'Hesap vermeleri gerekirken meclise gelip hesap sordular'
ARTI GERÇEK- Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Irak'ın Gare bölgesine yönelik harekatında hayatını kaybeden 13 asker, polis ve MİT görevlisi hakkında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun mecliste muhalefeti ve direkt olarak İnsan Hakları Derneği'ni (İHD) hedef göstermesini İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan değerlendirdi.
Artı TV'de yayımlanan Ankara Gündemi'nde Sibel Hürtaş'ın sunduğu programda Soylu'ya cevap veren Türkdoğan, "Üzücü bir konuyu konuşuyoruz ve iktidar bizi tekrar tekrar konuşmaya mecbur bırakıyor. Öncelikle sözleri gerçek değil. İHD, her daim sivillere dönük saldırıyı kınamıştır ve bu insan hakları ilkesidir. Eskiden derneğimize yönelik propaganda amaçlı sözlerin hala kullanılıyor olmasını yadırgadığımı belirtmek isterim" dedi.
Alıkonulanlar ile ilgili, "Biz, sivil taraf olarak arabuluculuk yapmaya çalışıyoruz ve sorunları çözmeye çalışıyoruz. Alıkoyma vakalarında ki pratiklerimizden rahatlıkla görülebilir. Ama bu sefer bizler başaramadık, alamadık. Yazılı bir açıklama ile tüm süreci anlattık ama anlaşılan sayın bakan bu açıklamamızı okumamış. Sadece her iki tarafın sorunlu olduğuna dair sözlerimize takılı kalmış" dedi.
2015 yılında 20 gümrük memurunun alıkonulmasında insiatiflerini kullanarak bir şekilde dolaylı dialog ile sorunu çözebildiklerini söyleyen Türkdoğan, "Elinde belgeler olduğunu söyledi bakan ama bunu başsavcılık yürütecektir. Ne olduğunu başsavcılık açıklayacaktır" dedi.
'BU GENÇLER ÖLMEMELİYDİ'
Halkların Demokratik Partisi Milletvekili Hüda Kaya ise partilerinin sık sık hedef gösterildiğini, binlerce hakaret ve yüzlerce tehdit almaya devam ettiklerini söyledi. "Aileler defalarca meslise geldiler" diyen Kaya, "2015'den bu yana aileler partiler ile bir araya gelmek istediler. Tüm dinamikler üzerinden iktidar ve Cumhurbaşkanı'nın bir adım atmasını istediler. Bundan dolayı bütün diplomasiyi zorladılar aileler. Biz aileler ile gizli saklı görüşmedik. Mecliste oturduk defalarca yemek yedik, defalarca aileler ile görüşmelerimiz oldu. Gerçekten o ateş bizim de yüreğimize düştü. Üzüntümüzü tarif edecek kelime bulamıyoruz. 'Bu gençler ölmemeliydi' diyoruz.
'MECLİSTE HESAP VERMELERİ GEREKİRKEN HESAP SORMAYA KALKTILAR'
Bu savaş süresince 350 civarında kaçırılan insan hiç bir şekilde, bir zarar olmadan, yaşamlarını kaybetmeden getirilebilmişti. Maalesef AKP iktidarı özellikle 7 Haziran'dan sonraki süreç içerisinde nefreti kışkırtan, savaşı kışkırtan, güvenlik politikalarına verdiği ağırlık ve gerçekleştirdiği bölücü bir dil ile bugün ne STK'ların, ne milletvekillerinin ne de siyasilerin özgünce kendi ağırlıklarını ve ilişkilerini zorlayarak, bu insanlarımızın yaşamlarını kurtabilmesi noktasında yapabilecekleri girişimleri kestiler. Kesmeleri bir tarafa engellediler! Ve bugün 13 insanımızın ölümünden sorumlu olan insanlar, geldiler mecliste hesap vermeleri gerekirken, hesap sormaya kalktılar. Bu Türkiye için utanılması gereken bir durumdur. Hangi cüretle HDP'ye hesap sormaya geliyorsunuz?" dedi.
SEZGİN TANRIKULU: BU ÖLÜMLERİN NEDENİ İKTİDARDIR
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile, "Çatışmadan beslenen, ölümden beslenen bir iktidar var. Genel Başkanımız bugün söyledi tekrar edeyim, bu ölümlerin nedeni iktidardır" dedi.
Erdoğan'ın bir seviyesinin kalmadığını söyleyen Tanrıkulu, çevresindeki danışmanların çok kötü olduğunu belirterek, "Kendisinin iyi olduğunu söylemiyorum. Alnı secdeye değmiş, iman edem bir insan, bir Cumhurbaşkanı parti kongresinde oğlu ölmüş bir kadını telefonla bağlatıp bütün kongresine gösterir mi? Hangi dinde yeri var, hangi siyasette yeri var bunun?" diye tepki gösterdi.
Gazeteci İrfan Uçar ise, "Açlık yoksulluk çok ciddi bir boyutta. Savaş, bombalar, silah sesleri ve ölüm çığlıkları açlığı, mide gurultusunu bir süre bastırabilir. Savaş politikalarını bırakıp iktidarın ülkenin diğer konulara değinmeleri gerekiyor" dedi.
