Baronlar buluşması

Babalar, baronlar yüzünden mafya savaşları da Türkiye’ye sıçrıyor. Balkan mafyası, İsveç mafyası hatta Yeni Zelanda mafyası filan burada hesaplaşıyor, sokaklarda cinayetler işleniyor, tenhadaki villalar işkencehanelere dönüştürülüyor.

Timur Soykan’ın yazılarını ve haberlerini takip ediyor musunuz? Ben ediyorum ve her yazısını hayretler içinde okuyorum. Hayret etmeye devam ediyorum çünkü her defasında bir öncekinden daha büyük ve inanılmaz bir hikayeyle karşılaşıyorum. Görülüyor ki dünyanın her yerinden uyuşturucu ticareti yapan mafya babaları, uyuşturucu baronları için bir tür misafirhane olmuş Türkiye. Bir dönem gelip düşmanlarından saklandıkları, dinlendikleri, işlerini uzaktan da olsa yapmaya devam ettikleri ve kendilerini güvende hissettikleri bir nevi baron misafirhanesi.

Bunun sebebi Türkiye’nin sıcak para ihtiyacıyla ilan ettiği varlık barışı. Bu uygulama ‘dışarıdan para gelsin de ne olursa olsun’a dönüşmüş görünüyor. Şimdi içinde bulunduğumuz ekonomik krizi vaktiyle biraz ertelemiş, ama şimdi hepimizin güvenliğini tehdit eder hale gelmiş bir uygulama. Yine konuyla ilgili haberlerden öğreniyoruz ki ‘ev alana vatandaşlık hediye’ kampanyası da meselenin en can alıcı sebeplerinden biri. Bu uygulama pek çok başka ülkede var, AB ülkeleri bile ev alana o değerli pasaportlarını değil ama yine kolay ele geçmez ‘sürekli oturma vizesi’ni veriyor. Bizde ise paranı getirip bir de ev alarak Türk vatandaşlığının koruması altına girmek kolay. Anlaşılan vatandaşlık almadan önce tabi olunan güvenlik soruşturmalarından filan yakayı kurtarmanın da türlü türlü yolları var…

Neticede Türkiye vatandaşlığı suç işledikleri ülkeye iade edilmeme, bir tür korunma imkânı da veriyor uluslararası mafyaya. Böyle böyle Türkiye kanunsuzların toplandığı bir yere dönüşüyor. Hatta yine Timur Soykan, bu paralara Suriye’deki cihatçı paralarının da eklendiğini, oradaki savaşın finans üssüne dönüştüğümüzü de yazıyor. Kaynağı belirsiz bu kadar para ülkeye akınca onun ‘aklanması’ sisteme katılması gerekiyor ve orada da ‘fenomenler’ devreye giriyor.

Babalar, baronlar yüzünden mafya savaşları da Türkiye’ye sıçrıyor. Balkan mafyası, İsveç mafyası hatta Yeni Zelanda mafyası filan burada hesaplaşıyor, sokaklarda cinayetler işleniyor, tenhadaki villalar işkencehanelere dönüştürülüyor. Bu konudaki haberleri okurken görüyoruz ki Balkan mafya savaşının en büyük cinayeti Mecidiyeköy’de işlendi. Karadağlı Jovan Vukotiç’in öldürülmesinden 20 gün sonra Ataşehir’de Azerbaycanlı Caniyev Çetesi’nden Elnur Gasimov kurşunlandı. Sonra medyadan öğrendik ki Kazak mafya lideri Arman Dikiy, İstanbul’daki bir rezidansta Rus ve Azerbaycanlı iki iş insanını alıkoyup işkenceyle milyon dolarlarına el koydu. Avusturalya ve Yeni Zelanda suç örgütlerinin liderleri İstanbul’da yakalandı.

Bodrum’da bankta bulunan para dolu çantayı orada unutan kişinin İsveçli uyuşturucu baronu Rawa Majid olduğu anlaşıldı. Kendisinin Türk vatandaşlığına geçtiği ortaya çıktı. Derken onu öldürmek için İsveç’ten gelen suikast timi Maslak 1453’teki evinin yakınlarında bir kafeyi taradı…

Skaljari adlı suç örgütünün lideri Vukotiç Türkiye’de öldürüldü. Onu öldüren Kavac çetesi mensupları Polonezköy’de yakalandı.

