İsrail'in Gazze bombardımanı: Yaşayanlar evlerini terk ederken, mezarlıklar doluyor

İsrail'in Gazze bombardımanı: Yaşayanlar evlerini terk ederken, mezarlıklar doluyor
İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanlarında ölenlerin sayısı 1400'ü geçti. Filistinliler ölen yakınlarını boş arsalara gömüyor. Hayatta kalanlar ise Birleşmiş Milletler'e ait okullar ve hastaneler gibi güvenli yerlere sığınıyor.

Artı Gerçek - Gazze, Hamas'ın yüzlerce savaşçısını sınır tellerini aşarak İsrail'e gönderdiği ve 1.200'den fazla kişinin öldüğü, çok sayıda kişinin de rehin alındığı kanlı bir saldırının yaşandığı cumartesi gününden bu yana İsrail bombardımanı altında. İsrail'in binlerce hava ve topçu saldırısıyla verdiği misilleme yüzlerce çocuk dahil 1400'den fazla Filistinlinin ölümüne, 6 binden fazlasının yaralanmasına ve 300 binden fazlasının evlerini terk ederek Birleşmiş Milletler okullarına sığınmasına neden oldu.

Dışarıdan gelen tüm gıda, su, ilaç, yakıt ve elektrik kaynaklarının İsrail tarafından kesilmesiyle birlikte Gazze'de var olan insani kriz tehlikeli bir boyuta ulaşarak 2,3 milyonluk nüfusu daha da sefalete sürükledi.

ÖLENLER BOŞ ARSALARA GÖMÜLÜYOR

İsrail'in hava saldırıları Gazze'deki büyük mezarlıklara ulaşımı tehlikeli hale getirdiğinden, yas tutan aileler ölülerini, küçük yerleşim bölgesini insani bir felakete doğru sürükleyen yoğun kuşatmanın ortasında boş arsalara kazılan mezarlıklara gömüyor. Han Yunus'taki Şehitler Mezarlığı, son savaşın mezar yerleri için yeni bir baskı yaratmasından çok önce zaten neredeyse doluydu. Gazze'deki diğer pek çok mezarlık gibi buranın da çitlerine "Burada defin yasaktır" tabelası asılmıştı.

Han Yunus'ta defin işlemlerine yardımcı olan gönüllü Adel Hamada Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada "Cesetleri belirlenmiş yerlere gömmek için bekleyemeyiz. Onları evlerin arasına dağılmış rastgele alanlara ya da ev sahiplerinin bağışladığı boş arsalara gömmek zorunda kalıyoruz" dedi.

Mezar kazıcıları yasağa rağmen cesetleri buraya gömmeye devam ediyordu ancak artık bu imkansız. Bombardıman Şehit Mezarlığı'na giden yolları geçilmez hale getirdi. Gazze sınırına yakın bir yerde bulunan mezarlık, İsrail'in beklenen kara saldırısının ön cephelerine de tehlikeli bir şekilde yakın. Hastane morgları da sürekli bombalanan yerlerden gelen cesetlerle dolduğu için aileler ölülerini gömmek için başka yerler bulmak zorunda.

'GERÇEK BİR KATLİAM'

Samur ailesi çarşamba gecesi Han Yunus'taki evlerine isabet eden bir saldırıda öldü. Akrabaları ve arkadaşları kurtarma görevlileri tarafından çıkarılan sekiz cesedi almak için morga koşarken, ailenin evinin enkazı altında 10 cesedin daha yattığına inanılıyor. Cesetler çiçekli battaniyelerle örtülü bir kamyonla hastaneden binanın enkazının bulunduğu sokağın aşağısındaki boş bir arsaya götürüldü ve ardından yüzlerce erkek yakınlarda dua ederken biri kanla lekelenmiş beyaz kefenlere dizildi. Abdülaziz el-Fehim, "Bunlar bizim akrabalarımız ve dünürlerimiz.Bu, İsrail güçlerinin bombaladığı sivil bir aile. Bu gerçek bir katliam" diye ekledi.

Reuters muhabirleri evlerini terk eden pek çok insanın İsrail'in aralıksız bombardımanından korunmak umuduyla sığındığı Gazze'deki Şifa Hastanesi'ndeki durumu ise şu ifadelerle aktardı:

"Çocuklar derme çatma bir çadırın örtüsü arasından gözlerini dikmiş bakıyorlardı. Bir grup insan hastanenin etrafındaki çimenlerin üzerinde oturmuş sohbet ediyor ya da uzanıyordu; bir çocuk gözlerini kapatmak için tıbbi bir yüz maskesi kullanarak battaniyenin üzerinde uyuyordu. Yüzünde morluklar olan çıplak ayaklı küçük bir kız çocuğu, evi vurulduktan sonra yaşlı bir kadının dizine oturmuş "Annem. Annemi istiyorum" diyerek ağlıyordu. Ancak kadın çocuğa annesinin nerede olduğunu kimsenin bilmediğini söyledi. Yakınlarda ambulanslar hala ölü ve yaralıları getiriyordu. Ağlayan bir adam, kanla lekelenmiş beyaz bir kefene sarılmış küçük bir çocuğun cesedini taşıyan bir arabadan indi."

'HASTANELER MORGA DÖNÜŞME TEHLİKESİ TAŞIYOR'

Başta elektrik olmak üzere yaşanan kesintiler şimdiden Gazze'de büyük sorunlara yol açmaya başladı. Uluslararası Kızıl Haç Komitesi Bölge Direktörü Fabrizio Carboni. "Gazze elektriksiz kaldıkça hastaneler de elektriksiz kalıyor, küvezdeki yeni doğanlar ve oksijen kullanan yaşlı hastalar risk altında kalıyor. Böbrek diyalizi duruyor ve röntgen çekilemiyor. Elektrik olmadan hastaneler morga dönüşme riski taşıyor" dedi.

Yerlerinden edilenlerin çoğu Birleşmiş Milletler okullarında barınıyor. Okullardan birine sığınan 14 yaşındaki Hanan el-Attar iki amcasından birini bombardımanda kaybettiğini söyledi. Saldırılar yoğunlaştığında yemek pişiriyorlarmış ve güvenli bir yere kaçmışlar. Amcasının aileye kıyafet getirmek için geri koştuğunu ve evleri vurulduğunda öldüğünü söyleyen Attar "Elektrik ve su yok. Bu okulda yaşamaktan mutlu değiliz. Evimiz daha rahattı" ifadelerini kullandı. (DIŞ HABERLER)

Öne Çıkanlar