Potansiyel arkeolojik sit alanına yat limanı izni
İZMİR - Muğla’nın Milas ilçesi Kıyıkışlacık Mahallesi’nde iş insanı Birol Bursa tarafından yapılmak istenen ‘İasos Yat Limanı’ projesi ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kararını açıkladı. Proje tanıtım dosyasını inceleyen bakanlık ‘ÇED olumlu’ kararı verdiğini duyurdu.
Projenin yapılmak istendiği limanın kara alanı arkeolojik sit potansiyeli taşıyor. Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü alan için 1. Derece Arkeolojik sit alanı önerisinde bulunmuştu. Bölgenin SİT tespit süreci devam ediyor.
Milaslı yurttaşlar ise bölgede yer alan yat limanı ve marinaların çokluğuna dikkat çekerek her yeni projenin akıntının az olduğu sığ iç denizde ekolojik yıkıma neden olduğunu ve körfezde kirliliğin arttırdığı gerekçeleri ile projeye karşı çıkıyor.
ZEHİRLİ BOYA TEHDİDİ
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Milas Meclis Eş Sözcüsü Neşe Tuncer proje kapsamında yapılacak olan çekçeklerden kaynaklı denizin bir kez daha kirlenebileceğini ifade etti. Tuncer “Bu çekçeklerde yatların tadilatı ve tamiratı yapılabiliyor. Bu işlem sırasında zehirli kimyasal boyalar da kullanılıyor. Bu zehirli maddelerin denize karışma ihtimali var ve proje tanıtım dosyasında bu maddelerin nasıl bertaraf edileceğine dair bir bilgi yok.” dedi.
POSEDION ÇAYIRLARI TEHLİKEDE
Körfezde yer alan posedion çayırlarına da dikkat çeken Tuncer “Daha önceki davalarımızda alınmış bilirkişi raporlarına göre bu bölgede posedion çayırları bulunuyor. Bu çayırlar da denizlerin akciğerleri görevini görüyor ve denizi temizliyor. Posedion çayırlarını yok etmeyeceklerini, taşıyacaklarını savunuyorlar ama bu çayırlar alıp başka bir yere taşınabilecek bitkiler değil.” ifadelerini kullandı.
Milas Meclis Eş Sözcüsü Neşe TuncerLİMANLARIN ÇOĞU BOŞ DURUMDA
Körfezde yan yana yer alan çok sayıda limanın boş olduğunu belirten Tuncer şunları söyledi:
Yat limanlarının turizme katkısı olduğu söyleniyor ama bu bölge öyle bir yer değil, bölgedeki yat limanlarının çoğu boş durumda. Körfezde kirlilik baskısı çok yüksek. Burası ilerleyen yıllarda Aliağa gibi bir yer olabilir. Burada daha çok emekli insanlar yaşıyor ve Kıyıkışlacık ve Güllük’te sitelerde yaşıyor. Bu insanların gidecek başka bir yerleri yok. Yat limanının çevresinde işletmeler de bu limanlara göre çalışıyor ve dolayısıyla mal ve hizmetler de pahalanıyor. Yat limanları yapıldıkça bölge halkının denize olan bağı da kopartılıyor. Denizin kenarında yaşayan ancak denize erişemeyen topluluklar yaratılıyor. Oysa kıyılar müşterektir. Orası bu kadar küçük bir alanda bu kadar yat limanı yapılması akla başka olasılıkları da getiriyor çünkü mali olarak da kurtarılabilecek bir noktada değil. Şirket 95 milyon TL bütçe ayıracak. Kontrol ve denetimin olmadığı bir yerde yat limanının ve marinaların yapılması çok afaki şeyler. Burada yat turizmini kaldıracak bir yaşam yok, olanlar da balıkçı teknesi. Burada öyle bir yaşam tarzı da yok. Verilen ÇED olumlu kararı ilk platform toplantısında gündeme alınacak.
YAT LİMANI HAKKINDA
95 milyon TL’ye mal olması öngörülen proje kapsamında 150 yat kapasiteli bir liman yapılması planlanıyor. Liman kapsamında 27 bin metrekarelik kara alanı, 8 bin metrekarelik liman kıyı sahası, 22 metreye 28 metre boyutlarında platform, 4 metreye 120 metre boyutlarında yüzer tip bir dalgakıran, 3 metreye 80 metre boyutlarında üç adet yüzer tip iskele, ve iskeleleri birbirine bağlayan yaklaşık üç metreye 156 metre boyutlarında yüzer tip iskele yapılması planlanıyor.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın yazısında da bölgenin potansiyel arkeolojik SİT özelliğine dikkat çekilerek, projenin mevcut flora ve faunaya zarar vereceği vurgulandı.
