Akre'de 'Newroz Ateşi' yakıldı

Akre'de 'Newroz Ateşi' yakıldı
'Newroz'un başkenti' olarak anılan Duhok yakınlarındaki Akre'de, görkemli Newroz kutlamaları için gençler meşalelerle ateş taşımaya başladı.

Artı Gerçek - Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) Newroz kutlamaları başladı. Kutlamada gençler, ellerinde meşalelerle Newroz ateşinin gelenek üzerine ilçenin etrafını saran Girê Top, Kelê ve Kela Kewvin tepelerine tırmanıyor.

Duhok'un Zaho kentinde de çeşitli etkinlikler düzenlendi. Bu sene on binlerce kişi, tarihi Delâl köprüsü alanında toplanarak yapılan etkinliğe katıldı.

NEWROZ EFSANESİ

"MÖ 612’de, Kürdistan’da Asurlu Dehak (Zuhak) isimli çok zalim bir hükümdar vardı. Dehak bir kayanın başında çok sağlam yapılmış bir kalede oturuyordu. Hükümdar Dehak pek çok vahşi hayvanlar ve yılanlar beslerdi. Kendisi gençlerin beyinlerini yediği gibi, hayvanlarına da yedirirdi. Kralı olduğu halkına her gün yenmek üzere hazırlanmış insan beyinlerinin kalesine getirilmesini emretmişti. Bu emre uyan halk, her gün için kralın kalesine hazırlanmış insan beyni götürmeye devam ediyordu. Bir süre sonra, halk bu insanlık dışı beslenmeyi aksattı. Dehak askerlerine, emrini aksatmış olan halkı toplayıp kalesine getirmelerini emretti. Böylece halk askerler tarafından toplanıp kaleye götürüldü. Kalede halktan birçoğu çocuklarını koruduğu için öldürüldüler.

Bir süre sonra daha çocuklarının beyinlerini yenilmek üzere hazırlayıp götüren halk, sonradan çocuklarını kurtarmak için bir yol buldular. Bu sırarda Hükümdar Dehak’ın askerleri halk arasında dolaşıp çocukların sayılarını devamlı tespit ettikleri için, halk kurtardıkları çocuklarını dağlara kaçırdı ve orada askeri eğitim verdiler.

Bir gün temizlenerek krala götürülen beyinde, bir kuzu tüyü çıktı. Bunun üzerine kral durumu anladı. Kral ondan sonra kendi askerlerinin, bizzat çocukları kesip beyinlerini hazırlayıp getirmelerini emretti. Bu emirden sonra, askerler çocukları kesip beyinlerini hazırlayıp krala götürüyorlardı. Bu durum böyle devam ederken, kralın oturduğu kaleden üç taş atılımı mesafesinde olan bir köyde Kawa adında bir demirci oturuyordu. Kawa kralın askerlerine silah ve savaş araçları yapardı. Demirci Kawa da yedi çocuğunun başını yenmek üzere hazırlayıp krala götürmek için vermişti. Sıra son çocuğuna geldiğinde, krala karşı tavır aldı. Depolarında bulunan savaş araçlarını çevre köylere dağıttı ve köylere çocuklarını ve mallarını alıp dağlara çekilmeleri çağrısında bulundu. Bu çağrı üzerine, tüm köyler boşaltıldı. Kralın askerlerinin gözleri önünde köyler bir anda viraneye döndüler.

Kawa, dağlarda toplanan köylülere, zalim hükümdardan intikam alınması ve zulmüne son verilmesi gerektiğini anlattı. Zalim kralın zulmü altında ezilen köylüler, Kawa’nın bu önerisi üzerine kraldan intikam almak için yemin ettiler. Dağlarda askeri eğitim görenler ve köylüler, Kawa’nın önderliğinde birleştiler.

Demirci Kawa’nın denetimindeki köylülerle savaşçılar, iki gün sonra dağlardan inerek zalim Kral Dehak’ın kalesini sardılar. Bir grup genç savaşçı gece gizlice kalenin duvarlarına tırmandı. Kalenin nöbetçilerini öldürdükten sonra, kale duvarları önünde bekleyen köylü ve savaşçılara kalenin kapılarını açtılar.

Açılan kalenin kapılarından en önde Demirci Kawa elinde bir mızrak ve kralın gırtlağını kesmek için yaptığı kılıçla içeriye girdi. Arkasından da köylü ve savaşçılar girdiler. Kalede kralın sistemi yıkıldıktan sonra çok sağlam olan bu kaleyi içinde bulunan her şeyi ile beraber ateş verip yaktılar. Köylüler ve savaşçılar yakılan kalenin alevleri etrafında sabahlara kadar çalıp eğlendiler. Böylece Demirci Kawa yönetimindeki köylüler ve savaşçılar Tiran’ın yönetimini yıkarak zalim kraldan kurtuluşlarını kutladılar.”

(HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar