İran seçimlerine Trump etkisi
İran’da cumhurbaşkanlığı seçimi 19 Mayıs’ta yapılacak. Sertleşen yarışta reformcu kanadın adayı olarak Ruhani, muhafazakar kanattan da Reisi ve Kalibaf’ın isimleri öne çıkıyor.
ARTI GERÇEK- İran’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu 19 mayıs'ta yapılacak. Bu turda Hasan Ruhani, İshak Cihangiri, Mustafa Haşimitaba reformcu kanattan ve Seyyid İbrahim Reisi, Muhammed Bakır Kalibaf Mustafa Mir Selim de muhafazakar kanattan olmak üzere 6 aday yarışacak. Ama seçimlerin 3 isim arasında geçmesi bekleniyor. Ilımlılar, halen cumhurbaşkanı koltuğunda oturan Hasan Ruhani'yi destekliyorlar. Muhafazakar kanatta öne çıkan iki isim var. İlki, ülkenin en büyük vakfı İmam Rıza Türbesi'nin Başkanı ve yargının güçlü ismi İbrahim Reisi. Diğeri de Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf. Bu iki isimden birinin çekilme olasılığı kampanyanın ilk günlerinde konuşuldu. Ancak şu ana kadar uzlaşma sağlanamadı. Adaylar, birinci turda gerekli çoğunluğu sağlayamazlarsa ikinci tura geçilecek.
İran İslâm Cumhuriyeti'nin genel politikalarını dini lider belirliyor. Silahlı kuvvetlerin başkomutanı olan dini lider, ülkenin en yetkili kişisi konumunda. Dolayısıyla ülkenin siyasetinin yönünü cumhurbaşkanı değil dini lider saptıyor. Dini lideri de din adamlarından oluşan Uzmanlar Meclisi seçiyor. Yaşamı boyunca da bu görevi sürdürüyor. Dolayısıyla Ali Hamaney, ölünceye kadar İran'ın dini lideri olarak kalacak. İran’da her isteyen cumhurbaşkanlığına aday olamıyor. Kimlerin cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağına Anayasayı Koruyucular Konseyi karar veriyor. Anayasaya göre, Cumhurbaşkanı adayı Müslüman, Şii ve erkek olmak zorunda. Eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın yeniden adaylığını koymasına konsey izin vermedi.
NÜKLEER ANLAŞMA VE SEÇİMLER
Ruhani, 2015 yılında Birleşmiş Milletler Daimi Konseyi’nin 5 üyesi ve Almanya’nın dahil olduğu 5+1 ülkeleri ile nükleer anlaşmayı imzalayan isim olarak seçmenler arasında önemli bir desteğe sahipti. Bu anlaşma uyarınca, İran üzerindeki ekonomik ambargonun kaldırılması karşılığında İran da nükleer tesislerin Uluslararası Atom Eenerjisi Ajansı’nın denetimine açılmasını kabul etti. Bu anlaşma ile İran ekonomisinin olumlu bir gelişme göstereceği beklentisi Ruhani’nin desteğini arttırdı. Ancak ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın İranla sertleşme politikası izlemesi nedeniyle, İran’da sertlik yanlısı muhafazakarların eli bir kez daha güçlendi. Bunun yanısıra son dönemlerde Kalibaf ve Reisi, Ahmedinejad'ı aratmayan bir seçim kampanyası sürdürüyorlar. Bol bol seçim vaadinde bulunuyorlar. Ahmedinejad da 2005 yılı seçimlerinde benzer bir kampanya sürdürmüş ve başarılı olmuştu. O nedenle de kentli orta sınıfların seçimlere katılımı düşük olursa, Ruhani'nin işinin zorlaşabileceği düşünülüyor.
YARIŞ SERTLEŞİYOR
Uzmanlar, İran'da seçim yarışının geleneksel çizgilerin dışına çıktığını söylüyorlar. Özellikle sosyal medya üzerinden sert tartışmalar yürüyor. Hem reformcular hem de muhafazakarlar sosyal medyayı yoğun şekilde kullanıyorlar. Adaylar, televizyonda birbirlerine sert tartışmalar yürütüyorlar. Örneğin Ruhani, TV'de adayların bir tartışması sırasında Devrim Muhafızlarını eleştirdi. 2016 yılında nükleer anlaşma görüşmelerinin yapıldığı sırada üzerinde 'İsrail yeryüzünden silinmeli' yazan bir balistik füzeyle deneme yapan Devrim Muhafızları'nı anlaşmayı sabote etmeye çalışmakla suçladı. Her ne kadar 2013 yılından beri cumhurbaşkanlığını sürdüren Ruhani, bugüne dek idamlar konusunda bir adım atmasa da bir mitinginde "38 yıldır halkı idam eden ve tutuklayan bu adamlara oy vermeyi bırakın artık" dedi. Ruhani, Muhafazakarların kadınlarla erkekler arasına duvar örmeye çalıştığını da sözlerine ekledi.
Bunun üzerine muhafazakar aday Reisi de; "Hasan Ruhani hakaret ederek halkın oylarını almak istiyor. Biz, halkın haklarıyla hırsız ve talancılar arasına duvar öreceğiz" diye yanıt verdi. İran'ın Golestan eyaletinde meydana gelen maden kazası sonrasında olay yerine giden Ruhani'nin madenciler tarafından protesto edilmesi ise Devrim Muhafızları'na yakınlıklarıyla bilinen yarı resmi Fars ve Tasnim haber ajansları ülkedeki ağır sansüre rağmen bu haberleri servis etmekte bir sakınca görmedi.
Bu tartışmalar herhangi bir ülke için normal sayılsa da İran İslam Cumhuriyeti için pek alışıldık değil. Tartışmaların sertleşmesi üzerine Ali Hamaney, adaylara müdahale etme gereği duydu. "Ülke adaylar arasında savaş alanına dönüşmemeli' uyarısında bulundu.
İran'da kamuoyu araştırmaları pek yaygın değil. Bu nedenle de Ruhani'nin önde olduğu düşünülüyor ama ilk turda cumhurbaşkanı seçilip seçilemeyeceği belirsizliğini koruyor.