Çörlen Asar Kalesi'nin yanı başına taş ocağı açılacak: Latmos’un kalbine dinamit
İZMİR- Aydın ve Muğla sınırları içerisinde kalan, antik çağdaki adı Latmos olan Beşparmak Dağı'ndaki taş ocaklarının sayısı her geçen gün artıyor. Latmos’un yanı başında yer alan taş ocakları bölgenin tarihine, kültürüne, jeolojik yapısına ve canlı yaşamına geri dönülmez zararlar veriyor.
MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DURDURMUŞTU
Latmos’da yeni bir taş ocağı girişimi daha kapıda. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’ndan ilk olarak 2007 yılında 'ÇED gerekli değildir’ kararı alan Egamin Mineral Maden Şirketi sahibi Enver Erdoğan, o dönem taş ocağı kaynağını ekonomik bulmadığı için faaliyete başlamadı. Şirket, ruhsat hakkını başka bir şirkete sattı. Bu şirketin taş ocağı açma girişimi Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün 2018 aldığı kararla durduruldu. Üç ÇED sahasından ikisinin milli parklar sınırında kaldığı belirtildi.
'BAFA GÖLÜ'NDEKİ KUŞ POPÜLASYONU ETKİLENİR'
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün kararında," Faaliyet sahasında üretim çalışmalarının açık işletme yöntemi ile gerçekleştirilecek olması ve her ne kadar üç günde bir patlatma yapılacağı bildirilmiş olsa da verilen patlatma sayısının göz önünde bulundurulduğunda proje ile birlikte oluşacak gürültü ve titreşimin Bafa Gölü Tabiat Parkına etkisinin olabileceği düşünülmektedir. Bu kapsamda ÇED sürecinde; üretim çalışmaları, patlatma, sökme, yükleme, taşıma, ve geçici depolama işlemleri sırasında oluşacak toz emisyonu ve özellikle patlatma faaliyetlerinin kuş varlığı yönünden son derece zengin olan Bafa Gölündeki kuş popülasyonuna ve alanın diğer kaynak değerlerine olası etkilerinin detaylı olarak değerlendirilmesi, olası etkilerinin tespit edilmesi ve olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılmasına yönelik tedbirlerin detaylı olarak ortaya konulması gerekmektedir. Ancak, planlanan ÇED-2 ve ÇED-3 sahaları ekte yer alan haritada gorulecegi uzere öneri Beşparmak Dağları Milli Parkı teklif sahası içerisinde kaldığından Genel Müdürlüğümüzce uygun bulunmamaktadır" ifadeleri yer aldı.
MAHKEME ENGELİ KALDIRDI
Ancak ruhsatı geri alan Egamin Mineral, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün bu kararını yargıya taşıdı. Mahkeme, bilirkişi kararları doğrultusunda şirketi haklı buldu ve taş ocağının önündeki engelleri kaldırdı. Açılması planlanan taş ocağı ÇED sahası Latmos’un şu anki adı olan Beşparmak’a ismini veren zirve ile Çörlen Asar Kalesi arasında kalıyor. Bölgenin tabiat parkı ilan edilmesi durumunda taş ocağı girişimi engelleneceği belirtiliyor.
TARIM ARAZİLER VE SU KAYNAKLARI ETKİLENECEK
Taş ocağı girişimini Artı Gerçek'e değerlendiren Latmos Platformu üyesi Varol Aydın, "Vadinin batı yamacında maden çalışması yapmak istiyorlar. Vadinin doğu yamacı ise kişilere ait tapulu tarım arazileri. Belki yüzlerce yıllardır orada tarım yapılıyor ve halen orada yaşayan insanlar var. Maden bu insanların evlerinin 200-300 metre uzağına yapılacak ve patlatmalı madencilik yapılacak. Çevreye vereceği zarar da gözetilemeyecek. Madenin hemen yanı başında, Çörlen Deresi geçiyor. Bu dere de plananan Sarıçay Barajı’na bağlanıyor. Maden büyüdüğünde etraftaki yoğun çam fıstığı üretimi de bundan etkilenecek. Karşıdaki tarım arazileri etkilenecek. Tarımdan geçimini sağlayan insanlar etkilenecek. İçinde ağır metallerin de bulunduğu varsayılan maden atıkları Sarıçay Barajı’na ulaşacak" dedi.
'LATMOS’UN EL DEĞMEMİŞ BÖLGESİNDE GEDİK AÇILIYOR'
Taş ocağının planladığı bölgenin Latmos’un el değmemiş bölgesinde kaldığını vurgulayan Aydın "Çörlen Asar Kalesi Latmos’un kalbi gibidir. Latmos'u oluşturan gnays kayaları ile fıstık çamlarının iç içe geçtiği bir alandır. Latmos’un gnays kayaçlarının en yoğun alanlardan biri. Maden şirketi ilk başta kısıtlı kapasite ile madene başlasa da genellikle kapasite artırımı talepleri ile genişlemeye başlıyorlar. Oradaki jeolojik olarak korunması gereken alan çok büyük oranda tahribata uğrayacak. Latmos’un şu ana kadar madencilik yapılmayan bölgesinde bir gedik açılacak ve o gedik giderek büyüyerek Latmos’un doğal yapısına çok ciddi zararlar verecek. Geçmişte da ruhsat alınmış diğer bölgeler de aktive edilmeye başlanırsa giderek Latmos’un merkezinde çok ciddi bir şekilde tahrip edilecek" diye konuştu.
'ÇED SÜRECİ ŞEFFAF DEĞİL'
ÇED sürecinin şeffaf bir şekilde yürütülmediğini de belirten Varol, "Şirket ÇED’in yenilendiğini söylüyor ama bilgilerini açmıyorlar. Bakanlığın ÇED kararı verdiği listede bu şirkete ait bilgiler yok. Bölgenin kuzeyinde de güneyinde de çok yoğun arkeolojik alanlar var. Şeffaf bir süreç işletilmiyor. Bütün bilgiler gizli saklı. Şirketin elinde o bölgeye dair ne kadar izin var o da şaibeli. Aydın Büyükşehir Belediyesi’nden de Koçarlı Belediyesi’nden de izinler alınması gerekiyor. Bu izinlerin olup olmadığı da belirsiz. Çünkü saklanıyor. Herkes bu konuda duyarlı olmalı ve ülkeye çok büyük bir ekonomik katkısı olmayan bu madencilik faaliyetlerinin doğal zenginliklerimizi yok etmesine izin verilmemeli" dedi.
ÇÖRLEN ASAR KALESİ HAKKINDA
Çörlen Asar Kalesi, büyük bir kaya kütlesi üzerinde yerleşik, Latmos Dağı'nın kuzeyindeki Büyük Menderes Ovası'ndan Milas Ovası'na geçiş yollarından biri olan Anadolu Geçidi'ne giden yolu kontrol eden geç Roma- Bizans döneminden kalma bir kale kalıntısı. Çevresindeki fıstık çamı ormanları ve Sarıçay'ın kolu bir dere bulunuyor. Latmos'un zirvelerini gören konumu ile çok özel bir alan o olan Çörlen Asar'ın yakınlarındaki prehistorik kaya resimleri bu bölgedeki insan yaşamının geçmişini 8 -10 bin yıl öncesine kadar tarihliyor. Arkeolojik sit alanı olarak tescilli olan kalede definecilerin yarattığı tahribat günümüzde de devam ediyor.