Farklı hikayeler aynı hayatlar: Malikov'u taşlamak

Farklı hikayeler aynı hayatlar: Malikov'u taşlamak
‘Bir gün benimle aynı okulda olan trans bir arkadaşımla sokakta yürürken, ‘Siz okulumuzun ismini karalıyorsunuz’ diyerek bizi taşladılar.’

Seda TAŞKIN 


ARTI GERÇEK - "Okulumdaki öğrenciler bir şekilde cinsel yönelimimi öğrendiğinde 8’nci sınıftaydım. Okulun koridorlarında bana isimler takarlardı. Daha sonra birisi makyajlı fotoğraflarımı sosyal medyada paylaşarak ev adresimi ve okuduğum okulu ortaya çıkardı. Tehditler alıyordum. Okulda zamanımı sürekli korku içinde geçirdim."

Bu sözler Azerbaycan’da yaşayan 16 yaşındaki Ali Malikov’a ait. Malikov Bakü’de bir lisede son sınıf öğrencisi. Okul arkadaşları Malikov’un biseksüel olduğunu öğrenmesinin ardından defalarca kez şiddete ve tehdite maruz bırakmış. Malikov Azerbaycan’dan bize ulaşarak yaşadığı ayrımcılığın duyulmasını istedi. Malikov gibi dünyanın dört bir yanında insanlar kimi sevdikleri, ne giydikleri ve aslında kim olduklarıyla bağlantılı olarak saldırıya uğruyor. Lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks (LGBTİ+) olmak her gün ayrımcılığa uğramak anlamına geliyor. 

UĞRADIĞI AYRIMCILIK NEDENİYLE OKULU BOYKOT EDİYOR 

Milakov okuduğu okulda defalarca kez şiddete ve ayrımcı dile maruz kalıyor. Defalarca kez bir çok yere şikayette bulunmasına rağmen yanıt alamadığı için, Malikov, eğitim sistemini boykot ederek, derslere katılmayı reddediyor. Malikov 8’nci sınıftan itibaren uğradığı taciz ve şiddete uğradığını ve sayısız kez okul müdürüne durumu anlatmasına rağmen sorunun çözülmesi yerine okul müdürü tarafından da azarlandığını anlatıyor: 

"Bir defasında fizik öğretmenim defterlerimi yırttı ve kolyemi kopardı. 10’ncu sınıfa geçtiğimde pandemi nedeniyle e-öğrenmeye geçtik. Bir gün benimle aynı okulda olan trans bir arkadaşımla sokakta yürürken, ‘Siz okulumuzun ismini karalıyorsunuz’ diyerek bizi taşladılar. Yolda yürürken bile can güvenliğimizin olmadığını çok iyi biliyoruz. Herkes bizi tanıyor ve bizi bir ‘rezillik’ olarak görüyorlar. 

‘OKULUN İDARİ PERSONELİNDEN UTANIYORUM’

Malikov, durumunu İçişleri Bakanlığı’na bildirdi. 26 Kasım tarihinde bir karakola çağırıldı. Ancak durumuna ilişkin bir çözüm bulunmadı. Bu olaylar yaşanırken bir öğretmeninin sosyal medyadan, Malikov’un eşcinsel olduğunu ve okulunun imajını zedelediğini içeren fotoğraflar paylaştığını söyleyen Malikov, "Öğrenciler beni küçük düşüren ve tehdit eden paylaşımları beğeniyor. Okulun idari personelinden utanıyorum" diyor. 

‘DAYANIŞMAYLA!’

İlgili bir çok yere defalarca kez şikayet etmesine rağmen yanıt alamayan Malikov, son olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na da şikayet edeceğini söylüyor. Malikov, "LGBTİ+ bireylerin mücadelesinde hep özneler ve kadınlar birlikte oldular. Ne devletler, ne devlete tabi homofobik okullar bizi yok sayamaz. Türkiye’deki LGBTİ+ hareketini yakından takip ediyorum. Dayanışmayla" diyor. 

LGBT KARŞITI ÜLKELER ARASINDA AZARBEYCAN VE TÜRKİYE VAR

LGBTİ+ çatı örgütü Uluslararası Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks Birliği'nin (ILGA) Avrupa teşkilatı tarafından hazırlanan 2021 Gökkuşağı Endeksi (Rainbow Europe) raporuna göre Azarbaycan LGBT karşıtı ülkeler arasında yer alıyor. Daha önceki yıllar gibi sıralamanın en altında yer alan ülkeler bu sene de değişiklik göstermedi. Azerbaycan, Türkiye ve Ermenistan Gökkuşağı Endeksi'nde en alt sıralamada yer alan üç ülke oldu. Azerbaycan yüzde 2 ile listenin en altında bulunurken, Azerbaycan'ı yüzde 4 ile Türkiye ve yüzde 8 ile Ermenistan takip ediyor. 

BAKÜ’DE ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 36’SI AYDA EN AZ BİR KEZ ZORBALIĞA UĞRADI

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yayınlanan 2019 Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) raporuna göre, "Bakü'de, öğrencilerin yüzde 36'sı ayda en az birkaç kez zorbalığa uğradığını açıkladı. Homofobinin en yaygın olduğu ülkelerden biri olan Azerbaycan'da öğrencilerin homofobik lakaplar ve müstehcenliklerle birbirlerine hakaret etmeleri çok yaygın bir durum. Azerbaycan'a ilişkin istatistiki verilerin azlığı nedeniyle okullarda şiddet, homofobi, cinsiyetçilik eşitsizliği, nefret söylemi gibi sosyal adalet ilkeleriyle çelişen durumların araştırılması da maalesef kısıtlı. 

 

Öne Çıkanlar