Çok radikal solcu olmanın dayanılmaz hafifliği

‘Çok radikal solculara’ göre devrimci sayılmazdı MST-Brezilya Topraksızlar Hareketi. Toplamda Belçika’dan, Danimarka’dan daha büyük bir toprağı işgal etmişlerdi ve 3 milyon insan onların bu gerçek demokrasilerinde yaşıyordu. Romantik olmak güzel bir şey.

En kolayı, ‘çok radikal solcu’ olmak. Her şeye, bir şey bulup, hiçbir şey yapmadan oturabiliyorsunuz. Yapılan şey, küçük bir şeyse, Küçük burjuva bir şeydir bu! Mesela bir kooperatif kurulmuştur, sanki bununla ne değişir? Yüzünde her şeyi bildiğine emin müstehzi bir gülümseme.

Eğer çok büyük ve cüretli bir şey yapmaya kalkarsanız, ‘Maceracı’ yaftasını yan cebinden çıkartıp, üstünüze yapıştırırlar ve sanki maceracı olmak kötü bir şeymiş gibi…

Fakat eğer sizi seviyorlarsa, hani sevimli, coşkulu ve biraz deliyseniz, en iyi söyledikleri ‘Ütopyacı’ ve ‘Romantik’ olursunuz ve nasılsa dökülecek sonbahar yapraklarının arasına düşünsel olarak gönderilirsiniz, yine aynı gülümseme ile müstehzi. Sonra ‘çok radikal solcu’; okuluna gidip mesela, müfredatta nerede kaldıysa oradan, çocuklara ders vermeye devam eder ya da kırpılmış, çalınmış emekli maaşına, kaç gün kaldığını takvimde seyreder, yüzünde hiç de müstehzi olmayan bir gülümseme…

Her şeyde nasıl olsa eleştirilecek bir şey, eksik ya da fazla bir taraf vardır mutlaka.

Nasıl olsa vardır…

Haklarını almak için fabrikayı işgal etmeye kalkan işçilere, ‘Bu ülkede demokrasi filan yok, gelip sizi öldürürler ‘ diyerek onları vaz geçiren, ‘çok radikal’ avukat biliyorum mesela…

İşte yine, ‘Çok radikal solcuların’ pek beğenmedikleri, MST-Brezilya Topraksızlar Hareketi MST kolektif liderlerinden Stedille ile konuşuyorduk, kendilerini tanımlıyordu;

‘Bir doktrin düşünün. Bir ideolojiyi aklınıza getirin, yoksul köylüleri örgütlemek istiyor. Biz bunu istiyoruz. Yoksulluğa ve sosyal sisteme karşı mücadele ediyor. Bu böyle. Bunun için toprak istiyoruz, okul inşa ediyoruz. Yeni bir yaşam örgütlüyoruz. Bir sağlık sistemi, karşı bir eğitim sistemi ve esenlik içinde bir yasam... Burjuva sınıfı tabii ki bunların hiçbirini istemiyor.

Bizim düşüncemiz başka bir model, sosyal bir değişim isteyen ve en önemli karakteri devrimcilik olan bir düşüncedir. Ayrıca aslında mutlaka devrimci olmak için sosyalist olmak gerekmez. Brezilya sosyal yapısı aslında çok eşit. Çünkü milyonlarca yoksul var. (Gülümseyerek) Biz yoksulluk konusunda çok zenginiz!

İsteklerimizin arasında en önemli şey demokrasi. Biz her şeyin demokratikleşmesini istiyoruz. Doğrudan toprağın, doğrudan etiğin, doğrudan emeğin, doğrudan eğitimin ve doğrudan adaletin demokratikleşmesini istiyoruz. Bütün bunları istemek gerçek bir devrimciliktir. Sonuç olarak düşünsel anlamda, politik anlamda bizim politikamız sosyal bir dönüşüm sürecidir.

Şimdi; Bir söz olarak devrim, devrimcilik bence çok kritik bir sözcük, çok etkili ve çok propagandif. Buna karşın, birçok hareket kendisini devrimci olarak nitelendiriyor, adları ’devrimci bir hareket’ oluyor. Ama gerçek bir devrim için sadece hükûmetler, ordular ve şiddetin yeterli olduğunu düşünüyorlar.’ Diyordu.

‘Çok radikal solculara’ göre devrimci sayılmazdı MST. Toplamda Belçika’dan, Danimarka’dan daha büyük bir toprağı işgal etmişlerdi ve 3 milyon insan onların bu gerçek demokrasilerinde yaşıyordu…

Romantik olmak güzel bir şey bence, hele bu yağmurlu havada…


Metin Yeğin: Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; Gazeteduvar, dünyada, Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Metin Yeğin Arşivi