'Esad, Afrin operasyonunu kendi çıkarı için kullanıyor'
Jeruselam Post, Esad'ın Türkiye ve YPG’nin kendi topraklarında çatışmasına izin vererek her iki tarafı da zayıflatmayı ve daha fazla toprağı geri almayı umduğunu yazdı.
HABER MERKEZİ- İsrail’de yayın yapan The Jerusalem Post (JP) gazetesinde yayınlanan bir habere göre, Esad, Türkiye’nin Afrin operasyonunu kendi konumu için çıkar elde etme amacıyla kullanıyor.
Seth J. Frantzman tarafından kaleme alınan o haberin ilgili bölümleri şöyle:
"Şam yakınındaki doğu Gota’da son iki günde 136 sivil öldürüldü. Yerel halktan biri Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada, etrafın evleri üzerlerine yıkılan insanlar ve binalarla dolu olduğunu söylüyor.
Bu arada, direnişçiler tarafından kontrol edilen İdlib’te son bir yılın en şiddetli hava saldırıları yaşanıyor. Esad rejimi, Türkiye’nin Kürt kantonu Afrin’e düzenlediği saldırının dikkatleri dağıtmasından faydalanarak, muhalefete yönelik dikkatlice planlanmış saldırılar gerçekleştiriyor.
Suriye rejiminin kilit ortağı Rusya ve İran da bu durumun bir parçası. İdlib’teki durumu yakından bilen bir kaynağa göre, Rusya’nın İdlib’te muhalifleri belirli bir alana yerleştirme planı var. Bu bölge, Türk gözetleme noktası tarafından çevrilmiş olacak.
Türkiye’nin saldırısından önce, bölgede rejim tarafından kontrol edilen Afrin’den gelen Rus gözlemciler vardı. Suriye rejimi ve YPG arasında ticaret ve mal alışverişi sürüyordu.
Ocak’ta Türkiye, saldırmaya karar verdiğinde Rusya ve ABD’yi niyetleri konusunda uyardı. Moskova da Şam’ı bilgilendirdi. Şam, Türk savaş uçaklarının Suriye topraklarında uçması halinde onları düşürme tehdidi savurdu. Ancak, savaş uçakları uçmaya başladıktan iki gün sonra Suriye hava savunması sessizliğe gömüldü. Kaynaklara göre, bu bir anlaşmanın sonucuydu.
Rejim, Türkiye direnişçilere saldırmak için muharip güçlerini harekete geçirirken, saldırının gelişmesini izledi. Gelen haberlere göre, Afrin’de Türkiye’nin yanında savaşmak üzere 25 bin Suriyeli direnişçi aktif hale geldi. Sultan Murad, Feylak el-Şam ve Nureddin Zengi gibi birlikler, 2016 ve 2017’deki operasyonlarda zaten Türkiye’nin saflarında savaşmıştı.
Türkiye ve direnişçilerin Afrin’e saldırdığı gün, Suriye de direnişçilere saldırdı ve Afrin’deki Ebu Duhur havaalanının kontrolünü ele geçirdi. Easd rejimi tarafından yönetilen Süheyl al-Hassan’a bağlı elit birlikler ve yerel silahlı kabileler direnişçileri püskürttü. Böylece rejim, kırsal alanda birkaç kilometrelik alanı ele geçirdi.
Birleşmiş Milletler (BM) tahminlerine göre, geçen Aralık ortalarından bu yana savaşmak için 200 bin kişi İdlib’e gitti. Şimdi, Afrin’de sığınacak yer arayan çok sayıda Kürt mülteci var. Bu, ülkede zaten var olan 3.5 milyon Suriyeli mültecinin Afrin operasyonunun başarıyla sonuçlanmasını takiben evlerine gönderileceğini söyleyen Ankara için sorun yaratan bir durum.
Güvenilir bir kaynağa göre, Esad artık operasyonlara komuta etmiyor. Bu konuda kararı önce Rusya veriyor, ikinci olarak da İran.
İdlib’te Rus Sukhoi-25 jetinin düşürülmesi durumu daha da karmaşıklaştırıyor. Suriye’deki el Kaide uzantısı Hayat Tahrir el Şam saldırının sorumluluğunu üstlendi. İddiaya göre, rehin düşmek istemeyen pilot, el bombasıyla kendini havaya uçurdu ve bu nedenle elleri, yüzü deforme olmuştu.
Türk, zırhlı araçları İdlib’teki gözlem noktalarına yerleşirken, saldırı da yavaşlamış görünüyor.
Suriye hava savunması da İdlib cephesine yakın bir yere taşındı. Tahran ise, Ankara’ya operasyonu durdurma çağrısı yaptı.
Çarşamba günü, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian hem Türkiye, hem İran’ı hem de Esad rejimini uluslararası hukuku çiğnemekle suçladı ve, "Güvenliği sağlamak demek, sivilleri öldürmek demek değil ve bu durum kınanmalı. Suriye’deki tehlikeli durumda Türkiye savaş üstüne savaş eklememeli" açıklaması yaptı.
BM de bir ateşkes çağrısı yaptı. Tüm bunlar, Suriye’deki rejime kazandıran hamleler. Kimi mülteciler rejimden kaçıyor, kimi de Afrin’deki savaştan. Görünen o ki, Şam bir kez daha rakiplerinden daha iyi oynuyor, Türkiye ve YPG’nin kendi topraklarında çatışmasına izin vererek her iki tarafı da zayıflatmayı ve daha fazla toprağı geri almayı umuyor." (Kaynak: Ahval)