Hırvatistanlı Nenad Petrak Avrupa çapında bir uyuşturucu kaçakçısı. Hırvatistan’daki çete savaşları ve suikastlardan da sorumlu olduğu düşünülüyor, Almanya, Hırvatistan, ABD, Rusya ve İtalya’da kırmızı bültenle aranıyor. Ama o burada Türkiye’de vatandaşımız olmuş yaşıyordu. 18 Kasım’da polis operasyonuyla yakalandığı duyuruldu.

Bu ve benzeri haberler uzayıp gidiyor…

NARCOS BATAĞI

Netflix’i Netflix yapan dizilerden Narcos’u benim gibi bu haberlerle eş zamanlı olarak izlediğinizde doğal olarak endişeniz artıyor. Kolombiya’yı adeta tutsak alan Escobar’ın maceralarını, ‘uzaktaki yoksul ve kaotik bir ülkede olup biten kötü şeyler’ diye izleyip geçemiyorsunuz. İster istemez kendi ülkenizle paralellikler buluyor ve üzülmenin ötesinde kızgınlığa kapılıyorsunuz. Kolombiya’da geçen Narcos dizisinin başarısı üstüne Bir de Narcos Meksika çekilmişti. Şu sevimsiz şaka ister istemez insanın aklına düşüyor: Narcos Türkiye’nin de sırası geldi’. Nitekim basında da sık sık dile getirildi bu şaka… Tabii eğlence endüstrisi için bu sevimsiz bir şaka değil iyi bir proje de olabilir bu.

Timur Soykan’a bir Netflix dizisi için teklif gitti mi bilmiyorum, ama bu konuda bilgili başka gazetecilere gittiğini duydum… Çekilirse artık diğerleri gibi ulusal bir mafya hikayesi olmayacak. Bizim kabadayılarımız, ülkücüsü, PKK’lısı, derin devletlisi mafyalarımız, Avrupa piyasalarında cirit atan uyuşturucu kaçakçılarımız kadar Türkiye’yi üs edinmiş yabancı baronların da hikayeleri anlatılacak bu dizide. Belki de 2. Dünya Savaşı’nın casus savaşlarından bu yana olmadığı kadar uluslararası bir hikâyenin mekanı olacak İstanbul, Ankara…

Timur Soykan’la başladık, onunla kapatalım. Son yılların en başarılı gazetecilerinden biri. El attığı konular, haber yaptığı insanlar tehlikeli, korkutucu. Ama tüm bu konuların üstüne cesaretle gidebildiği için onu hayranlıkla takip ediyoruz. Ekmek parası bahanesiyle yandaş basında yağ bağlayan gazetecilere karşı Timur Soykan gibi özgürlüğü seçmiş ve işini cesaretle yapmayı sürdüren yeni bir gazeteci kuşağı var şimdi. İrili ufaklı, zorlukla ayakta duran medya kuruluşlarında çalışan, mütevazi bir hayatı tercih edip Türkiye’ye gerçekleri anlatmayı sürdüren gazeteciler onlar. Onları takip edenlere ‘iyi ki var’ dedirtiyorlar. Bu Narcos batağını kuranlara karşı bir umut varsa Türkiye’de onu Timur Soykan gibi gazeteciler yaşatıyor.


Cem Erciyes: Gazeteci, yayıncı. 1971 doğumlu Cem Erciyes, İzmir Bornova Anadolu Lisesi’ni ve Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi. İstanbul Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler dalında yüksek lisans yaptı. Gazeteciliğe 1992’de Dünya Gazetesi’nde başladı. Dünya Kitap dergisi ve kültür sanat sayfalarında çalıştı. 1997 yılında Radikal’e geçti. Kültür Sanat Editörü ve Radikal Kitap Eki Yayın Koordinatörü, Ek Yayınlar Yönetmeni gibi görevler üstlendi… 2016 yılında Doğan Kitap’ın yayın direktörlüğünü üstlendi. Halen bu işi yapıyor. Çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde yazıları yayımlandı. TRT’de, Açık Radyo’da kültür sanat ve tarih programları hazırladı, sundu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cem Erciyes Arşivi