Atilla, savcının suçlamalarını kabul etmedi
Zarrab davasının tek tutuklu sanığı olan Hakan Atilla'nın çapraz sorgusunda sıra savcıya geldi. Atilla, yaptırımları delmek için Reza Zarrab ile işbirliği yapmadığını söyledi.
HABER MERKEZİ- ABD'de görülen İran'a yaptırımların delinmesiyle ilgili davanın tek sanığı eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla bugün yeniden ifade veriyor.
Gazeteci Adam Klasfeld'in anlatımına göre duruşmada anbe an yaşananlar şöyle:
Yargıç Berman: Hepinizi gördüğüme sevindim. Lütfen oturun. Hakan Atilla'nın doğrudan sorgusuna devam edeceğiz.
Atilla'nın avukatı Fleming bir ses kaydı dinletecek. Ayrıca bir tapeden bahsediyor.
Türkçe bir telefon görüşmesinin ses kaydı dinletiliyor.
Soru: Atlantis'in Reza Zarrab ile bağlantılı bir şirket olduğuna dair bir fikriniz var mıydı?
Atilla: Hiçbir bilgim yok.
Fleming, Atilla'ya belgelerde varış yeri olarak ne yazacağı konusunda Zarrab'a talimat verip vermediğini soruyor.
Atilla: Reza Zarrab'a veya başka herhangi bir müşteriye herhangi bir talimat vermedim.
Fleming, Atilla'ya Zarrab'la konuşup konuşmadığını, konuşmalarında şifreli kelimeler kullanıp kullanmadığını soruyor. Atilla, Zarrab'la konuştuklarını ancak 'hiçbir zaman' şifreli kelime kullanmadıklarını söylüyor.
Fleming, Atilla'ya Şubat 2013'te Zarrab'la konuşup konuşmadığını soruyor.
Atilla: Hayır, bu konuyla ilgili herhangi bir görüşme olmadı.
Fleming, Atilla'ya Zarrab'ın kendisinin ve şirketlerinin Halkbank'tan Euro ve TL cinsinden 'birkaç milyar' para çektiği yönündeki ifadesini soruyor.
Atilla: Evet, bunu yaptığını söyledi. O ifadesini hatırlıyorum.
Fleming, Zarrab'la İran'ın işlemleriyle bağlantılı 'birkaç milyar' konusunda bir görüşme yapıp yapmadıklarını soruyor.
'ZARRAB'I SEVERDİM DİYEMEM'
Atilla: Reza Zarrab'la veya başka biriyle böyle bir görüşme yapmadım.
Atilla, Zarrab'ı kastederek "Onunla hiç yemek yemedim. Çay-kahve içmedim" diyor.
Flemin: Zarrab'ı sever miydiniz?
Atilla: Severdim diyemem ama ona bu yüzden farklı davaranamazdım çünkü bankanın müşterisiydi.
'O ÜNLÜ BİR ŞARKICIYLA EVLİYDİ'
Atilla, yine Zarrab'ı kastederek, "O... ünlü bir şarkıcıyla evliydi" diyor. Atilla, Zarrab'ın zenginliğinin çok bariz olduğunu ve İranlılarla yakın ilişkisi bulunduğunu söylüyor. Ayrıca Zarrab'ın Kapalıçarşı'da iş yaptığını da biliyormuş.
Atilla, Zarrab için "Şimdikinden farklı bir namı vardı" diyor.
Atilla: Birkaç bankada bir konsorsiyum tarafından mali kaynak sağlanması gereken bir proje olduğunda, kendi bankamızla diğer bankalar arasındaki görüşmelere destek veriyordum.
Flemin, Atilla'ya Abdullah Happani, Rüçhan Bayar, Muhammed Zarrab veya Camelia Jamshidy adlı kişilerle tanışıp tanışmadığını soruyor.
Atilla, her bir isim için 'Hayır' yanıtını veriyor, Hüseyin Necefzade ile de hiç tanışmadığını söylüyor. Atilla, Ahmet Alçacı'yı da sadece banka müşterisi olarak tanıdığını söylüyor.
'ASLAN'IN ONUNLA İLİŞKİSİ OLDUĞUNU BİLE BİLMİYORDUM'
Soru: Süleyman Aslan sizden Alçacı'ya diğer müşterilerden farklı muamele etmenizi hiç istedi mi?
