Yoksul ülkeler anlattı: İklim krizinde zenginlerden ne bekliyorlar?
Mühdan SAĞLAM
ŞARM EL-ŞEYH- Şarm El Şeyh’te gerçekleşen ve gündemi bir hayli yoğun olan COP 27 günlük olarak bazen 100’e yaklaşan etkinlik ve toplantılarıyla bir hayli aktif geçiyor. Dünya liderleri zirvesinin ardından delegelerin dahil olduğu aktif etkinlikler var. Ancak herkesin aklında gelişmiş ülkelerin 2030’a kadar ödemesi gereken iklim kriziyle mücadele için az gelişmiş ülkelere aktarılması gereken yıllık 100 milyar doların aktarılmayışı ve hatta bu sorumsuzluğu meşrulaştırılması çabası var.
Gıdadan ulaşıma yansıyan eşitlik ülke delegelerinin yer aldığı pavyonlarda (stant-fuar alanında yer) etkisi gösteriyor. Şarm El Şeyh Uluslararası Kongre Merkezi 7500 metrekare alana sahip. Büyük toplantı odalarının yanında dört ana bina ve bazı çadır yapılar, delegelerinin yer aldığı pavilions (pavyonlar-fuar alanı) için ayrılmış. Bu alanlar metrekare başına ücretle kiralanıyor ve ücretler yüksek. Bu nedenle her ülke bütçesine göre hem büyüklük hem de merkezi konum bulmaya çalışmış. Nitekim en merkezi konumda Suudi Arabistan pavyonu var, onun yanında Avrupa ülkelerinden Almanya ve İsveç yer alıyor. ABD ve Kanada diğer bir binada yer alıyor. Zaten kalabalığı, medyanın ilgisini görünce gelişmiş, zengin, ülkelerden birinin pavyonuna geldiğinizi anlıyorsunuz. Hani kalabalığı izleyip kimseye sormasanız mutlaka ABD, Suudi Arabistan veya Avrupa ülkelerine erişiyorsunuz. Benzer biçimde OPEC de Bloomberg’de de aynı durum yaşanıyor.
Gelişmiş ülkelerden yoksul ülkelere beklenen finansal destek gelmiyor. Bu tartışmaların gölgesinde pavyon alanlarında ve toplantı odalarında Samoa’dan Yemen’e Amazon yerlilerinden Sri Lanka’ya COP 27’ye gelen katılımcılarla beklentilerini, COP toplantılarına bakış açılarını konuştuk. Bu yazıda Yemen ve Amazon yerlilerinin talep ve şikayetlerini ele alacağız.
YEMEN DELEGELERİ: YEMEN KIYI BÖLGELERİ VE SKOTRA ADASI BÜYÜK TEHDİT ALTINDA
Liderler buluşması ve çekilecek aile fotoğrafının telaşıyla herkes yer bulmaya çalışıyor, ben ve Türkiye’den gelen bir başka gazeteci arkadaşım da öyle. Açılış konuşması hazırlıkları sürerken hızla bulduğumuz iki koltuğa oturuyoruz. O sırada herkes yer bulmaya çalışırken yan yana oturmuş hazır biçimde bekleyen Yemen Delegelerinin görüp yanlarına gidiyorum. Önce şaşırıyorlar ve kendileriyle gazeteci olarak konuşmak istediğimi söylediğimde genellikle kimsenin onların yanına uğramadığını hatırlatıyorlar. Biraz çekingen olarak İngilizcelerinin yetmeyebileceğini ama konuşmak da istediklerini ifade ediyorlar.
İçlerinden İngilizceyi iyi bilen delegeye, COP 27’den ne beklediklerini soruyorum. Şöyle yanıtlıyor: Yemen dünyadaki en yoksul ülkelerden biri, bir de savaş var. Bunun yanında kıtlıkla mücadele ediyoruz. BM yardımlarıyla ayakta duruyoruz diyor ve savaşın gölgesinde iklim krizinin Yemen’e etkisini anlatıyor.
Yemen olarak savaşın yanında özellikle Aden Körfezi kıyısında meydana gelen tropikal siklonların (kasırga) bazı noktaları yaşanmaz kıldığını söyleyerek sözlerini sürdürüyor.
