Erdoğan'a Fransa'da 'MİT TIR'ları şoku
Erdoğan'a Türkiye'den Suriye'ye gönderildiği belirtilen silahlar soruldu. Erdoğan gazeteciyi 'FETÖ'cü gibi konuşuyorsun' diyerek azarladı. Macron ise 'Silah gönderme meselesi olabilir' dedi.
HABER MERKEZİ- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2018'in ilk yurtdışı ziyaretini Fransa'ya yaptı. İki ülke arasında askeri alanda bir anlaşma imzalandı.
Anlaşmaların imzalanmasının ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ortak basın toplantısı düzenledi.
Toplantının soru cevap kısmında Fransız bir gazeteci Erdoğan'a Suriye'ye gönderilen silahları sordu. Bunun üzerine gazeteciyi azarlayan Erdoğan "FETÖ ağzıyla konuşuyorsun" dedi. Macron ise "Bence Suriye'ye silah gönderilmiş olabilir" dedi.
FETÖ AĞZI İLE KONUŞMAMAYI ÖĞRENİN
"Türkiye Suriye'ye TIR'larla silah gönderdi' diyen gazeteci ile Erdoğan arasında şu konuşmalar geçti:
ERDOĞAN: Sorunuzu anlamadım? Suriye'ye kim silah gönderdi?
GAZETECİ: Kamyonlar, MİT servisinin kamyonları bulunmuş. 2014 Ocak ayında sınırda bulunmuş, içinde silah bulunmuş.
ERDOĞAN: Sen FETÖ ağzıyla konuşuyorsun.
GAZETECİ: Bir gazeteci gibi konuşuyorum
ERDOĞAN: Çünkü o operasyonu yapanlar FETÖ'nün savcılarıydı. Şu anda hapisteler. Operasyonu yaptılar. Bakın istihbarat teşkilatlarının bu tür operasyonlara yönelik, kamyonlarla silah taşımaya yönelik yetkileri vardır.
Sen bana bu soruyu böyle soruyorsun da Amerika'nın 4 bin TIR Suriye'ye getirdiği silahları niye sormuyorsun? Gazetecisin ya. Bunları da araştırsaydın, niye bunların üzerine durmuyorsun? Bunları yazın. Sorularınızı sorarken bu noktada hassas olun. Ve bir başkasının ağzıyla konuşmayın. Ve bunları da kolay kolay karşınızda yutacak birisi yok, bilmenizi isterim. FETÖ ağzıyla konuşmamayı da lütfen öğrenin."
Macron ise bu soru üzerine "Suriye'ye silah gönderilme meselesi bence olabilir" dedi
Ortak basın toplantısında geçen diğer soru ve soru cevaplar şöyle:
Soru: Temel haklar konusunda sayın Macron, her konuda mutabık olmadınız dediniz? Osman Kavala'nın ismi geçti mi? Terörizmin bahçıvanları kavramında ne düşünüyorsunuz?
Macron: Bu konular, bahsettiğiniz isim konuştuğumuz konular arasında. Galatasaray Üniversitesi'nden de bahsettim. Bana sınırsız gazetecilerin ilettiği isimleri ilettim. Burada bir ön çalışma yapalım, bu çok daha etkili olur. Sağda solda isimler saymanın anlamı yok. İkili görüşmemiz çerçevesinde isim isim, ayrı ayrı konuştuk.
İfade özgürlüğü konusunda, ifade özgürlüğü bir bütündür, bölünmez. Terörle mücadele yıkmak için, öldürmek için, radikal tehdit oluşturan insanlarla mücadeledir. Ama bir ifade, bir fikir ifade etmek, bu doğrudan bir suça davet değilse bu fikir, diğerini yakmak yıkmak ve terörist savları savunmak amaçlı değilse bu fikrin özgür olması gerekir.
Fikir özgürlüğü, vicdan özgürlüğü hepsi bir bütündür. Bu bölünemez, bu ayrışmaz. Bunun beraberinde bazı sorumluluklar gerekmektedir. Başka yapacağım yorum yoktur.
KAVALA'NIN AVUKATLARI BURADA VAR!