Atilla, 'Hayır' diyor, 'Bu hususta herhangi bir toplantı yapmadıklarını' anlatıyor.
Soru: Zarrab ile olan ilişkisi konusunda Süleyman Aslan'la hiç konuştunuz mu?
Atilla: Onunla hakkında konuşabileceğimiz bir ilişkisi olduğunu bile bilmiyordum.
'ASLAN ŞU ANDA DANIŞMANLIK YAPIYOR'
Yargıç Berman: Süleyman Aslan'ın şu anda ne yaptığını biliyor musunuz?
Atilla: Danışmanlık işine girdiğini biliyorum ama ayrıntıları bilmiyorum. Kimlerle çalıştığını bilmiyorum.
Yargıç Berman, Aslan'ın danışmanlık işinde bankalarla çalışıp çalışmadığını soruyor.
Atilla, 'sanmıyorum' diyor çünkü Aslan bankalarla çalışsaydı bundan kendisinin de haberi olacağını söylüyor. Berman'ın sorgusunun ardından avukat Fleming sorgusuna devam ediyor.
'ASLAN, ZARRAB'DAN ALDIĞI PARALARIN BAĞIŞ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ'
Atilla, Halkbank'ta ve tüm Türk bankalarında, yaptırımların uygulanmasını izleyen bir "uyum" departmanı olduğunu söylüyor.
Fleming'in bu işlerde bilgisayar programı kullanılıp kullanılmadığı sorusuna ise 'Evet, o tür şeyler kullanıyorlar' diye yanıt veren Atilla, sözü edilen programın adını bilmediğini söylüyor. Ancak programın nasıl çalıştığını bankacılık terimleriyle anlatıyor.
Atilla, Süleyman Aslan tutuklanıp serbest bırakıldıktan sonra kendisine Zarrab'dan aldığı paraların üniversite için 'bağış' olduğunu söylediğini aktarıyor. Atilla, Aslan'ın ailesiyle de serbest bırakıldıktan sonra tanıştığını söylüyor.
Atilla, kullandıkları bilgisayar programında, İran, Küba, Suriye veya Kuzey Kore'nin adı geçen işlemlerin işaretlendiğini anlatıyor.Atilla ayrıca, yaptırım listesinde yer alan isimlerin de filtreleme sistemine takıldığını söylüyor.
Atilla genellikle OFAC (Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi), Hazine Bakanlığı ve elçilik yetkilileriyle bir araya geldiğini söylüyor. "O kadar çok isim var ki hepsini hatırlayamıyorum" diyor ancak geçen hafta tanıklık eden David Cohen ve Adam Szubin ile görüştüğünü belirtiyor. Atilla, tanık kürsüsüne çıktığında Szubin'i tanıyamadığını söylüyor.
WİKİLEAKS'DEKİ BELGELER
Fleming, herhangi bir noktada bilgilerin WikiLeaks'te yayınlanıp yayınlanmadığını soruyor.
Fleming, Atilla'nın @Wikileaks'te yayınlanan yazışmaların içeriğinden bahsetmeden, bilgilerin nasıl Wikileaks'e düştüğünü açıklaması gerektiğini söylüyor.
(Adam Klasfeld'in notu: Anlaşıldığı kadarıyla, sözü edilen WikiLeaks belgesi gizli olabileceğinden, herkesin erişimine açık olsa da, yine de açık duruşmalarda belgenin içeriğinden bahsedilemiyor.)
Atilla, belgede "Hazine Bakanlığı hakkında bazı bilgiler" ve "orada yaptığımız toplantılarla ilgili bazı bilgiler" olduğunu söylüyor.
(Adam Klasfeld'in notu: WikiLeaks ile ilgili ifade çok muğlaktı. Yargıç ile avukatlar konuyu daha önce kenarda özel olarak görüştü ve bu görüşmenin yazılı döküme gireceği tahmin ediliyor)
Fleming, Atilla'ya Türkiye'deki bankaların gizlilik düzenlemelerini soruyor.
