'Cini şişeye koymaya kimsenin gücü yetmez'
Avrupa Parlamentosu'nca onaylanan telif hakkı yasa tasarısı Avrupa basınının gündemindeydi.
Avrupa Parlamentosu telif hakkı yasası reformunu onayladı. Çıkan reform yasası uyarınca korumaya alınmış içeriklerin yüklenmemesinden internet platformları sorumlu olacak. Avrupa Parlamentosu'nun dün onayladığı bu yasa tasarısı internet özgürlüğünün kısıtlanması ve sansürden korkan, Avrupa çapında yüzbinlerce insan tarafından geçtiğimiz hafta sonu protesto edilmişti. Yasaya karşı çıkan 5 milyon kişinin topladıkları imza ve gösterilerin gözardı edilmesi Avrupa basınında geniş yer buldu. Kimi köşe yazarları bu endişeleri paylaşırken diğerleri reformdan memnun. Avrupa basınından seslerin derlendiği online platform Eurotopics'in konuyla ilgili derlemesi şöyle:
Avusturya gazetesi Der Standard 'Avrupa Gençliğine Orta Parmak Gösterildi' başlıklı yazıda Avrupa Parlamentosu'nun bu kararıyla bütün bir kuşağı görmezden gelmesini eleştiriyor:
"Youtube gibi platformların koca bir kuşak için ne kadar önemli olduğunu çoğu parlamenter ... kavrayamıyor ve bunda şaşılacak bir şey de yok: 2018 yılında Avrupa Parlamentosu üyelerinin yaş ortalaması 51'di. Öte yandan telif haklarında bir reform yapmanın zorunlu olduğuna şüphe yok. Bunu kimse sorgulamıyor. Yükleme filtreleri olmadan da uygulanabilecek bir sürü zekice öneri var. Ama bunların yerine hiç bir konuda uzlaşmaya yanaşmadan Avrupa'da interneti sansüre dönüşme potansiyeli olan bir alt yapıya mahkum kılan ve gençliğin dijital yuvalarından dışarı atan muğlak bir yasa metninde ısrar edildi. Avrupa Parlamentosu'nun salı günü kabul ettiği reform öncelikle Avrupa gençliğine gösterilen bir orta parmaktır.
"YASA METNİ MUĞLAK"
Bu yükleme filtreleri bir kez hayata geçirildikten sonra "sadece" telif hakları ihlallerinde kullanılmakla kalmaması bir tehlike arz ediyor, zira AB, terör içeriklerine ilişkin filtreler üzerinde çalışmaya başladı bile. Üstelik başka filtrelerin kullanılmasının da önünde herhangi bir engel olmayacak.
Bir başka Avusturya gazetesi Die Presse 'Bir Güç Monopol Sorunu' başlıklı yazısında telif hakkı yasası reformuna karşı sokağa çıkıp gösteri yapanlar, istemeden de olsa dijital holdingleri desteklediğini yazdı:
"İnternet holdingleri de yükleme filtrelerine karşı, ancak onların gerekçeleri farklı. Bu şirketler kendi platformlarında paylaşılan içerikler üzerinden para kazanıyor. Bu içeriklerin denetlenmesi pahalı olacağı gibi kâr haddini de azaltacaktır. Eleştirilerin iki farklı yönden gelmesi, ama aynı hedefe yönelik olması, iki şekilde yorumlanabilir. Ya yasa tasarısı oldukça kötü ya da eleştirenlerin bir kısmı bir şeyi anlamadı. Avrupa telif hakkı konusunda sonuncusu geçerli. Google, Facebook ve diğerleri, telif hakkı yasası reformunu neden önlemek istediklerini çok iyi biliyorlar. Göstericiler ise, gerçekte piyasa gücü ve tekel söz konusu olmasına rağmen, konunun komik kedi filmleri ve video-bloglar olduğunu sanıyorlar."
Fransanın yüksek tirajlı gazetesi Le Monde ise konuyla ilgili olarak düşünce kuruluşu 'L'Institut Thomas-More'dan iki bilim insanı, fikri mülkiyet tartışmasının telif hakkı yasası reformu ile biteceğine şüpheli yaklaşıyor:
"Medya, gazeteciler, sanatçılar ve daha geniş çaplı alırsak yaratıcı tüm insanlar bu uzlaşmaya sevinebilirler. Fakat çok fazla ve uzun süreli sevinmemek de gerekiyor, çünkü görünüşe göre bir meydan muharebesini kazanmak üzereler, ancak savaşı değil. Telif hakkıyla ilgili savaş hala önlerinde. Birincisi tasarının hedefe aldığı Gafa (Google, Amazon, Facebook, Apple) hızla kendi medyasını geliştirmeye başlayacaktır. ... Ayrıca yapay zeka tarafından otomatik olarak içerik üretimi gittikçe daha yaygınlaştığı için, 'telif hakkı' kavramının yakında eskimesi oldukça muhtemeldir."
İsveç gazetsi Dagens Nyheter'de, büyük internet hizmet sağlayıcılarının telif hakkı olan içerikleri filtreleyebileceğinden emin olmadığını satırlarına taşıdı:
"Pornografik bir fotoğraf ile antik bir heykeli dahi birbirinden ayıramayan bir platformlara, şimdi telif hakları polisliği rolünü vermek anlaşılır gibi değil. Büyük internet firmalarının alıntıları, hicvi ve internet 'mem'lerinin getirdiği gereksinimleri yerine getirmek konusunda irade ve beceri gösteremeyeceklerinden endişeliyiz. Ayrıca küçük aktörlerin istenen filtreleri kurma imkanına sahip olmadıklarına dair haklı bir endişe de var. ... En doğrusu internet devlerinin, istemedikleri her şeyi filtrelemekten oluşan kolay yolu seçmek yerine bugüne kadar kaçındıkları yayıncılık sorumluluklarını nihayet üstlenmeleri."
İtalyan gazetesi La Stampa'nın köşe yazarı Gianni Riotta daki yazısında, reformun mükemmel olmadığını, ancak böyle bir reforma acilen ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor:
"İnternetin eşi görülmemiş bir kültür ve bilgi yayılımına katkıda bulunduğu gerçeği inkar edilemez. Bu olağanüstü kütüphaneyi sınırlamak imkansız. Aynı zamanda özellikle bağımsız yayınevleri veya gazeteler için çalışan pek çok sanatçı ve yazar, büyük sosyal platformlarda telif haklarını talep etmekte zorlanıyorlar. Bu nedenle bu alanda herhangi bir düzenleme olmamasından mağdur oluyorlar. Kuşkusuz, reform henüz mükemmel değil ve gelecekte iyileştirilmesi gerekiyor. Bununla birlikte, 2018 Genel Veri Koruma Tüzüğü ve Yalan Haber Davranış Kuralları'nda olduğu gibi, dijital yargıyı ilgi alanının ortasına koymayı beraberinde getirecektir."
Slovenya gazetesi Vecer konuyla ilgili olarak, "Ancak insanlar gündelik hayatlarının bir parçası olmuş alışkanlıklardan kolay kolay vazgeçmezler. Cin şişeden çıktı bir kere ve bilhassa internetle büyümüş bir kuşağın varolduğu günümüzde cini şişeye geri sokmaya kimsenin gücü yetmez" yazdı. (DIŞ HABERLER SERVİSİ)