Erdoğan: Kavala'nın avukatları var, iyi. Burada da bu avukatlar baya iş görüyorlar, çalışıyorlar. Ama İstanbul'daki 2013 Gezi olaylarının bunlar perde arkası geri planındaki aktörleri olduğunu ben hanımefendiye hatırlatayım da onun üzerinde de bir çalışma yapsın.
'BİZİ ALIVERİN DİYECEK HALİMİZ YOK'
Soru cevap kısmından önce önce ilki lider konuştu. Türkiye'nin AB üyelik süreci hakkında konuşan Erdoğan şunları söyledi:
"Her şeyden önce tabi Türkiye AB süreci içerisinde ne yazık ki sene 63 sene 2017. 54 yıldır bu kapıda bekletilen bir ülke. Şu anda tabi Fransa'da AB'nin önemli bir ayağını oluşturuyor. Türkiye gibi bir başka ülke AB'de yok. AB bize gerekçe de sunamıyor ve öyle ki ilk zamanlar 15 fasıl üzerinden bizi engellerken, daha sonra bize yönelik bu fasılların sayısı 35'e çıktı. Ve bu 35 fasıl daha sonra da farklı yaklaşımla faslın açılması ama kapatılması noktasına gelince, kapatılması da olmadı. Bunları da yaşadık, hala da yaşıyoruz.
Tabi bu bizi ciddi manada yorduğu gibi milletimi de ciddi manada yoruyor. Belki de bizi bir karara doğru sürükleyecektir. Sürekli olarak 'ne olur artık bizi de alıverin' diyecek halimiz de pek yok. Bunu Fransa'dan söylüyorum, buradan sesleniyorum.
Tek tek ele aldığımızda bir NATO'da beraberiz. Bizim stratejik ortaklığımız da var. Bugün Eurosam ile anlaşmayı imzaladık, bu da çok önemli bir adım. İtalya'yı da içine alacak şekilde üçlü bir anlaşmanın adımını da atmış olduk. Bundan sonrası süratle yola çıkmak, üretimine geçmek.
Biz teröre 40 yıldır çok ciddi bedeller ödedik. Fransa'nın da tabi terörle mücadelede ödediği bedelleri biliyorum. Fakat Türkiye'de şu anda Suriye'deki mültecilere yönelik, insan sayısı 3,5 milyona ulaşmıştır. Ayrıca 270 bin insan da çadırlarda ve konteynır kentlerde barınıyor. Bunların bakımı bize ait. STK'larımıza ait. Ve biz bunlara yönelik şu ana kadar 30 milyar dolar harcama yaptık. AB'nin vermiş olduğu söz vardır, bu söz yerine gelmemiştir. Kendileriyle görüşmemizde 'verdik veriyoruz' demişlerdir, verdikleri bir şey yok. Verdikleri rakam 900 milyon eurodur.
Ülkemizin içinde DEAŞ'a karşı mücadelemiz var. Sınırımızda Suriye'ye karşı mücadele var. Şu anda da her an DEAŞ ile mücadelemiz süreceğimiz gibi, şimdi dostlarımıza sesleniyorum. Aynı şekilde PYD YPG, PKK'nın yan kollarıdır. Bunlara karşı da aynı mücadeleyi bizim beraber vermemiz gerekir. Maalesef bazı dostlarımız hala YPG'yi PYD'yi yanlarına almak suretiyle DEAŞ'a karşı mücadele ettiklerini sanıyorlar. Halbuki yeni yeni planlamalar yapılıyor, onlara daha farklı yaşam zemini hazırlanıyor."
'NÜKLELER PROJEYİ GÖRÜŞTÜK'
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise şunları söyledi:
"Geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana sürekli görüşüyoruz. Ve NATO zirvesi çerçevesinde görüşmüştük, düzenli olarak görüşüyoruz. Her iki tarafta vatandaşlarımızın, Fransız ve Türk vatandaşlıklarını yaşarken karşılaştıkları konular var. İkili çözmemiz gereken sorunlar var. İkili, uluslararası sorunlarda ortak çıkarlarımız var. Birlikte çözmemiz gereken çok sorun var. PKK ile mücadele ediyoruz. Ve her türlü teröre karşı mücadele ediyoruz. DEAŞ ve bütün terör gruplarıyla mücadele ediyoruz. Terörle mücadeleyi birlikte sürdüreceğiz. Bunu ortaklık çerçevesinde gerçekleştireceğiz.
