Aradığınız karbonsuzlaşmaya ulaşılamıyor: Gezegeni en çok kirleten Saudi Aramco, en değerli şirket

Küresel karbon emisyonlarından en fazla sorumlu olan şirketlerin başında gelen Suudi Arabistan’ın ulusal petrol ve gaz şirketi Saudi Aramco, dünyanın en değerli şirketi oldu.

Geçen hafta küresel iklim krizi mücadelesini çok yakından ilgilendiren bir gelişme yaşandı.

Suudi Arabistan’ın ulusal petrol ve doğal gaz şirketi Saudi Aramco, 2,43 trilyon dolara ulaşan piyasa değeri ile Apple’ı tahtından ederek, dünyanın en değerli şirketi sıralamasında bir numaraya oturdu.

Şirket, net kârda da yüzde 80′den fazla artışla beklentileri aşarak, halka arzından bu yana yeni bir üç aylık kazanç rekoru kırdı.

Saudi Aramco, net gelirini yılın ilk üç ayında, geçen yılın aynı dönemine göre, 21,7 milyar dolardan yüzde 82 artırarak 39,5 milyar dolara yükseltti.

Saudi Aramco’nun rekor çeyreği, petrol ve gaz fiyatlarındaki keskin artıştan yararlanan Big Oil (dünyanın en büyük birkaç halka açık petrol ve gaz şirketini tanımlamak için kullanılan ifade) için göze çarpan bir çeyreğin ortasında geliyor.

Şirket, kazançlarının yüksek ham petrol fiyatları, artan satış hacimleri ve iyileşen aşağı yönlü marjlardan kaynaklandığını duyurdu.

Petrol, kömür ve doğal gaz devlerinin sebep olduğu karbon emisyonları sonucu oluşan iklim krizinin olumsuz etkilerini her geçen yıl daha sık, daha şiddetli ve daha yıkıcı şekilde deneyimlerken, bunlara sebep olanların küresel ekonomik sistem içinde hâlâ en kârlı çıkanlar olmaları kabul edilemez.

2019 yılında The Guardian gazetesi, iklim araştırmaları yapan kuruluşların verilerinden derlediği bir haberinde petrol, gaz ve kömür rezervlerini sömürerek, küresel karbon emisyonlarının üçte birinden fazlasından sorumlu olan 20 şirketin listesini açıklamıştı.

Listede ilk üçte sırasıyla Suudi Arabistan petrol şirketi Saudi Aramco, ABD’li enerji devi Chevron ve Rus petrol şirketi Gazprom yer alıyor. Listede olağan şüpheliler Exxonmobil, BP, Shell, Total gibi dünyanın iyi bildiği fosil yakıt şirketleri de vardı.

ABD merkezli Climate Accountability Institute göre, aralarında Saudi Aramco’nun da bulunduğu 20 şirket, 1965 yılından 2017 yılına kadar 480 milyar ton karbondiokside eşdeğer sera gazı üretti. Bu veri, aynı süre içindeki karbon emisyonlarının yüzde 35'ine karşılık geliyor.

O listede yer alan en büyük 20 şirketin 12’si devletlere ait şirketler. Guardian’da yer alan o çalışmaya göre, devletlere ait kirletici şirketler arasında küresel karbon emisyonlarının yüzde 4,38’inden sadece Saudi Aramco sorumlu.

Her dokuz varil ham petrolden birinin üretiminden sorumlu Aramco, Amerikan Körfezi'nden Güney Çin Denizi'ne kadar yüzlerce rafineriye sahip.

Küresel iklim değişikliği sonucunda bozulmuş bir gezegende yaşamaya mecbur bırakılan herkes bu kirlenmenin sonuçlarını yaşıyor. Elbette, iklim krizinin bedelini bu karbon emisyonlarından sorumlu olmayan milyarca insan ödüyor.

İklim krizine sebep olan birkaç düzine şirket, çıkarları uğruna kazmaya, yerin altını üstüne getirmeye, rekor kârlar elde etmeye devam ediyorlar, devam etmek de isteyecekler.

Bunun olmasına izin verilmesi bugünkü kapitalizmin, siyasi sistemlerin en büyük ahlaki zaafıdır.

Bu özel ya da devletlere ait şirketler ve sermaye yapıları, iklim krizinden büyük ölçüde sorumlu, burada en ufak bir şüphe yok.

Bu nedenle, iklim kriziyle mücadelede ahlaki, finansal ve yasal sorumluluklarını kabul etmeleri ve sorunun çözümü için harekete geçmeye zorlanmaları gerekiyor. Ama görüyoruz ki, sorumluluk bir yana sonsuz bir "kirletme hakkı" ile kârlılıklarına kâr katmaya devam ediyorlar.

Gazete, verileri yorumlarken, "Devletlere ait ya da çokuluslu şirketler, sektörün insanlığın geleceğini tehdit eden faaliyetlerinin gezegene verdiği zararı bilmesine rağmen operasyonlarını her geçen gün genişlettiler" ifadelerini kullanmıştı.

Geçen yıl ekim ayında "Yeşil Suudi Girişimi Forumu" düzenleyen Suudi Arabistan, 2060 yılına kadar sıfır karbon emisyonuna ulaşma hedeflerinin olduğunu açıklamıştı. Bu duyuru geçen yılki iklim zirvesininin hemen öncesinde gelmişti.

Krallık sera gazı emisyonlarını azaltmayı planladığını açıklasa da bu yaklaşım, fosil yakıtlara olan küresel bağımlılığı fiilen azaltmaya yönelik çabaların aksine güvenli olmayan karbon yakalama ve depolama teknolojilerine odaklanıyor.

Suudi Arabistan, bu tarz açıklamalar yapsa da petrol ve gaz üretimi ile ihracatı ülkenin ekonomisinin bel kemiğini oluşturuyor.

Adı petrolle özdeşleşmiş Suudi Arabistan dünya çapındaki iklim kriziyle mücadele faaliyetlerini frenleyen ülkelerin başında sayılıyor.

Ancak, Saudi Aramco gibi dünyanın en büyük fosil yakıt şirketinin üstelik hala milyarlarca dolarlık fosil yakıt çıkarma, üretme ve satma planları olan bir şirketin ekolojik ayak izini dert ettiğini sanmak epey saflık olur.

Dolayısıyla bu açıklamaların hepsi iklim örgütleri tarafından "green washing" olarak değerlendiriliyor.

Diğer yandan, geçen yıl Glasgow’da gerçekleşen COP26 iklim zirvesi öncesi bazı belgeler sızdırılmış, aralarında Suudi Arabistan’ın da bulunduğu bazı ülkelerin iklim değişikliğiyle nasıl mücadele edileceğine dair önemli bir bilimsel raporu değiştirmeye çalıştığını ortaya çıkarmıştı.

Belgeler Suudi Arabistan, Japonya ve Avustralya'nın da aralarında bulunduğu ülkelerin, Birleşmiş Milletler'den fosil yakıt kullanımından hızla uzaklaşmayı önemsizleştirmesini istediklerini gösteriyordu. Suudi Arabistan Petrol Bakanlığı’nın bir danışmanının, "acil ve hızlı bir şekilde her açıdan sınırlandırma eylemlerine duyulan ihtiyaç…" gibi ifadelerin rapordan çıkarılmasını talep ettiği gündeme gelmişti.

Suudi Arabistan gibi bazı ülkeler, karbondioksiti yeraltında yakalamak ve kalıcı olarak depolamak için tasarlanmış, şu anda pahalı olan teknolojileri destekliyor.

İklim kriziyle mücadele tek başına teknolojik gelişmelerin insafına bırakılabilecek bir mesele değildir.

Zaten, karbon yakalama ve depolama teknolojili fosil yakıtların 1,5 C derece hedefleriyle ne ölçüde uyumlu olacağı konusunda büyük belirsizlikler mevcut.

Sonuç olarak, yükselen petrol fiyatlarıyla birlikte iş stratejisi "daha fazla petrol" olan Saudi Aramco, üretim hacmine göre dünyanın en büyük ham petrol şirketi konumunu sürdürmeyi planlıyor.

Artık dünyada iki türlü insan var, bir dünyayı kirletmeye devam etmek için her türlü mücadeleyi verenler, bir de dünyayı kirletenler daha fazla bu gezegeni kirletmesin diye mücadele verenler…

Dünyayı kirleten ve kirlilikle zenginleştikçe zenginleşen olağan şüphelileri biliyoruz, tanıyoruz, iklim suçlularını görüyoruz…

Bu güçlerinin küresel mücadele ile ellerinden alınmasının zamanı geldi de geçiyor.

Bu güç el değiştirmezse giderek daha fazla hastalanacağız, ortak evimiz olan bu gezegen bir daha iyileşemeyecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Pelin Cengiz Arşivi