Çeşme’de halk plajına rezidans girişimi
İZMİR - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı geçtiğimiz yıl, İzmir’in turizm merkezlerinden Çeşme-Ovacık’taki Gücücek Koyu'nu beach clublara kiralamak için ihaleye çıktı. Ancak halk plajı olarak koy ile ilgili tepkiler sonrası bakanlık geri adım attı ve beş yıldızlı halk plajı listelerine ekledi. Gücücek Koyu bu kez de inşaat tehdidi altında.
PEŞİN FİYATINA 130 BİN DOLAR
İzmir’de faaliyet gösteren Biva Mimarlık Şirketi sahibi Vahap Yılmaz’a ait Bivarsa Gayrimenkul, Gücücek Koyu'nda inşa etmeyi plandığı altı katlı konut projesi için lansman düzenledi. 7 binadan oluşan Bivaqua Projesi’ndeki 1+1 suit daireler, peşin fiyatına 130 bin dolardan, taksitle ise 137 bin 500 dolardan satışa çıkarıldı.
TARIM ARAZİSİ OLARAK KAYITLI
Turizm bölgesi sınırlarındaki rezidans projesinin inşaa edilmek istendiği parsellerin uygulama imar planları bulunmazken Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarında ise bu parseller hâlâ 'tarım arazisi' olarak kayıtlı. Şirketin tanıtım lansmanında ise deniz ve kumsal da özel plaj olarak gösterildi.
ÖNCE TURİZM SONRA KONUT
Planlama bölgesi turizm gelişme alanında kaldığı için plan yapma yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda. Üst ölçekli planlara göre ise 6 katlı bina yapılması mümkün değilken otel inşa edilmesi mümkün. Şimdiye kadar pek çok projede otel olarak inşa edilen yapılar sonrasında lüks konutlara çevrilerek satışa çıkarılmıştı.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU: DOLANDIRICILIK
Gücücek Doğayı Koruma Derneği ve Çeşme Çevre Platformu, rezidans projesi ile ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne şikayet dilekçesi toplamaya başladı. Projenin; koyun doğal dokusuna zarar vereceği vurgulandı. Öte yandan savcılığa 'dolandırıcılık' suçlamasıyla suç duyurusunda bulunuldu.
'ÜÇ PARSEL BAŞKASINA AİT'
Artı Gerçek’e konuşan Gücücek Doğayı Koruma Derneği Başkanı Avukat Seher Gacar, şirketin henüz proje sahasında yer alan 4 parselden üçüne dahi sahip olmadığını vurguladı. Gacar, "Proje alanı 4 parselden oluşuyor ve üç tanesi başkalarına ait. Proje alanında kalan parsellerden sadece bir tanesini Biva almış. Proje alanı olarak görülen diğer üç parselin maliki değiller. Biva, Bivarsa Gayrimenkul adı altında başka bir şirket kuruyor ve yine sahipleri aynı Vahap Yılmaz ve eşi. Ocak ayında şirket kuruluyor ve mart ayında parsellerden de bir tanesi alınıyor. Bu parsel alındıktan bir hafta sonra lansman yapıp projeyi duruyorlar. Burası şu anda tarla statüsünde ve 3’üncü derece doğal sit statüsünde. İmar planları yok. İmar planı ile ilgili yapılmış herhangi bir başvuru yok. İmar izni olmayan alanda ve arazinin tamamına dahi malik değilken lansman yapıp satışa çıkıyorlar" dedi.
'ORTADA BAŞVURU BİLE YOK'
Yetkinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda olduğunu belirten Gacar, "Parseller turizm genişleme bölgesi sınırları içerisinde yer alıyor. Burada bir tek Kültür ve Turizm Bakanlığı turizm tesisi yapılması için plan değişikliğine gidebilir. Bir tek yetki onda. Şirketin duyurduğu konut. Bunun geçmişte Folkart önünü açtı ve başka şirketler de onu takip etti. İlk başta turizm tesisi olarak lanse ediyorlar ve sonrasında konuta çevirip satıyorlardı. Ama Bivarsa Gayrimenkul ortada hiçbir şey yokken konut olarak satışa çıkarıyor. Konut olarak bunu yapabilmeleri mümkün değil. Meselenin iki boyutu var; ya ciddi anlamda dolandırıcılıktır bu ya da 'Ben Ankara’da bu konuyla ilgili tüm yetkilileri bağladım, tüm izni alacağım' demektir. Bunun garantisi alındıysa başka ilişkiler devreye giriyor. Bunun garantisini nasıl alabiliyorsun? Ortada başvuru bile yok" diye konuştu.
'GEZİ PARKI'NA AVM YAPMAYA ÇALIŞMAK GİBİ'
Biva’nın açıklamasına da değinen Gacar şunları söyledi:
"Biva’nın açıklamasında ise sadece olayı sahili paylaşma konusuna Endesklemişler. Sanki sadece biz sahili paylaşamıyoruz da başka sorun yok. Biz diyoruz ki burası bir tarım alanı ve Ovacık’ta tarım alanı kalmıyor. Ovacık, Çeşme’nin tarım depolarından bir tanesi ve kavunuyla, enginarı ile üzüm bağları ile gerçekten korunması gereken bir bölge. 45 dönümlük bir alandan bahsediyoruz ve bu elden gidiyor diyoruz. Burası korunması gereken doğal sit alanı ve betonlaşacak diyoruz. Biva’nın açıklamasında bizim eleştirdiğimiz noktalar olan ‘o bölgenin tarım arazisi olması’ ve ‘imar durumunun olmaması’ ilgili hiçbir şey yok. Sadece sahili kapatmayacaklarını dile getiriyorlar. Evet sahili kapatmaları anayasaya aykırı ama o anayasanın bu hükmüne uyulmadığına dair Çeşme’de çok sayıda örnek var. Projeye dair itirazlarımızı içeren bir imza kampanyası başlattık. Bunu hem Kültür ve Turizm Bakanlığı’na hem de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na göndereceğiz. Dilekçelerde yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu, devletin iradesinin hiç sayıldığını ve projenin turizmle alakasının olmadığını vurguladık. Ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Bunun bir nitelikli dolandırıcılık olduğunu ve ortada alınmış bir imar izni yokken, tarla vasfındaki alanda planlanmış projenin dolandırıcılık olduğunu belirterek yetkililerin harekete geçmesini istedik. İlanda belirtilen hesap için de tedbir kararı alınmasını ve inceleme yapılmasını istedik. Gücücek Koyu bizim hassas olduğumuz bir alan. Oraya rezidans yapmaya çalışmak, Gezi Parkı’na AVM yapmaya çalışmak gibi bir şey. Bizim tek derdimiz Gücücek Koyu’ndan denize girebilmek değil. İmar kirliliğine ve doğaya yapılan her türlü saldırının karşısındayız."