Birlikte Sinop Nükleer Santrali projesini de görüştük. Son aylarda çok önemli gelişmeler gösteren bir alan, gıda ve tarım alanı. Tarım bakanlarımızın yoğun çalışmaları sonucunda birlikte sığır eti konusunda önemli mesafeler kat ettik. 5 bin 700 ton et ihracata açıldı ve bu da önemli bir konu. Tavuk eti, kanatlı hayvan ve meyvalar konusunda ilerleme kaydetmek istiyoruz.
Geçen yılın sonunda ABD'nin beyanatı sonucundaki açıklamamı tekrarladım. Sükunet ve istikrar istiyorum. İsraillilere ve Filistinlilere karşı bir şey yapmak söz konusu değildir, iki devletin barış içerisinde, uluslararası hukukun hudutları koruması konusunda çözüm bulmasını istiyoruz. Fransa'da işlenen saldırıların planları Suriye'den geldi. DEAŞ'a karşı mücadele ediyoruz. Suriye'deki iç savaşın Türkiye'de 3 milyon göçmeni ağırlamasıyla sonuçlandığını da biliyorum. Bir çok konuda görüş birliğimiz olduğunu da tespit edebildim bugün.
Türkiye geçen Şubat ayında bir inisiyatif başlattı yeni yol haritası noktasında da birlikte çalışmak isteriz. Suriye halkı nasıl geçiş dönemi istediğini seçer, bizler de bütün hassasiyetleri dikkate alabiliriz. Türkiye'ye Lübnan'a Avrupa'ya kaçmış olanların da temsil edilebilmesini sağlarız. Bu şekilde faydalı ve kalıcı bir çözüm getiririz Suriye'ye.
Türkiye ile AB ilişkilerine daha geniş bağlamda değindik. Şunu hatırlattım Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, benim gözümde Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi içinde kalması çok önemlidir. Kuşkusuz bir iki yüzlülükten çıkmak gerekir artık. Yani kendiliğinden yeni başlıkların açılması gibi bir şey mümkün olmayacaktır.
'ORTAK ŞEKİLDE HAREKET EDİYORUZ'
Temel haklar konusunda da görüştük. Açık ve net olmak isterim, çok büyük bir saygı duyuyorum. Ve Türkiye'nin yaşadığı zorlukların bilincindeyim. Terörle mücadele, darbeci istikrarsızlaştırma hareketleri söz konusu oldu, bu konuda bir şey söylemek bana düşmez. Ama terörle mücadelede ortak bir görüşümüz vardır. Ortak bir şekilde hareket ediyoruz.
'ERDOĞAN'A BİR LİSTE İLETTİM'
Mutabık olmadığımız konular da olabiliyoruz. Bireysel özgürlükler konusunda farklı görüşlerimiz olabiliyor. Bazı konulardan bahsettim. Biz bu konuda diyalog içinde olmaya devam edeceğiz. Bir gazeteci ve gazetecilik öğrencisi hapse düştüğünde olumlu diyaloğun sonucunu aldık. Galatasaray Üniversitesi konusunu gündeme getirdim, 'endişe taşıyoruz' dedim. Hem akademisyenlerin hem öğrencilerin dava konusu olmasıyla ilgili. Başka gazeteciler ve STK mensupları konusunda da çeşitli konuları dile getirdim. Bir liste ilettim Erdoğan'a, bu konuda görüşmeye devam edeceğiz, çözebileceğimiz her şeyi çözebilmemiz için.
Biz şuna çok inanıyoruz. Çok ince bir yolda ilerliyoruz. Kendisini özgürlüklerden bir dönem mahrum olduğunu biliyorum. Türk halkı kendisine güvendi, o da ince bir yolda ip üstünde ilerlemekte. Bütün bu konularla ilgili somut çözümler bulacağımıza inanıyorum. Bahsettiğim bir kaç isimle ilgili olarak konuları çözebileceğimize inanıyorum. Bazı yanlış anlamalar olabiliyor, bu diyaloğun gücüne çok inanıyorum. İşler kolay olsaydı ne siz ne biz bu noktada olmazdık. Gayet talepkar bir diyalog çerçevesinde, hem anlaştığımız hem anlaşamadığımız noktaları dile getirerek anlaşmak isteriz."