Anarko-kapitalizmin ayak sesleri... Siyaset bilimci Alejandro Frenkel anlattı: 'Arjantin kendi Bolsonarosu’nu yarattı'
Berrak GÜNGÖR
Artı Gerçek - Güney Amerika’nın en büyük ikinci ülkesi Arjantin, yıllardır yüksek enflasyon ve ekonomik buhranla mücadele ediyor. 47 milyonu aşkın nüfusunun yüzde 40’ının yoksulluk içinde yaşadığı ülke ekonomik bunalımdan çıkış yolu arıyor.
Hükümetlerin çözüm üretemediği kötüye gidiş, ülkede en son anarko kapitalizm için iktidar bileti oldu. Brezilya’nın aşırı sağcı lideri Jair Bolsonaro ve Amerika Birleşik Devletleri’nin eski Cumhuriyetçi Başkanı Donald Trump’a benzetilmekten “gurur” duyduğunu saklamayan La Libertad Avanza’nın (Özgürlük Gelişimi) adayı Javier Milei ön seçimlerden yüzde 30,1’lik oranla çıktı.
Özellikle Brezilya’da Lula Da Silva’nın küllerinden doğmasıyla Güney Amerika’da artan sol rüzgar, ekimde Arjantin’in kendi Bolsonaro’sunu seçmesiyle tehlikeye girebilir…
Merkez bankasını feshetmeyi, ABD dolarını ülkenin para birimi yapmayı, “dolarizasyon”u hedefleyen bununla da yetinmeyip eğitimi paralı hale getirmek ve organ satışını yasalaştırmak, kürtajı yasaklamak gibi çağın dışındaki fikirlerini uygulamaya sokmak isteyen Milei aynı zamanda iklim krizinin de “uydurma” olduğunu savunuyor.
Seçilmesi halinde Arjantin’i ve Latin Amerika’yı ultra liberal politikalarıyla sarsacağı kesin görünen Milei’yi, Arjantinli siyaset bilimci Alejandro Frenkel ile konuştuk.
'GELENEKSEL SAĞ, ALTERNATİF SAĞ KARŞISINDA ZEMİN KAYBETTİ'
Frenkel, Güney Amerika’nın sağcı hükümetler, pembe dalganın parçası olan bazı hükümetler ve Kolombiya'daki Petro ya da Şili'deki Boric gibi yeni sol hükümetler arasında bölünmüş durumda olduğunu söyledi. En sol eğilimli hükümetlerin bile sermaye dağılımını uygulamak için daha az hareket alanı bulunduğunu ifade eden Frenkel, "Devletin ekonomide daha önemli bir rol oynaması gerektiği fikri, pembe dalga yıllarına göre çok daha az meşruiyete sahip" ifadelerini kullandı.
Avrupa gibi diğer bölgelerde de olduğu gibi, geleneksel sağ partilerin de birbirleriyle rekabet etmek zorunda kaldığını vurguladı Frenkel. Aşırı sağ ya da alternatif sağın ortaya çıkışı karşısında geleneksel sağın zemin kaybettiğini söyleyerek, Brezilya’da Bolsonaro, Şili'deki Kast ve şimdi de Arjantin'deki Milei’nin bunun bir örneği olduğunu ifade etti.
'MİLEI KENDİSİNİ BİR SEÇENEK GİBİ SUNMAYI BAŞARDI'
Arjantinli siyaset bilimci, ülkenin son 10 yıldır ekonomik durgunluk, sosyal koşulların kötüleşmesi ve enflasyonun sürekli arttığı bir dönemden geçmesi karşısında merkez sol Peronist hükümetlerin de, merkez sağ Macri hükümetinin de ekonomiyi istikrara kavuşturamadığını belirtti: "Bu durum toplumda bir bıkkınlık hissi yarattı. Toplumun önemli bir kesimi Milei'nin söylemleri karşısında hayal kırıklığına uğramış durumda ama yine de Milei'nin ‘siyasi kast’ olarak adlandırdığı kesimi hedef alan popülist söylem, bu hoşnutsuzluğu kanalize etmeyi ve kendisini yeni bir seçenek olarak sunmayı başardı."
Milei’nin büyük ölçüde Bolsonaro'ya benzediğini aktaran Frenkel, aşırı sağcı siyasetçi için şunları söyledi: "İkisi de ekonominin sınırsız bir şekilde liberalleştirilmesine, devletin ciddi bir şekilde küçültülmesine ve hatta ekonominin dolarize edilmesine dayanan ultra-liberal bir ekonomik vizyonu paylaşıyorlar."
BUKELE’NİN ‘DEMİR YUMRUK’ POLİTİKASININ DA ALICISI VAR
Frenkel, El Salvador’un çetelere karşı “demir yumruk” politikası uygulayan ve açtığı Mega Hapishane için çekilen kliple gündeme gelen Devlet Başkanı Nayib Bukele’ye de referans verdi, Milei’nin de aynı politikaları benimsemek istediğini söyledi. Siyaset bilimci, çeteler ve yoksul kesimlerde artan suça karşı Bukele’nin politikalarını benimseyeceğini söylediği Milei’nin, sokağa karşı da sıfır tolerans göstereceğini belirtti.
