Orman yangınlarında endişe verici artış... Prof. Dr. Tolunay: Yangınlara müdahalede yer ekipleri de yetersiz
Esra ÇİFTÇİ
İSTANBUL - Son yıllarda Türkiye'de orman yangınları konusunda endişe verici bir artış yaşıyor. Özellikle yaz aylarında ortaya çıkan büyük çaplı yangınlar hem ekosistem üzerinde hem de yerleşim yerlerinde ciddi tahribatlara yol açıyor.
2020’lerin başından itibaren ülke genelinde yaşanan orman yangınları hem sayıca hem de etki alanı açısından büyük bir artış gösterdi. İnsan kaynaklı ihmal, enerji tesislerinden kaynaklanan arızalar, iklim değişikliğinin etkisi ve yetersiz tedbirler yangınların nedenleri arasında yer alıyor.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay orman yangınlarının çıkış nedenlerini ve yangınların nasıl önlenebileceğini Artı Gerçek’e anlattı.
'YILDA ORTALAMA ÇIKAN ORMAN YANGINI 1500'DEN 3500'E YÜKSELDİ'
Tolunay, 30 yıl önce yılda 1500-1700 orman yangını yaşanırken, bu sayının 2700’e çıktığını belirtiyor. Hatta bazı yıllarda 3500 orman yangınının yaşandığını ifade eden Tolunay, bu yangınların yüzde 90’ının insanların dikkatsizliği, ihmali ve bazen de ormanı kasıtlı olarak yakmalarından kaynaklandığını vurguluyor ve şöyle devam ediyor:
“Yangın çıkış nedenleri incelendiğinde o kadar ilginç nedenler olduğu görülüyor ki, duyanlar yok artık diyecektir. Orman yangınlarının en bilinen nedeni yasak olmasına rağmen anız yakılması. Hatta biçerdöver ve balya makinesi gibi araçlar da yangınlara neden olabiliyor. Bunun haricinde yine bilinen nedenler arasında mangal ve araçlardan atılan sönmemiş izmaritler de önemli yangın nedenleri arasında. Ama örneğin çobanların gece ısınmak için yaktıkları ateşler, ormanda mısır pişirmek hatta yumurta kaynatmak için yakılan ateşler, yollardaki kazalar ve bakımsız araçlardan hatta trenlerden kaynaklanan kıvılcımlar, rüzgârlı havalarda açık alanda çalıştırılan kaynak makinesi ve demir testeresi gibi aletlerden yangın çıkabiliyor.
Ülkemizde kaydı yok ama İspanya’da bir ekskavatörün çalışırken taşa vurmasıyla çıkan kıvılcımlarla da yüzlerce hektar orman yandı. Kasıtlı olarak ise çoğunlukla tarla ve arsa açmak için ormanlar yakılabiliyor. Sanılanın aksine yanan alanlarda inşa edilen tek bir otel örneği var. Bunun haricinde örneğin babasına kızdığı için ya da ateşle oynayan çocukların çıkardığı yangınlar da kaydedilmiş”
'SANILANIN AKSİNE YANAN ALANLARDA İNŞA EDİLEN TEK BİR OTEL ÖRNEĞİ VAR'
Sanılanın aksine yanan alanlarda inşa edilen tek bir otel örneği olduğunu söyleyen Tolunay, Muğla Güvercinlik koyundaki bu otele yangın öncesinde izin verildiğini belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor.
“Bir ormana otel yapılması için ormanı yakmaya gerek yok. Çünkü Turizm Bakanlığının bir ormanı turizm gelişim bölgesi ilan etmesi, buraya otel inşa edilmesi için yeterli. Ancak 31 Ağustos2024 Tarihli Resmî Gazete ’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı Kararıyla İzmir Bayraklı ’da 95 hektarı 14-16 Ağustos tarihleri arasındaki Karşıyaka yangınlarında yanan 375 hektarlık bir orman alanı orman sınırları dışına çıkarıldı. Bu işlemin bir geçmişi var. Söz konusu alan 2020 yılı sonunda Orman Kanunun Ek 16. Maddesiyle orman sınırları dışına çıkarılmış ve üzerine TOKİ Konutları inşa edilmişti.
Ancak TMMOB tarafından açılan bir dava sonucunda Danıştay bu orman sınırları dışına çıkarma işlemini iptal etti. Bu Cumhurbaşkanı kararı iptal edilmez ya da açılacak davalar sonucunda yargı yanan orman alanlarının orman sınırları dışına çıkarılmasına dur demezse Güvercinlik Koyu sonrasındaki ikinci örnek olacak.
