Yetvart Danzikyan

Yetvart Danzikyan

McKinsey, McKinsey.. Neymiş bu McKinsey?

İktidar McKinsey ile anlaşmayı gerekli görmüşse McKinsey ile anlaşmak iyidir güzeldir. Muhalefet iktidarı ters köşede bırakacak argümanlar üretmeye başlamışsa, bu kez de McKinsey kötüdür.

"Yeni program bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. 16 bakanlıktan temsilcilerin bulunduğu bu ofis, tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek"

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 27 Eylül günü New York’ta Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından düzenlenen 9. Türkiye Yatırım Konferansı’nda yaptığı konuşmada McKiney ile yapılan anlaşmayı bu sözlerle "muştu"luyordu.

"Türkiye bu krizin sonunda acaba IMF ile mi anlaşacak?" sorularının yaygınlık kazandığı dönemde "kontrol" amacıyla ya da tam olarak anlaşılamayan bir amaçla ABD’li bir firma ile anlaşılması; ilk önce "IMF ile anlaşılacak da yol mu yapılıyor?" kuşkusuyla ve buna paralel olarak "IMF’ye gitmeyecekler onun yerine bu şirkete mi gittiler, ikisi aynı işi mi görecek" sorusuyla karşılandı.

Albayrak’ın açıklamasının ardından ülkedeki tek gündem maddesi bu oldu, diyebiliriz. Öyle ya, durmadan "Yerli ve milli duruş" deyip duran iktidar neden bu şirketle anlaşmıştı? Madem kriz yoktu bu şirket neyi kontrol edecekti? Sadece kontrol mu edecekti yoksa ekonomiyi yönlendirecek miydi? Kredi bulunmasına mı yardımcı olacaktı?

Mesela CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak "İşi evirip çevirmeye ihtiyaç yoktur. McKinsey Türkiye Cumhuriyeti hazinesine kayyum olarak atanmıştır" dedi ve şirketin hedeflere, sonuçlara bakacağını, sonuçları yeterli görmeyeceğini, devlet hazinesinin en mahrem noktalarına kadar gideceğini söyledi.

Bu süreçte belki de en ilginç çıkış MHP lideri Bahçeli’den geldi. Gerçi şu dönemde bu çıkış ilginç filan değil, nihayetinde 3.MC’nin koalisyon ortağıdır, dolayısıyla büyük ortağın böylesi garipliklerini de savunmak zorunda. Şöyle dedi Bahçeli:

"McKinsey IMF değil, Düyun-u Umumiye hiç değil. Sorsanız ne IMF'den anlarlar ne de Düyun-u Umumiye'yi bilirler. Cehalet varsa ihanet tetiktedir, buna da kafaları basmaz. Muhalefet etmek önüne geleni karalamak, gördüğüyle kavgaya tutuşmak değildir. Muhalefet marazi olursa, muvaffakiyet hüsran olur. Türkiye'ye yabancı yatırım çekilsin isteniyorsa küresel ekonomik saldırının toz bulutunun dağıtılması arzulanıyorsa gerek ve ihtiyaç duyulan konularda icra yetkisi, kredi verme durumu, dayatma ve şantaj planı olmayan bir denetim şirketiyle anlaşmak niye yanlış olsun ki?"

MHP’nin gerçekte böyle düşünmediğini anlamak zor değil. Ancak böyle düşünmek zorunda, zira hem az evvel bahsettiğimiz gibi koalisyon ortağı hem de kendisine amansız bir tehdit olarak gördüğü İYİ Parti bu McKinsey anlaşmasını eleştirmiş. CHP de öyle. Eh, muhalefet böyle davranıyorsa MHP eli mecbur global kapitalizmin amansız bir savunucusu olacak. Ancak Bahçeli’nin açıklamaları pek de Albayrak’ın açıklamaları ile uymuyor. Albayrak "denetleme, kontrol" demişti. Bahçeli ise "Gerek ve ihtiyaç duyulan konularda icra yetkisi, kredi verme durumu" diyor.

Bu durumda McKinsey’in ne yapacağı ya koalisyon ortağı MHP tarafından tam anlaşılamamıştır, ya da Bahçeli aslında işin gerçeğini açığa vurmaktadır.

Konu böylece çok ilginç bir yere gelmişti ki Cumhurbaşkanı Erdoğan meseleyi yepyeni bir boyuta taşıdı. Dedi ki "Bu zat (Kılıçdaroğlu’nu kastediyor) ekonomi yönetimimize hizmet vermek üzere ücreti mukabili tutulmuş bir danışman firması üzerinden sorduğu sorularla bizi güya köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Geçen bütün bakan arkadaşlarıma söyledim, bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız dedim. Hiç gerek yok biz bize yeteriz."

Karar muhalif basında ve cephede genel olarak damat Berat Albayrak’ın ofsaytta kalması hatta kabineden yolcu olabileceği şeklinde anlaşıldı. Ancak ben çok emin değilim bundan. Totalitarizmle hemhal olmuş bir otokraside yaşıyoruz. Bu çağda iktidarın en çok güvendiği şey, AKP seçmeninin Erdoğan’dan geldiği sürece her şeye ikna olması ya da ikna olmak istemesi. (Bu da tabii bir yere kadar, ama nereye kadar onu tam bilemiyoruz)

Dolayısıyla iktidar McKinsey ile anlaşmayı gerekli görmüşse McKinsey ile anlaşmak iyidir güzeldir, muhalefete verilecek en iyi cevaptır. (Bkz: Bahçeli, AKP medyası) Ha, muhalefet bu konuda iktidarı ters köşede bırakacak argümanlar üretmeye başlamışsa, bu kez de McKinsey kötüdür, lüzumsuzdur, onlarla iş yapmaya gerek yoktur. Biz bize yeterizdir.

İktidar ve seçmeni tarafından burada anlaşılmayan bir konu yoktur. Bu işten Albayrak’a eksi puan gelmez mi? Gelir. Ancak Albayrak bu işi herhalde tek başına yapmamıştır. Erdoğan da Albayrak da geçtiğimiz haftalarda Avrupa’da ve ABD’ye yabancı yatırım gruplarıyla, şirket yöneticileri ile biraraya geldiler. Yatırım talep ettiler. Belki de bu toplantılarda onlara verilmiş bir sözdü bu. Yani "Böyle bir şirket bulunsun, bize güvenmiyorsanız onlara sorarsınız" gibisinden. Bilinmez. Öte yandan böyle bir söz verilmemişse bile şirketin bu yönde bir faaliyet gösterecek olması da ihtimal dahilinde idi.

Ancak bir ihtimal bu işten bir oy kaybı olabileceğini hesap ettiler. Krizin büyümesi nedeniyle kaybedilecek oyu, bu işten kaybedilecek oydan daha küçük gördüler belki. Ama bana kalırsa hiç böyle hesaplar yapmadılar, "CHP‘nin ağzına laf vereceğimize yorganı yakalım gitsin" dediler. Bu da mümkün.

Zira AKP yarın gidip IMF ile anlaşsa seçmeni ne diyecek ki, MHP ne diyecek ki,"bravo"dan "aferin"den, "kriz tellallarına en iyi cevabı verdin"den başka?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yetvart Danzikyan Arşivi