Atilla, müşteri bilgilerinin gizliliği nedeniyle bilgilerin açıklanmasında kısıtlamalar olduğunu ancak bir kişinin bir banka ile çalışıp çalışmadığı konusunda belli bilgileri paylaşabileceğini söylüyor.
'ZARRAB İLE İŞ YAPILMAMASI İÇİN UYARIDA BULUNULMADI'
Fleming, OFAC'tan veya başka bir kurumdan birisinin, Atilla'ya Reza Zarrab ile iş yapmamasını söyleyip söylemediğini soruyor.
Atilla: Hayır o şekilde bir uyarı yoktu. Nitekim 2012 civarında altın ihracatı yükselirken, ABD Hazine Bakanlığı durumun farkındaydı.
Atilla: Yaptırım listesine o ismin eklenmesi yönünde bir karar almadıklarını söylediler.
Fleming: Hangi ismin?
Atilla: Reza Zarrab'ın isminin.
Fleming, hükümetin sunduğu bir delilden bahsediyor. Atilla'nın ifadesine göre, sözü edilen delilde, Süleyman Aslan,
David Cohen'e, bankanın petrol şirketlerine yönelik işlemlere aracılık ettiğini anlatıyor.
Fleming, Szubin'in Atilla'yı "kenara çekerek" özel bir görüşme yaptığı yönündeki ifadesini soruyor.
Atilla, "kenara çekme" konusunda, "Öyle bir şey olmadı" diyor.
(OFAC'ın eski direktörü Szubin ifadesinde Atilla'yı "kenara çektiğini" söylemiş, "Atilla çok şaşırmış görünüyordu" demişti. Szubin "Atilla terliyordu" diye konuşmuş, Atilla'nın avukatları ise müvekkillerinin genel olarak gergin biri olduğunu savunmuştu.)
Fleming, bu konuya değindi.
Fleming: Bu duruşmada ifade verirken kendinizi gergin hissediyor musunuz?
Atilla: Evet, çok gergin hissediyorum.
BERMAN: HÜKÜMETTE BANKACILIK BÖLÜMÜ VAR MI?
Yargıç Berman: Türkiye'de hükümette bankacılık bölümü var mı?
Atilla: Bankacılık mevzuatını [denetleyen] bir kurum var.
Yargıç sorusunu detaylandırıyor.
Atilla, Hazine Müsteşarlığı ile başka bir kurumun daha olduğunu söylüyor. (İkinci kurumun adını kısaltma olarak veriyor. Muhtemelem BDDK)
Atilla, ABD'li bir şirketin Halkbank üzerinden İran'a gıda satması durumunda, bunu yaptırımlar kapsamındaki muafiyetler çerçevesinde yapabileceğini söylüyor.
ABD UYARIDA BULUNMADI
Fleming, OFAC'tan veya başka bir kurumdan birisinin, Atilla'ya Reza Zarrab ile iş yapmamasını söyleyip söylemediğini soruyor.
Atilla: Hayır. O şekilde bir uyarı yoktu. Nitekim 2012 civarında altın ihracatı yükselirken, ABD Hazine Bakanlığı durumun farkındaydı.
Atilla: Böyle bir uyarı olmadı. Hatta 2012 yılında altın ihracatı zirve yaptığında Amerikan Hazine Bakanlığı'nın bundan haberi vardı. Onlar, onun ismini yaptırım listesine ekleme gibi bir kararları olmadığını söylediler.
Fleming: Hangi ismin?
Atilla: Reza Zarrab'ın isminin.
Fleming, ABD'li eski bir yetkili olan Adam Szubin'in bu konu ile ilgili kendisini "kenara çektiği" yönündeki mahkeme ifadesi için de "Böyle bir görüşme gerçekleşmedi" dedi.
HALKBANK ARACILIK YAPIYOR
Fleming, hükümetin sunduğu bir delilden bahsediyor. Atilla'nın ifadesine göre, sözü edilen delilde, Süleyman Aslan, David Cohen'e, bankanın petrol şirketlerine yönelik işlemlere aracılık ettiğini anlatıyor.
Atilla, 2010'da OFAC'ın kendilerini bazı bankalar konusunda uyardığını ve o bankalarla çalışmayı bıraktıklarını söylüyor.
Atilla: David Cohen ile birçok toplantı yaptık.