Yemen’in emisyon oranları ve iklim krizinde payı çok az, ancak Aden başta olmak üzere şehirlerimiz tehdit altında. Sözlerine endemik bitki örtüsüyle sayılı adalardan biri olarak gösterilen ve biyo-çeşitlilik için hayati önemde olarak işaretlenen Sokotra Adası’nın durumuna değinerek devam ediyor. Sokotra Adası, UNESCO tarafından 2008’de yüzde 75’i dünya mirası ilan edilen bir yer. Buna karşın neredeyse eskiye göre iki yılda bire düşen kasırgalardan artan sıcaklardan etkileniyor. Bitki örtüsü yok oluyor. İklim krizi, Yemen’in kıyılarını, balıkçılığı, yaşamı etkiliyor diye belirtiyor.
COP 27’den ne bekliyorsunuz sorusunaysa hem farkındalık yaratmak hem de tarımdan güneş enerjisine, eğitimden alt yapıya uzanan projelerine destek bulmak için geldiklerini söylüyorlar.
Bu arada Yemen için diğer aşırı yoksul ülkeler gibi bir pavyon, fuar alanında yok. Delegeleri genelde toplantı salonlarında görüyoruz. Fuar alanında pavyon (yer-stant) açan bazı ülkelerinse alanları aşırı küçük veya 1 km yürümeyi göze alacak uzaklıktaki noktalarda.
AMAZON YERLİLERİ: HİDRO KARBON ZENGİNİ ÜLKELERDE İKLİM ZİRVESİ YAPMAK MI ÇÖZÜM!
Delegeler alanını dolaşırken küçük bir stantta ziyaretçilerini bekleyen Amazon Bölgesi Yerlileri Organizasyonları Koordinatörlüğü’ne yaklaşıyorum. Beni çevirmenleri İsabel ve konuşacağım yerli halktan Harol karşılıyor. Bugün sizi çok ziyaret eden oldu mu soruma yalnızca benim bir de Kolombiya’dan bir gazetecinin geldiğini söyleyerek yanıtlıyorlar. Oysa ABD, Almanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri pavyonlarında yer bulmak mümkün değil.
Amazon yerli hakları adına COP 27’den ne bekliyorsunuz sorumu Isabel’in çeviri desteğiyle Harol şöyle yanıtlıyor: "Öncelikle buradan dünya ülkelerinden bir an önce iklim kriziyle ilgili plan ve stratejileri hayata geçirmelerini talep ediyoruz. Amazon yerli halkları olarak iklim kriziyle mücadele de adaptasyona hazırız, elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bitki örtüsünü, hayvan çeşitliliğine sahip çıkıyoruz."
COP 27 dahil olmak üzere bugüne kadarki COP’lardan çabalarına destek bulma konusunda umutlu olup olmadıklarını sorduğumda Harol’un yüzü asılıyor. Kelimelerini de seçerek şöyle diyor: "Burada bir çaba var, bunu görmezden gelemeyiz, ancak çok laf az iş var. Her şey çok yavaş ilerliyor. Dün Kolombiya Başbakanı çok yavaş davranıldığı için bazı projelerin gerçekleşmediğini söyledi. Hükümet destekleri çabalarımıza yetmekte cılız kalıyor."
Gelişmiş ülkelere ne söylemek istediklerini sorduğumda, bizler iklim krizine etkilerinin çok az olduğunu buna rağmen değişim için çabaladıklarını ama yeterli desteği gelişmiş ülkelerin vermediğini söylüyor. Ekonomik model değişmeli, bu artık işlemiyor diyerek devam ediyor.
COP 27’nin neden enerji zengini bir ülkede yapıldığını anlamadığını söyleyen Harol, COP 28’in Birleşik Arap Emirlikleri’nin önemli emirliklerinden Dubai’de yapılmasını da eleştiriyor. Bizi benzin istasyonları petrol kuyuları karşılıyor, iklim konferansı neden enerji zengini ülkelerde yapılıyor, bu çözüm mü sorusunu ekleyerek sözlerini tamamlıyor.
Yarın: Samoa’ su altında mı kalıyor? Afrika ülkeleri neden tepkili? Sri Lanka COP’tan ne bekliyor?