Ceren Gündoğan

Ceren Gündoğan

Tiyatro Boyalı Kuş’tan Bir Nora Evi

Türkiye’de feminist tiyatronun biricik örneği Tiyatro Boyalı Kuş, 24. yılında bu sefer deneysel bir oyunu seyirciyle buluşturuyor. Henrik Ibsen’in Bir Bebek Evi –Nora, Tiyatro Boyalı Kuş ekibince Bir Nora Evi’ne dönüşerek söz söylemeyi sürdürüyor.

Henrik Ibsen’in 19. yüzyılın sonlarında yazdığı Bir Bebek Evi –Nora, Tiyatro Boyalı Kuş ekibince Bir Nora Evi’ne dönüşerek söz söylemeyi sürdürüyor.

Jale Karabekir’in yazıp yönettiği Bir Nora Evi’nde dönüşümlü olarak Tuğçe Yükselel ve Seda Elhan oynuyor. Ben Seda Elhan’ın etkileyici yorumunu izledim.

Dönemindeki toplumsal açmazları oyunlarında eleştirel bir biçimde yansıtmasıyla ünlü Ibsen, eleştirel rasyonalizm olarak adlandırılan edebiyat anlayışının tiyatrodaki öncüsü olduğu kadar çağdaş tiyatronun da kurucularından biri olarak anılır. Bu haklı nitelemenin nedeniyse gerçekçi oyunlarındaki karakterlerin yönelişidir. Karakterlerinin ceza, ayıplanma gibi yasalar ve toplumca uygulanan yaptırımlara karşı dirençle aksiyona geçip birey olma sorumluluğunu üstlenmeleridir. Kurulu düzene tehdit sayılıp hedef haline gelen varlığıyla kadın karakterlerine hayır dedirtir, gündelik hayatın sıradanlığının bile mücadele alanımız olduğunu düşünürsek Bir Bebek Evi – Nora’da, Nora’nın kocası, çocuklarıyla sürdürdüğü “mutlu aile tablosu”nun onun aile birliğini düşünen tüm iyi niyetine rağmen balon gibi sönüşünü de anlamlandırırız.

Mikrodan makroya aile, toplum, devlet diye sıralayabileceğimiz zincirin temel yapı taşı aile ise, kendini sağlama almak isteyen devlet de elbette toplumu yönlendirebilmek için işe önce aileyi kontrol etmekten başlayacaktır. Yüz yıl önce olduğu gibi, yüz yıl sonra da olacak olandır bu. Devlet kavramı yapı bozuma uğramamışsa tabii…

01-birnoraevi-tiyatroboyalikus-se-arzubostanci-01.jpg

BİR NORA EVİ

Türkiye’de feminist tiyatronun biricik örneği Tiyatro Boyalı Kuş, 24. yılında bu sefer deneysel oyunu Bir Nora Evi’ni seyirciyle buluşturuyor. “Namus”, “şeref”, “onur” gibi kavramları, toplumsal kabulleri ve kadının ancak anne, eş gibi makamlarla yüceleştirilmesini eleştirdikleri uyarlamaları Nora/Nurê’yi 2010 yılında Kürtçe oynayan topluluk, bir dengbej hikâyesi olan Nûre ile Nora’nın kesişimlerinde ortak bir kadın-erkek egemen toplumsal kod çarpışmasını sahneye taşımıştı. Topluluk, 14 yılın ardından Bir Nora Evi’nde ise seyirciyi, geçim için akıllı ev satışı/pazarlaması yapan oyuncu bir genç kadınla tanıştırıyor. Oyun başladığında akıllı evin hünerlerini saymakla bitiremeyen kadının gerçeklikle, kendi gerçekliğiyle olan bağı sınanmaktadır. Tıpkı su baskınına uğrayan, elektrik kesintisiyle karanlığa gömülen akıllı ev gibi –pek de akıllı değilmiş!- aksayan, doğru olmayan, yolunda gitmeyen, en önemlisi haysiyet kırıcı bir şeyler vardır.

Jale Karabekir’in oyunda mekân olarak akıllı evi tercih etmesi özel bir anlam taşıyor. Ev nedir? Serbest çağrışımla: Güvenli alan, terk, içerisi, duvar, sınır, muhafaza, perde, huzur, stres, sıcak, kalabalık, tenha, soğuk… Belki de erişilmesi zor bir ütopya ev. Birbirine benzemez zıtlıkları içinde barındıran bir barınak da diyebiliriz. Bu barınağa bugün bir yandan akıl almaz kiralar talep edilirken, kira için mesleği dışında ne iş olsa yapan insanlar ekleniyor. Bir yandan da milyonlarca paraya satışı yapılan akıllı evler var… Ne tuhaf, korkunç bir ikilik!

Bir Nora Evi’nde evin kapitalist pazarlanışında romantize edilen her şeyin inşaya karşı bozgunculuğunu izlemekteyiz. AVM’lerle kaplı görsel mesafemiz bu şatafata ne kadar yüz çevirebilir? Varmak istediğimiz ev, olmak istediğimiz yer mi?

Jale Karabekir, aile-toplum-devlet zincirine evi de ekleyerek evin üzerimizdeki etkisini ele alıyor. Daha doğrusu, kadınları kontrol altına alan en küçük birimi, ev denen muhafaza alanının çürüklüğünü akıllı evlerden birinde, bir yapı bozumu olarak başarıyla sahneliyor. Akıllı evi pazarlamakla görevli kadının haysiyet kırıcı sisteme cevabıysa görülmeye değer.

Bir Nora Evi, 18, 19, 20, 21 Mart tarihlerinde Şişli Tiyatrosu’nda izlenebilir. 18.30 ve 20.30 seansları var.

Metin, Koreografi ve Işık Tasarım: Jale Karabekir

Reji: Yeşim Koçak, Jale Karabekir

Müzik ve Ses Tasarım: Murat Hasarı

Dramaturji: Nelin Dükkancı Yaman, Zeynep Özlem Havuzlu, Uğur Emre Erdem

Dekor Tasarım: Cihan Aşar

Kostüm Tasarım: Sema Işık Saral

Reji Asistanları: Pelin Oruç, Murat Avni Yürekli

Fotoğraf ve Yapım Koordinasyon: Arzu Bostancı

Afiş Tasarım: Rauf Kösemen

Oyuncular: Seda Elhan / Tuğçe Yükselel


Ceren Gündoğan: 1983 İstanbul doğumlu. İBBŞT TAL'de ve Akademi İstanbul Tiyatro bölümlerinde oyunculuk, Kocaeli Üniversitesi GSF/ Sahne Sanatları Dramatik Yazarlık bölümlerinde öğrenim gördü. İstanbul Devlet Tiyatroları’nda oyuncu ve reji asistanlığı, Asis Yapım'da proje tasarım asistanlığı ile dizi ve belgesel senaristliği yaptı. İlk romanı Yaralı Rüzgâr, 2022 Mayıs ayında Eksik Parça Yayınları etiketiyle yayınlandı. Artı TV'de Artı Sahne programı sürdürüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ceren Gündoğan Arşivi

Gong

25 Şubat 2024 Pazar 00:01