(Cohen davada tanıklık etmişti. Daha önce ABD Hazine Bakanlığı'nda Terör ve Mali İstihbarat Müsteşarı olarak görev yapmıştı. Atilla ile de o dönem görüşmüştü. Cohen daha sonra 2015 başında CIA'de direktör yardımcısı oldu.)
Fleming, Halkbank'ın bu işlemlerden nasıl para kazandığını soruyor.
Atilla, Halkbank'ın iki tür geliri olduğunu söylüyor: Bu petrol şirketleri komisyon ödüyor... Çünkü Türk petrol şirketleri de komisyon ödüyor. Bu birinci seçenek.
Atilla'ya göre, ikinci seçenekte, Halkbank'ta tutulan bu paralar uygun maliyetli bir fon kaynağı olarak kullanılıyor.
ZARRAB'IN AMCASIYLA YAPTIĞI GÖRÜŞMENİN DİNLETİLMESİ İSTENDİ
Atilla, İran'ın yurt dışına sattığı petrol ve doğalgaz ile ilgili düzenlemeler hakkında ifade verdi.
Soru: Düzenlemelerde yasal bir boşluk bulup bunu Süleyman Aslan'la görüştünüz mü?
Atilla: Yasal boşluk bulmak için özel bir inceleme yapmadım. Sadece düzenlemelerde ne deniyorsa onu uyguladık.
Fleming Atilla’ya Halkbank üzerinden altın ticaretinin nasıl yapıldığını bilip bilmediğini sordu.
Atilla, ödemelerin nasıl yapıldığını kabaca bildiğini belirterek "İranlı alıcı, İran'daki banka üzerinden talimat gönderiyor, ilgili taraf da talimatları Halkbank'a iletiyor" dedi.
Atilla'nın ifadesine göre, ödeme, ihracatçı firmanın hesabına belli bir süre içinde geçirildikten sonra ihracatçı firma bankaya satış belgelerini ya da bu işlemle ilgili elindeki sevkiyat belgelerini gönderiyor.
Atilla, bu prosedürün sadece altın ticaretinde değil, her tüm mal satışında uygulandığını söyledi.
Öte yandan Atilla'nın avukatları, Zarrab'ın cezaevinde amcasıyla yaptığı telefon görüşmesinin jüriye dinletilmesini istedi. Görüşmede Zarrab, amcasına "yapmadığın bir şeyi itiraf etmen gerekiyor" diyordu. Zarrab tanık kürsüsündeyken bunu söylediğini inkar etmişti.
ESKİ SAVCI DURUŞMAYA GELDİ
Hürriyet'ten Razi Canikligil'in haberine göre, Zarrab hakkındaki iddianameyi hazırlayan eski New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara, Hakan Atilla ifade verirken, duruşma salonuna girdi. Bharara, duruşmaya neden katıldığına ilişkin bir açıklama yapmadı.
Gazetecilerin ısrarlı soruları üzerine ise duruşmayı izlemeye geldiğinisöyleyen Bharara, 5 dakika sonra mahkemeden ayrıldı.
Duruşmaya öğle yemeği için ara verilirken Yargıç Richard Berman, salondaki herkesi dışarı çıkardı.
Savcı yardımcılarının yanı giderek sohbet eden Bharara, salon boşaltıldıktan sonra, kapalı kapılar ardında Yargıç Berman ve savcılık ekibiyle birlikte gizli bir toplantı yaptı.
'ZARRAB AİLESİNİ İTİRAFÇI OLMASINA HAZIRLAMIŞ OLABİLİR'
Aradan sonra yeniden başlayan duruşmada Fleming müvekkiline, Barselona ziyaretini soruyor (Zarrab, Atilla ile Aslan’ın yaptırımların delinmesi hakkında konuştuğunu öne sürmüş, Atilla ise o tarihte Barselona uçağında olduğunu söylemişti.)
Fleming, bu ziyaretten döndükten sonra Zarrab’la hayali gıda ticareti hakkında konuşup konuşmadığını sordu. Atilla, "Zarrab’la ne döndükten sonra ne de herhangi bir zamanda böyle bir konuşmam olmadı" dedi.
