi Peter olmak üzere bütün kasaba Dr. Thomas’a karşı birleşir. Onu kasaba halkının düşmanı ilan ederler. Oysa doktor kaplıcanın ilelebet kapanacak olmasına karşı sadece bir yıl bakıma alınıp hastalık saçan tesis halinde anılmasına karşıdır. Kasabanın uzun vadeli çıkarlarını savunmaktadır. 

Kasaba halkı onu "Bir Halk Düşmanı" ilan etmiştir artık..! 

Bu eskimeyen oyuna ilave olarak Çetin Altan ustamızdan alıntı yapalım:

"Bir ülkede doğruyu ilk söyleyenin başına gelmedik şey kalmaz!"

Rize’de de olan böyle bir şey işte…

Gençağa Karafazlı haberleriyle doğup büyüdüğü şehrini savunuyor. Fabrika işçilerine de telefon açtırıp onu tehdit ettirenler Rize’yi bir kenara bırakıp kendi dertlerine düşmüşler. 

Henrik İbsen’in 1882’deki Dr. Thomas’ı 2020’de gazeteci olarak Rize’de görevinin başında… Varsın onu da Dr. Thomas gibi görsünler:

Bir Halk Düşmanı!  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nazım Alpman Arşivi