Yanan orman alanlarına yapılan tek bir inşaat dahi 15 yılı aşkın bir süredir kamuoyunun gündemindeyken Bayraklı ‘da yanan ormanların orman sınırları dışına çıkarılması her yangın sonrasında gündeme gelecektir. Anayasamız 169. Maddesinde “yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.” Denmekte olup yanan bir orman alanının orman sınırları dışına çıkarılması bu hükümle örtüşmemektedir. Umarım bu karar geri alınır.
'ORMAN YANGINLARININ YÜZDE 20'Sİ TRAFO KAYNAKLI'
Son yıllarda enerji tesislerinden kaynaklanan yangın sayısının ve yanan orman alanlarının arttığını belirten Tolunay, son 10 yılda orman alanlarının yüzde 20’sinin elektrik nakil hatlarından patlayan trafolardan kaynaklandığını ifade ediyor.
2021 yılında Milas’taki bir termik santralin yanma tehlikesi atlattığı orman yangınının da trafo patlamasından kaynaklandığını söyleyen Tolunay, geçtiğimiz yaz Diyarbakır-Mardin arasında ekili tarım alanlarının ve anızların yanmasına yol açan ve 15 kişinin hayatını kaybettiği yangının da elektrik hatlarından çıktığını önemle vurguluyor. Ayrıca baz istasyonları ve orman içindeki çöplüklerden de yangın çıkabildiğini söyleyen Tolunay, ülkemizdeki orman yangınlarının büyük bir kısmının önlenebilir olduğunu vurguluyor ve şöyle devam ediyor:
“Orman yangınlarının büyük çoğunluğu insan kaynaklı. Son yıllarda hem ormanla iç içe yaşayan insan sayısının artması hem de ormanlardan verilen yol ve enerji tesisleri orman yangınlarının hem sayısının hem de yanan orman alanı miktarının artmasına yol açmakta. İklim değişikliğiyle artan sıcaklıklar ve kuraklıkların ise orman yangını çıkartması mümkün değil. Ancak yıldırımlı hava şartlarının artmasıyla yıldırım kaynaklı yangınlarda artışlar olabilir. Onun haricinde 45-50 dereceye ulaşan sıcaklıkların kuru otları ve yaprakları tutuşturması mümkün değil.
Ancak iklim değişikliği ormanlarda ince yanıcı madde olarak adlandırılan kuru ot ve ağaçlardan dökülen yaprakların miktarının artmasına, bunların tutuşma süresi ve sıcaklığını düşmesine yol açarak dolaylı olarak yangına elverişli koşulları arttırıyor. 30 yıl önce bir makineden çıkan kıvılcımın büyük bir yangına dönüşmesi oldukça zorken günümüzde kaynağı ne olursa olsun kıvılcımlar kuru otları daha kolay tutuşturmakta, başlayan yangına müdahale edilene kadar yangınlar büyümekte, geniş alanlara yayılmakta ve söndürülmesi güçleşmektedir. Hem orman içinde yaşayan insan sayısının ve orman içindeki tesis ve yolların artması hem de daha sıcak ve kurak koşullar nedeniyle daha fazla orman yangınıyla karşılaşıyoruz. Ayrıca bu orman yangınlarının son yıllarda kentlere de zarar verdiğini görüyoruz”
'AĞAÇLARIN İYİLEŞMESİ TÜRÜNE GÖRE DEĞİŞİR'
“Yangın sonrası ağaçların iyileşip iyileşmeyeceği ağaç türüne, yangının şiddetine ve ağacın zarar gören organlarına bağlıdır. Kalın kabuklu orman ağaçları örtü yangınlarından fazla etkilenmeyebilirken, iğne yapraklı ağaçlar ciddi zarar görebilir. Maki bitki örtüsündeki bitkiler ve meşeler kök ve kütük sürgünleri verebilir. Yangın sonrası ağaçların sağlık durumu, yangın türü ve şiddetine göre uzmanlarca değerlendirilmelidir”
'YER EKİPLERİ YETERSİZ'
2021’de yaşanan büyük orman yangınlarından sonra hava araçlarının sayısının arttığını belirten Tolunay, 2024 yılında 105 helikopter ve 27 uçağın yangınla mücadelede kullanıldığını ifade ediyor. Kamuoyunun uçak ve helikopter sayısına odaklandığını, oysa yer ekiplerinin de en az hava araçları kadar önemli olduğunu vurgulayan Tolunay, yangın ekiplerinin yetersizliği ve deneyimsiz personelin etsinin de dikkat alınması gerektiğini belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
“2023 yılında hem kiralanan hava aracı sayısı önemli ölçüde arttırıldı hem de uzun yıllardır kiralama ile temin edilen hava filosuna satın almayla da hava araçları eklendi. Yine uzun yıllar silahlı kuvvetler ve emniyet genel müdürlüğünün helikopterleri yangınlarda kullanılmazken 2023 yılından itibaren kullanılmaya başlandı. Orman yangınlarıyla mücadelede kullanılan hava aracı sayısı 2024 yılında 105 helikopter ve 27 uçağa çıkarıldı. Bu sayı günümüze kadarki en yüksek sayı.