Frenkel, “Toplumsal hareketlere karşı sıfır tolerans politikası ve El Salvador'daki Nayib Bukele tarzında, büyük şehirlerin en yoksul kesimleri arasında popülaritesi artan suça karşı demir yumruk politikaları da gündeminde” dedi.
MİLEİ’YE DESTEK GENÇLERDEN
Milei'nin ortaya çıkış nedenlerini sorduğumuz Frenkel Arjantin’deki aşırı sağ yönelimini şu sözlerle özetledi:
"Toplumun, son dönemde iktidarda olan partilerin, özellikle liberal ve bireyci fikirlerin giderek güç kazandığı bir kesimi olan gençlere ekonomik istikrara yönelik bir program sunamadığı ve bir gelecek ufku çizemediği yönündeki algısı Milei’yi ortaya çıkardı. Aynı şekilde, ekonomik durgunluk ve sosyal koşulların kötüleşmesi, toplumun büyük bir kesiminde devletin sorunlara olası bir çözümden ziyade bir engel olduğu hissini yaratıyor.”
'HİÇBİR DESTEĞİ OLMAYACAK'
Frenkel, kendisine Trump ve Bolsonaro’yu örnek alan Milei’nin seçilmesi karşısında büyük zorluklar yaşayacağı yorumu da yaptı. Bunun gerekçesiyse, Milei’nin Trump ya da Bolsonaro gibi güvenebileceği bir kemik zeminin bulunmaması. Trump Cumhuriyetçilere, eski asker Bolsonaro da orduya sırtını dayamıştı ancak Milei’nin ne Kongre'de temsilcisi, ne de güçlü bir siyasi partisi var. Siyaset bilimci, Milei’nin seçilmesi halindeki senaryoyu şöyle anlattı:
“Milei nihayetinde başkan seçilirse, çok az tolerans marjı olan ve bölgedeki diğer hükümetlerin yanı sıra ABD hükümetinden de neredeyse hiç destek almayan bitkin bir toplumla, zorlu bir ekonomik durumla karşı karşıya kalacak. Şu ana kadar piyasalar ona güvenmiyor çünkü Bolsonaro'yu andıran popülist bir tarzı olan ve birçok kişinin sosyal ve ekonomik kaos yaratmadan yürütülebileceğinden şüphe duyduğu, ultra liberal bir ekonomik program öneren bir figür. Aynı zamanda Milei'nin Kongre'de temsilcisi ve güçlü bir siyasi partisi bulunmadığından, yönetilebilirliği sağlamak için hangi siyasi ve sosyal kesimlere dayanacağı da bir soru işareti.”
'UYGULANAMAZ ÇILGIN FİKİRLER'
Aşırı sağcı Milei’nin, iklim krizini “uydurma” olarak görmesi, merkez bankasını kapatmak istemesi ve pesoyu rafa kaldırıp yüzünü tamamen dolara çevirmek istemesi uluslararası medyanın manşetlerinden düşmüyor. Bunun yanı sıra birçok aşırı sağcı gibi insan hakları ihlalleri konusunda uygulamak istediği politikalar da tedirginlik yaratıyor. Frenkel bunların uygulanabilir olmayan çılgın fikirler olduğunu söylese de, Arjantin’de büyük bir kesimin yaşanan ekonomik buhran karşısında hissettikleri umutsuzlukla Milei’nin fikirlerine mümkün gözüyle baktığının da altını çiziyor.
'ARJANTİN’DE SOL, AŞIRI SAĞA KARŞI İKİ TEMEL ZORLUKLA KARŞILAŞTI'
Frenkel, Arjantin'deki solun, en azından son zamanlardaki Peronist hükümetlerin, aşırı sağın büyümesi karşısında iki temel zorlukla karşı karşıya kaldığını söyledi:
"Birincisi, düşük emtia fiyatları ile olumsuz bir uluslararası senaryo ile karşı karşıya kaldılar ve bu nedenle gelirin yeniden dağıtım politikalarını yürütebilmek için çok az kaynakla mücadele etmek zorunda kaldılar. Bu durum pandemi ile birlikte ülkedeki sektörleri etkiledi. İhracat azaldı. Mesela, tarım sektörü de bunlardan biri son zamanlarda yaşanan kuraklıkla işler daha da kötüleşti. Buna ek olarak, yıllarca süren ekonomik durgunluk ve yüksek enflasyonun ardından merkez sol, özellikle ülkenin geçen yüzyılın sonunda yaşadığı derin krizi yaşamamış olan ve Avrupa'da olduğu gibi ebeveynlerinden daha kötü yaşayacaklarına inanan gençler için uygulanabilir bir gelecek fikri geliştiremedi."