Nurhak’ta HES tehlikesi: 'İnsanlar göçertilmek isteniyor'

Nurhak’ta HES tehlikesi: 'İnsanlar göçertilmek isteniyor'
Göksu Çayı üzerinde yeni yapılacak HES’e tepki gösteren Doğal Hayatı ve Koruma ve Kültür Derneği Başkanı, dere tabiattın tamamen bozulduğunu söyledi. Gül, ikinc HEs planıyla birlikte bölgede yapılan hayvancılık ve tarımın bitirileceğine dikkat çekti.

Artı Gerçek-Maraş’ın Nurhak ilçesi kırsal Umutlu Mahallesi sınırlarında bulunan Göksu Çayı, üzerinde yeni bir HES projesi başlatıldı.

Özel bir firma tarafından çayın yan kollarında kurulması planlanan “Bulgurdere ve Ayranpınar HES projesi” için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci ise devam ediyor. Proje kapsamında, Bulgurdere Regülatörleri, Daçu Regülatörü, Ayranpınar Regülatörü, cebri borular, Bulgurdere ve Ayranpınar santral binası gibi birçok yapı inşa edilmesi planlanıyor.

Nurhak ve Çevre Köyleri Doğal Hayatı Koruma ve Kültür Derneği Başkanı Zeynel Gül, Göksu Çayı üzerinde kurulan HES’in yarattığı ekolojik tahribata dikkat çekti. HES’in yapıldığı alanın hayvancılığın yaygın olduğu bir bölge olduğunu vurgulayan Gül, tahribat nedeniyle hayvancılığın azaldığını belirterek şunları söyledi:

“Bu yapı 12 yıl önce kuruldu. Buradaki HES çalışması diğer bölgelerden farklı. Göksu Çayı’nın kaynak kısmına yerleştirilen borularla sular birkaç kilometre yerin altından, tepenin başına taşınıyor. Tepenin başına kurulan büyük havuzda su toplanıyor. Suyun debisi az olduğu için suyun aktığı yataktaki bütün su kesiliyor. Günde yaklaşık 17 saat su kesilerek havuz dolduruluyor. Havuz dolduktan sonra birkaç saat için borular vasıtasıyla dere yatağına boşaltılıyor.”

‘DERE HABİTATI TAMAMEN YOK OLUYOR’

Çay suyunun kesilmesinden kaynaklı su ve su kenarı habitatının olumsuz etkilendiğini kaydeden Gül şöyle devam etti:

“Derenin içinde bulunan canlı yaşamı da suyun kesilmesinden dolayı olumsuz etkileniyor. Dere habitatı tamamen yok oluyor. Özellikle bu dere de yaşayan alabalıkların yumurtlama dönemidir. Bu balıklar suyun temiz olduğu yerlere yumurtalarını bırakıyor.

Derenin suyu kesildikten sonra yüksek bir akıntıyla tekrar bırakılınca, o yumurtalar akıntıyla yok olup gidiyor. Bu da deredeki balıkların tükenmesine ve türlerin yok olmasına neden oluyor. Aynı zamanda derenin geçtiği bölgelerde yapılan tarım faaliyetleri de olumsuz etkileniyor. Günde 17 saat su kesintisi olduğu için insanlar bu dereden faydalanıp topraklarını sulayamıyor.”

‘YÜZEY TOPRAĞININ YOK OLMASINA NEDEN OLDU’

Göksu Çayı üzerindeki HES’in yapımı sırasında suyun ağız kısmından HES için kurulan havuza kadar kilometrelerce yol yapıldığını anımsatan Gül,ekolojik tahribatın tehlikesine şu sözlerle değindi:

“Ormanlık alanın bulunduğu dağlık bölgede yapılan yol, hem ağaçların kesilmesine hem de topografyanın parçalanmasına neden oldu. Yol yapım sırasında ortaya çıkan fazla toprak ve kayalar yine dere yatağına dökülerek hem daha büyük miktarda ormanlık alanın yok olmasına hem de yüzey toprağının yok olmasına neden oldu.”

‘HAYVANCILIĞI VE TARIMI TAMAMEN BİTİRMEK VE İNANLARI BURADAN GÖÇERTMEK İSTİYORLAR’

Göksu Çayı’nın kuruma tehlikesi yaşadığının altını çizen Gül, “Buralar dağ keçilerinin ve diğer yaban hayvanların yaşadığı bir bölge. Bu yapılaşma doğal yaşamın bozulmasına ve yok olmasına neden olmaktadır. Var olan HES yeteri kadar ekolojik yaşamı yok ederken, şimdi ikinci bir HES yapılması planları var. Bununla bölgedeki hayvancılığı ve tarımı tamamen bitirmek ve insanları buradan göçertmek istiyorlar” dedi.(MA)

Öne Çıkanlar