Hakan Fidan Rojavalı Kürtleri suçladı, tehditvari konuştu

Şam yönetimi ile SDG arasındaki tansiyon yüksek seyrederken üst düzey Suriye heyeti Ankara'ya geldi. Görüşme sonrası açıklama yapan Fidan "oyunbozan" olmakla suçladığı SDG'ye sert mesajlar verdi.

Hakan Fidan Rojavalı Kürtleri suçladı, tehditvari konuştu

Artı Gerçek - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Suriye geçici hükümetinin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra ve Suriye İstihbarat Başkanı Hüseyin es Seleme ile Bakanlık’ta bir araya geldi.

Ardından Fidan, Şeybani ile ikili görüştü. Ortak basın toplantısında Kuzey ve Doğu Suriye'de (Rojava) SDG ile son dönemde ortaya çıkan gerginlikler ile ilgili önemli mesajlar verildi.

Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Fidan, Demokratik Suriye Güçleri'nin (DSG) sisteme entegre olmadığını öne sürerek, “oyunbazlık” tabirini kullandı.

'OYUN BOZANLAR VAR'

Fidan'ın konuşmasından bazı başlıklar şöyle:

“Lazkiye’de başlayan olaylar, daha sonra Süveyda'daki hareketlilik, YPG'nin bir türlü sisteme entegre olmamadaki oyun bozan rolü gösteriyor ki Suriye'de açılan bu olumlu sayfanın insanların umduğu gibi, istediği gibi gitmesi bir halde zor olacak gözüküyor. Burada bir meydan okuma var, bir zorluk var.

İsrail'in bölgedeki yayılmacı politikalarının bir ayağını da Suriye oluşturmakta. Özellikle Suriye'de karışıklığın çıkması, zayıf bir ve kaotik bir ortamın olması İsrail'in kendi ulusal güvenlik değerlendirmeleri için bir öncelik parametresi haline gelmiş gözüküyor.

Suriye'nin istikrarını, birliğini, bütünlüğünü, Suriye halkının refahını, güvenliğini bozucu tavırlarını müsamaha görmemesi gerekiyor.

Bizim görevimiz bu süreci Suriye halkına ve Suriye Devleti'ne hep beraber el birliği ile vermek. Ama tekrar ediyorum, bölgedeki her aktör bizim gibi yapıcı bir niyet, yapıcı bir vizyon taşımıyor. Oyun bozanlar var ve bunların başında da İsrail yönetiminin uygulamış olduğu politikalar geliyor.”

ŞEYBANİ: SURİYE’DE KAOS ÇIKMAMASI KONUSUNDA UYARIYORUZ

Şeybani ise konuşmasında şunları kaydetti:

“Bugün yeni sorunlarla karşı karşıyayız. Bunların başında İsrail’in tekrar eden tehditleri geliyor. Suriye’nin egemenliğine göz koydu ve aynı zamanda vatandaşlarımızın güvenliğini tehlikeye sokmaktadır. Bu konuda görüşmeler devam ediyor. İstiyoruz ki bütün bölgede istikrar sağlansın. Doğrudan olan veya olmayan tehditlerle karşı karşıyayız. Mesela Suriye’nin bölünmesi isteniyor. Bu girişimleri bizler mezhepsel ve ideolojik olarak bölmeyi amaçlamaktadır.

Türkiye de aynı şekilde bizim gibi birçok tehditlerle karşı karşıya kalmakta. Sınırlarımızı koruma altına almalıyız. Suriye’nin istikrarı, aynı zamanda bölgenin istikrarı demektir. Suriye’de kaos çıkmaması konusunda uyarıyoruz.”

'TOLERE ETMEKTE ZORLANDIĞIMIZ GELİŞMELER'

Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Fidan, “SDG’nin silah bırakmayacakları yönünde açıklamaları var” sorusu üzerine şunları söyledi:

“Yeni dönemde YPG-SDG tarafından çok fazla açıklama yapıldığını görüyoruz. Maalesef bu açıklamaların toplamına baktığımız zaman ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: Biz 10 Mart mutabakatını bu şekilde algılamıyoruz. Maalesef bu noktada bizim de artık tolere etmekte zorlandığımız gelişmeleri görmeye başlıyoruz. Halihazırda Türkiye'den, Irak'tan, İran'dan, Avrupa'dan gelen örgüt üyelerinin Suriye'yi terk etmediğini görüyoruz.

Tam tersine bütün süreçleri gerek Şam'daki süreçleri gerek Ankara'daki süreçleri örgütün ömrünü uzatmak ve ortaya çıkacak muhtemel bir krizde faydayı maksimize etmek için bir bekleyiş içerisinde olduğunu görüyoruz. Bunu görmediğimizi zannetmesinler, bunu görüyoruz.

Diğer taraftan Amerika'nın yeni yönetiminin özellikle atadığı Özel Temsilcisi, Ankara Büyükelçisi Sayın Tom Barrack’ın bu noktada olumlu çabaları ve gayretleri var. Özellikle YPG'nin, SDG’nin Suriye yönetimi ile sulh içerisinde tehdit olma özelliğini kaybederek bir entegrasyon süreci içerisine girmesi, herkesin hakkının, hukukunun korunduğu bir ortamın ortaya çıkması için orada devam eden bir süreç var. Bu süreci de biz yapıcı bir süreç olarak görüyoruz.

'BİZ ENAYİ DEĞİLİZ'

YPG yönetim kadrolarının da zaman kazanma, zamana oynama politikasını da bırakması lazım. Bekledikleri karışıklık çıkmayacak. Çıksa bile onların istediği bir sonuç hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Kusura bakmayın, kimse enayi değil, biz enayi değiliz. Ama sizi tekrar buradan uyarıyorum, davet ediyoruz. Durduğunuz yer halihazırda yer değil, bunu değiştirin artık.

Türkiye bölgede bir işgal ve dominasyon peşinde değil ama Türkiye'nin güvenlik taleplerinin tatmin edilmediği bir ortamda bizim burada rahat durma şansımız da yok. Bunu da açıkça söylüyoruz."

ŞAM İLE SDG ARASINDAKİ GERGİNLİK

Şam yönetimi SDG'yi Mart anlaşmasının gereklerini yerine getirmemekle suçlarken SDG tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan yazılı açıklamada "Şam hükümetine bağlı gruplar güçlerimizi kışkırtmaya çalışıyor, başta Der Hafir kasabası ve çevresindeki köylerde olmak üzere çeşitli bölgelerde şüpheli hareketlerde bulunuyor ve güçlerimizin bu provokasyonlar karşısındaki sabır ve itidalini sürdürmesine rağmen ateşkesi ısrarla ihlal ediyor" denildi.

Özerk Yönetim, Heseke'de 8 Ağustos'ta "Kuzey ve Kuzeydoğu Suriye Bileşenleri Ortak Tutum Konferansı" adlı bir toplantı düzenlenmiş ve sonunda Şara'nın geçici anayasa bildirgesinin Suriye halkının beklentilerini karşılamadığı, geçiş döneminde daha geniş katılımlı bir süreç ve adil bir temsilin sağlanması için gözden geçirilmesi gerektiğini de içeren bir bildiri yayımlamıştı.

Şam yönetimi bu konferansı 10 Mart anlaşmasının ihlali olarak nitelendirerek Paris'te SDG ile düzenlenecek görüşmelere katılmayacağını açıklamıştı.

Taraflar arasında Mart ayında imzalanan anlaşma çerçevesinde SDG'nin entegrasyonunun yıl sonuna kadar tamamlanması hedefleniyordu. (HABER MERKEZİ)

DSG şam hakan fidan