Dikmeceliler sevinçlerini davul zurna çaldırarak yaşadı

Dikmeceliler sevinçlerini davul zurna çaldırarak yaşadı
Hatay 3. İdare Mahkemesi, Antakya'nın Dikmece Köyü'nde tarım arazileri ve zeytinliklerin üzerine yapılmak istenen TOKİ konutları için dün yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bugün ise fikmece sakinleri bir araya gelerek davul zurna çaldırıp halay çekti.

HATAY - Antakya ilçesinde Arap Alevilerin yaşadığı Dikmece Köyü'nde tarım arazileri ve zeytinlikler depremin ardından kalıcı konut yapılmak üzere Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından kamulaştırıldı. Köylüler geçim kaynakları olan araziler ver zeytinlikler vermemek için konuyu yargıya taşıdı.

Hatay 3'üncü İdare Mahkemesi, Antakya'ya bağlı Dikmece Köyü'nde tarım arazileri ve zeytinliklerin üzerine yapılmak istenen TOKİ konutları için dün yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bugün ise bir araya gelen Dikmece sakinleri davul zurna çaldırarak halaylar çekti. Kazanımlarını kutlayan Dikmecelilerin arazilerinin bulunduğu alanlarda ise polis ve jandarmalar barikat kurdu.

Dikmece sakinlerinden Hasan Özgün kararı almanın kendileri için büyük bir kazanım olduğunu söyledi. Bu kararın kendileri için sürpriz olmadığını dile getiren Özgün, "Çünkü bütün süreçler usulsüz, yolsuz bir şekilde yürütülüyordu. Şu anda Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu durum şu açıdan da önemliydi. Biliyorsunuz biz zeytin hasadı festivali gerçekleştirdik. Geçtiğimiz haftalarda. Biz zeytin hasadı yaparken şirket yetkilileri gelip küstahça, 'zeytinleri toplarken ağaçları da odun olarak kesin. Biz size bunları bağışlıyoruz' dediler. Biz onları kovduk.

Sonra ağaçları kesip yol yapacaklarını söylediler. Ölçüm yapmaya geldiler. İzin vermedik. Zeytinliklere giden yolları iş makineleriyle kazdılar. Gitmemizi engellemek için. Ciddi gerilimler oldu. Sonra o yolları açtırdık dronelarla uçuşlar yapıyorlardı ve biz ilk elden saldırabilecekleri zeytin ağaçlarının olduğu bölgede nöbet tutmaya başlamıştık" dedi.

Özgün sözlerini şöyle tamamladı;

"Karar çok önemli. Bu karar şu anda Dikmece sınırları içerisinde bütün istimlak faaliyetlerinin, bütün iş makinalarının, bütün şirketlerinin faaliyetlerini yasa dışı ilan ediyor. Tabii bu mücadelemiz sürüyor. Bizim bir de komple istimlaklarının iptal edilmesi talebimiz var. Usul açısından, esas açısından her açıdan, ekolojik açıdan toprak yapısı açısından, zemin etüdü açısından, deprem konutlarının sağlam yerlere yapılması açısından, demografik yapının bozulmaması açısından, şirketlerin rantının kamu yararının olamayacağı açısından kamulaştırmada kamu yararı gözetilmesi gerekiyor. Ancak burada kamu yararı olmadığı açısından çok sayıda bizim hukuksal ve bilimsel gerekçemiz var. Bütün bunlarla bizim hukuksal mücadelemiz devam ediyor. Bütün bu işlemler durdurulana kadar ve topraklarımızdan bu işgalciler gidene kadar devam edecek. Bu bir ana karar. Çok önemli bir kazanım. Bu ara kararı durdurdukları yerde uygulamaya niyetli olmayacaklarını tahmin edebiliyoruz Türkiye'nin diğer yerlerindeki uygulamalardan. Bu sebeple biz asla bir oldu bittiye izin vermeyeceğiz. Bütün köylülerle, bütün hukukçularla ve şu ana kadar hep yanımızda olan bütün ekoloji örgütleri, demokratik örgütleri ve dostlarımızla gideceğiz ve o iş makinalarını topraklarımızdan çıkaracağız." (ARTI GERÇEK)

Öne Çıkanlar