Van’daki ‘Kuş Cenneti’ yandı: Yumurtlama dönemindeki sayısız kuş türü ya öldü ya göç etti
Şenol BALİ
VAN - Türkiye'deki 453 kuş türünün neredeyse yarısına ev sahipliği yapan Van’daki ‘Kuş Cenneti’nde çıkan yangın, kuşların ölmesine ya da göç etmesine neden oldu. Herhangi bir müdahalenin de yapılmadığı yangın kendiliğinden söndü.
Türkiye’deki sazlık alanların yaklaşık beşte biri Van Gölü kıyılarında bulunuyor. Ülke genelinde saptanan 453 kuş türünün neredeyse yarısı Van Gölü havzasında bulunan bu sazlıklarda yaşıyor. Sayısız hayvan türü için yaşama ve üreme alanı olan sazlıklar, aynı zamanda orman fakiri kent için birer oksijen kaynağı.
SAZLIKLAR YANIYOR
Van Gölü’nü çepeçevre saran ve derelerin göl ile kesiştiği bölgelerde yoğunlaşan bu alanlarda sık sık yangınlar ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz hafta Erciş ilçesindeki Gölağzı Sazlığı, Saray ilçesindeki Kazlıgöl Sazlığı ve Muradiye ilçesi Ovapınar ile Karahan mevkiindeki sazlıklar, çıkan yangınlardan büyük zarar gördü. Kentin en büyük sazlıklarından olan Dönemeç sazlıkları da bu yangınlardan nasibini aldı. Önceki gün akşam saatlerinde (Cumartesi) sazlıkların Bakımlı Mahallesi yönündeki kısmında başlayan yangın dün öğle saatlerinde durdu. Söndürme çalışmasının yapılmadığı yangın, kendiliğinden söndü.
YANAN SAZLIKLAR KUŞ CENNETİ OLARAK BİLİNİYOR
300 kilometrekare alan üzerinde bulunan Dönemeç Sazlıkları, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2020 yılında imzaladığı ve Resmi Gazete'de yayınlanan kararla 'Kesin Korunacak Hassas' sit alanı ilan edildi. Barındırdığı kuş popülasyonu ile ‘Kuş Cenneti’ olarak da biliniyor. Aralarında flamingoların da olduğu birçok göçmen kuş türü de bu alanlarda dönemsel olarak yaşıyor.
'SÖNDÜRME ÇALIŞMASI YAPILMADI'
Kuşlar başta olmak üzere sayısız canlı türünün ölmesine ve birçoğunun da göç etmesine yol açan bu yangınların yarattığı tahribat oldukça büyük. Yangınların, kuşların kuluçka dönemine girdiği Mart ve Nisan aylarında olması ise bu tahribatın boyutunu arttırıyor. Öte yandan artarda yaşanan bu yangınların kaynağı henüz tam olarak bilinmiyor. Köylüler, sazlıkların korunması yönünde gerekli tedbirlerin yeterince alınmadığını söylüyor. Çıkan yangınların söndürme çalışmasının da yapılmadığı belirtiliyor.
KÖYLÜLER: HERHANGİ BİR KORUMA TEDBİRİ YOK
Dönemeç sazlıkların yakınında bulunan köylerden Bakımlı Köyü sakini Hacı Alaca alan sulak olduğu için müdahale edemediklerini anlatarak, “İtfaiye de gelmedi. Kendiliğinden söndü. Yılandan ördeğe her türlü hayvan yaşıyor burada. Birçok kuş türü de yaşıyor. Üstelik kuşların yumurtlama ve üreme dönemi. Bu zenginliği beraber korumamız lazım. Herkesin hassas olması gerekiyor. Herhangi bir koruma tedbiri yok. Bu kadar hektar alan kül oldu ama kimse müdahale etmedi. Burası sahipsiz bırakılmamalı. Oksijen alacak alan kalmadı bari buraya sahip çıksınlar” dedi.
Sazlıkların diğer yakasında bulunan Gölkaşı Köyü sakinlerinden Rıza Beyazelma da şunları söyledi:
“Bu araziler bizim tapulu arazilerdi. Elimizden aldılar ama kuşların hayvanların barınağı olan bu sazlıklara da sahip çıkmıyorlar. Sahip çıkmalarını istiyoruz. İçme suyumuzu bile evin önüne gelip kontrol edenler bu sazlıklara neden sahip çıkmıyorlar? Burada yaşayan hayvanlar katlediliyor. Her çeşit kuş var, domuz bile yaşıyor.”