Ayrıca az da olsa geceleri de uçabilen helikopterler kiralandı. Kamuoyu orman yangınlarında uzun yıllardır hep uçak ve helikopter sayısına odaklanıyor. Ama yangınları söndürmede yer ekipleri en az hava araçları kadar hatta daha fazla önemlidir. Yine uzun yıllar yangınlarda kullanılan arozözlerdeki personel sayısı en az 6 olması gerekirken ikiye kadar düşmüştü. 2021 yılı yangınları sonrasında yeni alımlarla bu sayı arozöz başına 4-5’e yükseldi. Ancak bu sayı halen yetersiz. Özellikle birkaç güne yayılan orman yangınlarında yorulan yangın ekipleri yetersiz kalabilmekte.
Çünkü orman yangın işçileri ve teknik personel orman yangınlarında vardiya usulü çalışmamakta. Çoğunlukla kısa molalar verip sonrasında yine yangına müdahale etmekte. Bu durum da teknik personelin karar vermelerini güçleştirmekte, yangın işçilerinin ise yorgun olarak çalışmasıyla sonuçlanmakta. Yine günde 70-100 yangın çıktığında hava ve yer araçlarının yetersiz kalması son derece normaldir”
'ÖNLEME STRATEJİLERİ ARTIK DAHA ÖNEMLİ'
Orman yangınlarının önlenmesi gerektiğini söyleyen Tolunay, yasaklara rağmen anız yakımı, mangal gibi nedenler, elektrik nakil hatları ve diğer risk faktörleri göz önüne alınarak önleyici tedbirlerin alınması gerektiğini önemle vurguluyor. Eğitimler, denetimler, bakım ve risk değerlendirmeleri ile yangın sayısının azaltılabileceğini ifade eden Tolunay şöyle devam ediyor:
"Oysa tartışmamız gereken büyük çoğunluğu insan kaynaklı yangınların neden önlenemediği ve yangın sayısının sürekli arttığı olmalı. Örneğin yasak olmasına rağmen halen anızlar yakılıyorsa, ormanlara giriş yasağına rağmen mangal kaynaklı yangınlar çıkıyorsa, yıllardır en önemli yangın çıkış nedeni elektrik nakil hatlarıysa ve önlenemediyse bir yerlerde eksiklikler var demektir.
Bunları tartışmak yerine uçak ve helikopter odaklı tartışmalar ormanla iç içe yaşayan insan sayısının artması ve iklim değişikliğinin etkisiyle çoğalan orman yangınlarında artık söndürme odaklı değil önleme odaklı yangınla mücadele stratejilerine geçmemiz gerektiğinin önüne geçiyor.
Bu durumu yeni yangın rejimi olarak adlandırıyorum. Çünkü OGM’nin resmi istatistiklerine göre 11 dakikaya indiği açıklanan yangına ilk müdahale süresi, onlarca uçak ve helikoptere rağmen halen yangınlar kısa sürede büyüyorsa, kentlere sıçrıyorsa kentlerin ormanın içine girmesi, ormanda giderek sayısı artan yol ve diğer tesisler ve iklim değişikliğinin yangına elverişli şartları arttırmasıdır. Artık yangınlara 11 dakikada müdahale etseniz de yangınların çoğu söndürülemiyor”
İzmir'de yerleşim yeri yakınında orman yangını
Muğla'daki orman yangınında 200 hektar alan zarar gördü
Seferihisar'da üç ayrı noktada çıkan orman yangını söndürüldü