Bergama'da zeytinliklere mermer ocağı tehdidi: Yılda 100 patlatma yapılacak
İZMİR - Demircioğlu Beton Şirketi, 2013 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan aldığı izinle İzmir'in Bergama ilçesine bağlı Cevaplı Mahallesi sınırlarında kalker ocağı açtı. Şirket, geçtiğimiz günlerde mermer ocağı açmak için de izin istedi.
ÜÇ GÜNDE BİR PATLATMA YAPILACAK
Ruhsat sahası içerisinde 4,41 hektarlık alanda yıllık 50 bin ton kapasiteli mermer ocağı açmayı planlayan Şirket, projede sulu sistem tel kesme yöntemi kullanılacak. Alanda üç günde bir patlatma yani yılda 100 patlatma yapılması planlanıyor.
PROJE ÜÇ ENDEMİK BİTKİ TÜRÜNÜN YAŞAM ALANI
Proje alanı üç endemik bitki türünün de yaşam alanı. Bu bitkiler, çan çiçeği, dağ çayı ve kekik. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı projenin nihai raporunu yayınlayarak halkın görüşlerine açtı.
KÖY, SU KAYNAKLARI VE ZEYTİNLİKLER RİSK ALTINDA
İzmir - Manisa Çevre Düzeni Planı’na göre ormanlık alanda kalan proje yakın yerleşim alanı olan Cevaplı Mahallesi’ne bir kilometre, köyün içme suyu ihtiyacının karşılandığı kaynağa 840 metre uzaklıkta. Kurulmak istenen mermer ocağı zeytinliklere ise 430 metre mesafede.
BÜYÜKŞEHİR: 'TELAFİSİ OLMAYAN ZARARLARA NEDEN OLUR'
İzmir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü projeye onay verirken İzmir Büyükşehir Belediyesi ise proje ile ilgili olumsuz görüş bildirdi. Maden ocağının yerleşim alanlarına, bağ, bahçe, zeytinlik ve orman alanlarına yakın olduğunu vurgulayan belediye bunun telafi edilemeyecek zararlar doğuracağını dile getirdi.
Belediyenin görüş yazısında şöyle denildi:
"Maden ocağı işletmelerinden çıkan toz çevredeki bitkilerin yaprak yüzeylerinde birikir, solunumu, fotosentezi, döllenmeyi engelleyerek meyve oluşumunu azaltır. Dolayısıyla yakınında bulunan ağaçlarda verim kaybı ve giderek kurumalar görülür. Sonuç olarak, planlanan faaliyetin yürütülmesinden kaynaklanacak olumsuz etkiler sebebiyle mermer ocağı işletmesinin ormanlar ve su üretim alanları dışında, çevreye en az zararı verecek, yerleşim alanlarının ve tarım arazilerinin uzağında ve ağaçlandırılamayacak olan kayalık arazide faaliyet göstermesinin uygun olacağı düşünülmektedir."
AKADEMİSYENLERİN RAPORU TEPKİ ÇEKTİ
Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Prof. Dr. Tolga Oyman, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden Prof. Dr. Fatih Şen, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Ufuk Malayoğlu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Sevgi Tokgöz Güneş’in imzasının yer aldığı raporda ise gerekli tüm önleyici uygulamalara sadık kalınması koşuluyla mermer ocağının faaliyete geçmesi durumunda bölgedeki zeytin ağaçlarına olumsuz bir etkisinin olmayacağı savunuldu.
Raporda; “Rüzgar yönü, coğrafi konum, topoğrafik durum, sahanın etrafındaki doğal ve yapay bariyerler, zeytin bahçelerinin sahaya göre konumu ve uzaklıkları dikkate alındığında, firmaca da taahhüt edilen çalışma prensiplerine ve gerekli tüm önleyici uygulamalara sadık kalınması koşuluyla, söz konusu kalker ocağı, mermer ocağı ve kırma- eleme tesisinin, çevresinde bulunan zeytin bahçeleri ve diğer tarımsal alanlara zarar vermeyeceği saptanmıştır" denildi
'TOZUN BİTKİLERE ETKİSİ OLDUĞU KESİN'
Artı Gerçek'e konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, "Tozun bütün bitkilere etkisi olduğu kesin. Proje tanıtım dosyasındaki değerler öyle güzel yazılmıştır ki ‘buradan hiç toz çıkmıyor’ derseniz. Ama uygulamada öyle bir şey olmuyor tabii ki. Zeytinliğe 430 metre uzaklıktaki bir maden ocağına yasa da izin vermez. O taş ocağı tarım arazilerine ve su kaynaklarına zarar veriyordur. Yani önlem alsanız da bu toz olacaktır” diye konuştu.
'BUNA BENZER BİR RAPORLA AKBELEN ORMANLARI KESİLDİ'
Artı Gerçek'e konuşan Ege Çevre ve Kültür Platformu avukatı Arif Ali Cangı ise “Yasa çok açık: 3 kilometre yakınında zeytinlerin çoğalmasına ve üremesine engel teşkil edecek herhangi bir faaliyete izin verilemez. Aslında bilim insanları teknik anlamda değerlendirme yapılmalı. Faaliyetin çıkaracağı tozun ve kirliliklerin zararları konusunda değerlendirme yapması gerekiyor. Yasanın uygulanması konusu tamamen hukukçuların, hakimlerin görevi. Bilirkişilik müessesinde hukuki yorum yasaktır. Bu mahkemenin görevidir. Yargı süreci olmasa bile bilim insanları kendi uzmanlıklarının dışına çıkmamalı. Bilim insanları yasayı aşma hamlesine kılıf hazırlamaya kalkıyorlar. Verdikleri rapor ile Akbelen Ormanları kesildi. Bunun nedeni buna benzer bir bilirkişi raporu ile oldu” dedi. (ARTI GERÇEK)