AVUKAT DOĞAN: YUMURTADAN ÇIKMAYI BEKLEYEN CANLILAR DİRİ DİRİ YANIYOR
Van Barosu Çevre ve Ekoloji Komisyonu üyesi Avukat Gülbahar Doğan, sazlıkların taşıdığı popülasyona dikkat çekerek, yangınların yumurtlama dönemine denk gelmesinin daha büyük bir zarar doğurduğunu söyledi. Pek çok canlı türüne ev sahipliği yapan sulak alanların baharla birlikte yeniden uyandığını hatırlatan Doğan, “Toprak kardan soğuktan silkindi, nefes almaya başladı. Büyük bir canlı hareketliliğin olduğu bu alanlarda yangınların çıkarılması kabul edilemez. Çünkü bu alanlar, ciddi bir hayvan popülasyonuna ev sahipliği yapıyor. Kaplumbağalar, eklem bacaklılar, balıklar ve kuşlar için eşsiz bir korunma ve beslenme alanı. Sazlıkların yakılması sazlık alanların tahribi kadar içinde yaşayan, yumurtadan çıkmayı bekleyen canlıların diri diri yanmasına sebep oluyor. İnsanımız merhametlidir, bu sazlıklarda yaşayan canlılara da merhametle yaklaşmalarını ve gerekli hassasiyeti göstermelerini diliyoruz” dedi.
Olası yangınlara karşı daha etkili tedbirlerin alınması gerektiğini belirten Doğan, şunları aktardı: “Son günlerde kentin birkaç noktasında yangınlar ortaya çıktı ama söndürme çalışmalarının yetersiz olduğunu gözlemledik. Yangınların çoğu kendiliğinden söndü. Evet, bataklık alana söndürme araçlarının girmesi zor olabilir ama mutlaka bu gibi durumlar için helikopter gibi hava araçlarının envantere eklenmesi lazım.”
'KURAKLIKTAN DOLAYI SAZLIKLARDAKİ SU SEVİYESİ AZALIYOR'
Van Tarihi Eserleri Koruma, Araştırma ve Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kalçık da sazlıkların doğal arıtma alanları olduğunu söyledi. Sazlıkların canlı popülasyon açısından oldukça önemli olduğunu ifade eden Kalçık, şunları söyledi: “Sazlıklar, Van Denizi etrafında yoğun olarak bulunuyor. Buralar hem üreme alanları hem de biyolojik ve doğal arıtma işlevi gören birer oksijen kaynağı. Kuş cennetleri aynı zamanda buralar. Flamingo, Kuğu, Dikkuyruk, Uzun Bacak, Kılıçgaga, Balıkçıl, Halkalı Cılıbıt, Sakar Meke gibi narin türlere ev sahipliği yapıyor. Yine sayısız börtü böcek yaşıyor. Kuraklıktan dolayı sazlıklardaki su seviyesi azalıyor ve kuruyan bu yerler mera alanlarına dönüştürülmek isteniyor olabilir. Ama gerekçe ne olursa olsun yangınları kim çıkarıyorsa vahşettir ve kabul edilemez. Kendi elimizle doğamıza bu zararı vermek akıl almaz bir durum. Yine ilgililerin hassas olması lazım. Korumaya dönük politikalar geliştirmesi lazım.
'SAZLIKLARI YOK EDEN SADECE YANGINLAR DEĞİL'
Sazlık alanların tahribatı yangınlarla sınırlı değil. Yerleşim yerlerine yakın olan sazlıklar; park, sosyal donatı alanı, otel veya özel villa yapılması gerekçesiyle doldurulup yok edilmeye devam ediliyor. Birçok sazlık alanı da kurutulup dolgu yapıldı. Son olarak Van Büyükşehir Belediyesi, sazlık ve bataklık alanların olduğu yerde, 30 metre genişliğinde 15 kilometre uzunluğunda yol geçirdi. Ayrıca, İpekyolu Belediyesi de göl sahilindeki sazlık ve bataklık alanları hafriyatla doldurup park alanı oluşturuyor. Bunlar, sadece sazlıkları değil gölün dokusuna da zarar veriyor. Sazlık alanları yok eden bir başka etken ise kuraklık. Tatlı su kaynakların kurumaya yüz tutmasıyla beraber bu kaynakların göl ile buluştuğu alanda bulunan birçok sazlık ya tamamen yok oldu ya da kuruyarak daraldı.”
'Kuş cenneti' olarak bilinen Muradiye'deki yangına 3 gündür müdahale edilmiyor