Willkommen in Deutschland; Kürtler hariç

Almanya'da "Türküm" diyen ilticacıların yüzde 59,8'ine olumlu cevap verildi. Başvuruların yüzde 80'den fazlasını Kürtler oluştururken bu grubun sığınma taleplerine verilen kabul oranı yüzde 4,8'e kadar düştü.

Türkiye’yi terk etmek ister misiniz?

Almanya’ya gitmek, medeni bir ülkede yaşamanın, okumanın, çalışmanın, gezmenin, eğlenmenin tadına varmak ister misiniz?

Cevabınız evet ise yazıyı okumaya devam edin. Avrupa cennetine kabul edilmenin birkaç ufak şartını sayacağım sizlere.

Almanya’da 2 milyon uzman personel açığı var. 2030’a kadar bu sayının 7 milyona çıkması bekleniyor. Bu gerçeklik ile Almanya tüm yasal mevzuatlarını gözden geçiriyor. Merkel’in tabiriyle “bir mülteci ülkesi” olmanın hakkını verecek adımlar atıyor. Bunlardan sonuncusu “Şans Kartı” adı verilen bir uygulama. Online olarak bile başvurabilirsiniz. Çok kolay. Beş maddelik “uygunluk” kriterlerini karşılamanız yeterli olacaktır.

1-İş Buldunuz mu? Öncelikle bir iş bulmanız gerekiyor. “Bana oturum versinler, yavaştan iş arayayım” diye düşünüyorsanız hata yaparsınız. Madem geçerli bir mesleğiniz var, bulun bir iş kapın vizeyi.

2-Mesleğinizin olması o konuda bir eğitim aldığınızı gösterir öyle değil mi? diye düşünüyorsanız hata yaparsınız. Diplomayı gösterin vize gelsin.

3-Doktorsanız B2, ara elemansanız A2 düzeyinde Almanca biliyor musunuz? “Taşındıktan sonra kursa giderim” diyenler, demeyin. Burada diplomanızın denkliği için uğraşırken biraz Almanca bilmeniz yeterli olacaktır.

4-45 yaşın altındaysanız yeni bir hayata yelken açmak için hala gençsiniz demektir. 45 yaş üstünde olanların mühim bir mesleği varsa yine de bakarız duruma.

5-Almanya’da bir yakınınız vardır mutlaka. Daha doğrusu olması lazım. Barınma, beslenme gibi dertlerinizle devlete yük olmamanız tercih sebebidir.

Görüldüğü üzere şartlar oldukça kolaylaştırıldı. Mevzuat, gelmek isteyenin lehine olacak şekilde yumuşatıldı. Yaşasın beyin göçü…

Peki ya haliniz yukarıdaki şartları karşılayacak durumda değilse? Kaçak yollarla, bin bir badire atlatarak sınırı geçtiyseniz? Öğrenci, avukat, sivil toplumcu, siyasetçi, gazeteci, çevreci, kadın, LGBT+, Gezi eylemcisi, devlet şiddeti mağduru iseniz? Almanya’ya lazım olan “Nitelikli Eleman” şartlarının dışında kalarak iltica edenlerdenseniz?

O vakit size kötü haberlerim var. DW Türkçe’den Elmas Topçu’nun haberine göre Türk vatandaşlarının Almanya'ya yaptıkları sığınma başvurularında korkunç bir artış var. “Türkiye'den Almanya'ya 2022 yılında toplamda 23 bin 938 iltica başvurusu yapılmıştı. Bu yılın ilk yedi ayında (Ocak-Temmuz) Türk vatandaşlarının Almanya'ya iltica başvuruları ise şimdiden 23 bin 82 oldu. Türkiye, Almanya'ya son yıllarda yapılan iltica başvurularında onlarca yıldır savaş ve krizlerin damgasını vurduğu Suriye ve Afganistan'ın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Temmuz 2023'te ise 3 bin 791 başvuru ile Türkiye ilk kez Afganistan'ı da geride bırakarak Suriye'nin ardından en çok iltica başvurusu gelen ikinci ülke oldu.”

Peki bu başvurularda hangi kriterler geçerli? Almanya’nın sizi mülteci olarak kabul etmesi, geri göndermemesi için hangi niteliklerinize bakılıyor? İltica memuruna nasıl bir savunma hazırlamanız gerekiyor?

Ülkeye kabul edilme şansınız yüzde kaç?

Burada izninizle size şu soruyu sormam gerekiyor:

Kürt müsünüz?

Evet, yanlış okumadınız. Alman memur sorduğunda “Kürdüm” mü diyeceksiniz?

O vakit durumunuz pek de ihtişamlı olmayacaktır.

Yine Elmas Topçu’nun haberine göre Almanya Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF), bu sene Ocak-Temmuz döneminde Türk vatandaşlarının yaptığı başvuruların yüzde 15'ine onay verildiğini açıkladı. Fakat başvuruda Türk ve Kürt olduğunu beyan edenlerin başvurularının kabulune ilişkin makas giderek açıldı. Geçen yıl Kürt olduğunu belirtenlerin sayısı bir önceki yıla göre beş kattan fazla arttı. Bu yılın ilk yedi ayında iltica etmek isteyen 23 binden fazla kişiden 19 bin 220'si de Alman makamlarına Kürt olduğunu beyan etti.

"Türküm" diyen ilticacıların yüzde 59,8'ine olumlu cevap verildi. Başvuruların yüzde 80'den fazlasını Kürtler oluştururken bu grubun sığınma taleplerine verilen kabul oranı yüzde 4,8'e kadar düştü.

Hakkınızda açılmış dava olması, yakalama kararı olması yetmiyor. Kesinleşmiş cezanız varsa mecburen he diyorlar ilticanıza.

Eğer bir gün iltica mecburiyetine düşerseniz Alman makamlarına Kürt, HDP, Suruç, Ankara Gar saldırısı gibi gerekçelerden bahsetmeyin. Yol yakınken Şans Kartı’nın gereklerini yerine getirin.

Cumhuriyet tarihinin en ağır saldırısı altında kalan Kürtleri, Erdoğan’ın zulmüne teslim etmek kolay elbette.

Peki bir “usta sertifikalı” tesisatçı kolay mı yetişiyor zannediyorsunuz?


Hayko Bağdat: 1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002'de Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007'de katledilen Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’da seyirci ile buluştu. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteciliğe ve üretmeye devam ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayko Bağdat Arşivi