Van'da kayısıyı don vurdu, rekolte yüzde 50 azaldı

Van'da kayısıyı don vurdu, rekolte yüzde 50 azaldı
Van'da kayısı kurutma mevsimi başladı. Her yıl susuzluk sorunu yaşayan kayısı üreticileri bu yıl ilkbaharda yaşanan don olayları nedeniyle yüzde 50 rekolte kaybı yaşıyor.

Zelal Sahidenur SARİ


VAN - Kuru kayısı üretimi, Malatya gibi ticari bir merkez olmasa da Van'da bir gelenek olarak sürdürülüyor. Kentte hasat edilen ve kış aylarında çayın yanında çerez olarak tüketilen kayısılar kurutulmak üzere damlara seriliyor.

e8481eec-8013-4eca-95b6-26ff88b5bccd.jpg

Her yıl VASKİ ve DSİ’nin havzadaki suyu kontrol edememesinden kaynaklı su sorunu yaşayan üreticiler bu yıl ilkbaharda düşen yağışlar nedeniyle su sorunu yaşamadı ancak bu yıl kayısıyı don vurdu ve verim yüzde 50 azaldı.

'KAYISININ TATLISINI HATTA YEMEĞİNİ YAPIYORUZ'

Van'ın Gevaş ilçesinde yaşayan Nebahat Sarı'nın 3 bin metrekarelik bahçesi meyve ağaçlarıyla süslü. Sarı, "Önce dedemin daha sonra babamın kayısı bahçelerinde büyüdüm. Evlendikten sonra da eşimin ailesinin kayısı bahçeleri vardı. Büyük evden ayrıldıktan sonra da ben ve eşim kendi bahçemizi kurduk. Bu bahçede birçok meyve yetiştiriyoruz ama kayısının yeri başka. Çayın yanında çerez olarak çok tüketiyoruz. Tatlısını hatta yemeğini bile yapıyoruz. Ayrıca şehir dışından gelen misafirlerimize verdiğimiz en önemli hediyelerden biri" diyor.

144948ed-32b9-4b5e-b04d-f5341717a9e2.jpg

'AĞAÇLARIN YÜZDE 60'INDA ÜRÜN YOK'

100’e yakın kayısı ağacı olan Sarı, her yıl yaklaşık 600-700 kilo kayısı kuruttuğunu ancak bu yıl don nedeniyle ürünün az olduğunu anlatıyor:

"Geçen sene su az olmasına rağmen bütün ağaçlarımızda kayısı vardı. Ama bu yıl yağış çok olmasına rağmen ağaçların yüzde 60’ında ürün yok. Çünkü ağaçların çiçek açtığı dönemde don yaşandı. Ben küçük bir üreticiyim, herhangi bir destek almıyorum. Üretimimiz tamamen benim ve eşimin çabalarıyla oluyor. Van’da imkânlar da kısıtlı olduğu için genelde ürünümü satmak için İstanbul’a yolluyorum. Yeğenim perakende satıyor. Ama bu yıl bahçemde İstanbul’a yollayamaya değecek kadar ürün yok."

01c5d150-dab2-488b-ba49-2bad4d0d0936.jpg

'ÜRETİMİ BIRAKABİLİRİZ'

Artan maliyetlere ve hayat pahalılığına dikkat çeken Sarı, "Üründen istediğimiz verimi alsak bile satarken para kazanamıyoruz. Bu yüzden üretimi de bırakabiliriz. Mesela bu yıl pahalılık ortada, yaptığımız masraf ortada ama ürünü kaçtan satacağımızı bilmiyoruz. Rayiç belli değil. Bir de ürünü alacak kimseyi bulabilir miyiz, bilmiyorum. Kimse temel ihtiyaçlarını bile alamıyor. O yüzden bizi kurtaracak ve insanların da bu ürünü alabileceği fiyat ne bilemiyorum” diye ekliyor.

'İKTİDARIN AMACI TARIMI BİTİRMEK'

Ziraat Mühendisleri Odası Van Şube Başkanı Engin Işık, "Kayısıda verim kaybının en önemli nedeni don olayları. Kayısının şöyle bir özelliği var; güneş gördüğü an yani ortalama sıcaklık değeri bir derece yükseldiği an hemen çiçek açar. Çiçek açtıktan hemen sonra soğuk geldiği an yakıyor kayısıyı" diyor. Üreticinin desteklenmediğine dikkat çeken Işık, iktidarın tarım politikalarını eleştiriyor:

"Asıl amacı zaten Türkiye’de tarımı bitirmek olan iktidar, mevcut tüm kötü gidişatın asıl unsuru olarak karşımızda. Bilerek isteyerek tarımı bu hale getirdiler. Tarım alanları her geçen gün boş bırakılıyor ve yabancı sermayenin eline geçiyor."

8d70fac3-b53c-4af4-9acc-c6f9bc21e4e5.jpg
Ziraat Mühendisleri Odası Van Şube Başkanı Engin Işık

'GİRDİ MAALİYETLERİ GÖRMEZDEN GELİNİYOR'

Girdi maliyetlerindeki artışa dikkat çeken Işık, iki hafta önce gübre ve tohumlara yüzde 20'ye varan zamlar yapıldığını hatırlatıyor:

"Üretimi benimsemiş, bunu ülkenin gündemine sokan bir iktidar bunu yapamaz. Üreticiye vergi yükleyemez. Bu kadar vergi yükünü halka bindiren bir politika izleyen iktidar asla üretimi, hayvancılığı, tarımı düşünmez. Umrunda bile değil zaten. Samimiyetsiz politikalarla tarımı bitirme noktasına getirdiler."

'TÜRKİYE TARIM ÜLKESİ OLMA ÖZELLİĞİNİ YİTİRDİ'

İktidarın tarıma dayalı yaptığı tek şeyin ithalat olduğunu vurgulayan Işık, "İthalat politikalarıyla Türkiye tarımı bu hale geldi. Türkiye tarım ülkesi olma özelliğini yitirdi. Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’yu insansızlaştırıyorlar. 90’larda köyleri yakarlardı, boşaltırlardı şimdi ise işsizlik, geçinememe, eğitim ve sağlık imkânlarının olmaması insanları göçe zorluyor. En son Güneydoğu’daki yangınlara sessiz kalınmasını da buna örnek olarak gösterebiliriz" diyor.

Öne Çıkanlar