Duruşmayı salondan izleyen gazetecilerden Pete Brush, Zarrab’ın cezaevinde bir telefon konuşmasında "yapmadığın bir şeyi itiraf etmelisin" dediği belirtilen ses kaydını yorumladı.
Atilla’nın avukatlarının kaydı jüriye dinletmek istediğini yazan Brush, "Ses kaydının dökümü bana, Reza Zarrab’ın ailesinin, Amerikan hükümeti ile işbirliği yapmayı düşündüğünden haberdar olmadığı hissi veriyor. Bana öyle geliyor ki, Reza burada, kendi suçunu kısmen hafifleterek ailesini alacakları haberler [itirafçı olacak olmasına] hazırlamaya çalışıyor" yorumunu yaptı.
Hakan Atilla, Reza Zarrab’ın 17 Aralık’ta gözaltına alındığını önce eşiyle kahvaltı ederken duyduğunu söyledi. Ardından, gözaltıları sabah duyduğunu ve başta bir vergi meselesi olduğunu düşündüğünü kaydetti.
ATİLLA'YI ŞİMDİ SAVCI SORGULUYOR
Atilla’ya, "Yaptırımları delmek için Zarrab ya da bir başkasıyla çalıştınız mı?" sorusu soruldu.
Atilla, "Hayatımın hiçbir döneminde bu konuda hiç kimseyle çalışmadım" dedi.
"Yasaları delme niyetiniz var mıydı?" sorusuna, "Asla" yanıtını verdi.
Son olarak, "Bu iddianamedeki suçların herhangi birinden suçlu musunuz?" sorusu soruldu, Atilla "Kesinlikle hayır" yanıtını verdi.
Bu soruyla savunmanın sorgusu bitti.
SAVCI YAPTIRIMLAR İLE YÜKSEK KOMİSYON BAĞLANTISINI SORGULADI
Atilla’nın savcılık sorgusu başladı.
Hakan Atilla'ya, Halkbank eski Genel Müdürü Sülayman Aslan’a gönderdiği bir e-mail soruluyor. Konu, "İran’daki dış ticaret operasyonları."
Savcı: İran hesaplarının Halkbank'a getirilmesinden siz sorumluydunuz, değil mi?
Atilla: Hesaplar otomatik olarak aktarıldı, benim yapmam gereken bir şey yoktu.
Gazeteci Adam Klasfeld'e göre savcı, Atilla'nın Süleyman Aslan'a gönderdiği bir e-postayı gösterdi.
E-postanın konusu İran'daki dış ticaret operasyonları. Atilla, bunu teyit etti.
Savcı, e-postanın birinci paragrafındaki ikinci cümleye işaret ediyor: "Fiyatlandırma, normal operasyonlardan daha yüksek seviyede olmalı."
Atilla, "Evet, görüyorum" dedi.
Atilla e-postada, İran'a yönelik yaptırımlar nedeniyle bu işlemleri "başka hiçbir banka bizim ölçeğimizde" yapamaz diyor.
Atilla, burada bir çeviri hatası olduğunu söyledi.
Atilla: Bu bankaların yaptırımlar nedeniyle İran'la iş yapmadıkları anlamına gelmiyor. Sadece Halkbank ile aynı ölçekte iş yapmadıklarını ifade ediyor.
Atilla, belgede çeviri hatası olduğunu söylüyor.
Savcı: Daha fazla para kazanmak istiyordunuz, değil mi?
Atilla:Banka olarak, evet.
Savcı: Bunun bir kısmını da yaptırımlar sayesinde kazanıyordunuz, değil mi?
Atilla: Bununla yaptırımlar arasında bir paralellik kuramam. Daha yüksek komisyon aldığımız için mi böyle diyorsunuz?
Gazeteci Adam Klasfeld'e göre savcı, yaptırımlar ve yüksek komisyon alınması arasındaki bağlantıyı vurguluyor.
Atilla işlemlerin riskiyle fiyatlandırma arasında bir ilişki olduğunu söylüyor. Risk nedeniyle daha fazla kişi çalıştırmak, daha fazla ücret ödemek ve bu yüzden daha fazla komisyon almak gerekiyor.
Bugünkü oturum sona erdi. Atilla'nın savcılık sorgusu yarın da devam edecek.