Rakka’da, dört yılın ardından ilk düğün
Tişrin Mülteci Kampı'nda kalan Araplar, dört yılın ardından ilk kez bir düğün için halaya duruyorlar. Bu aynı zamanda zılgıtlarla yaşama tutunmak anlamına da geliyor.
Gamze KAFAR
RAKKA - Rakka’daki İŞİD zulmünden kaynaklı yerlerini terk edip Gire Sipi’nin (Tel Abyad) Ayn İsa ilçesine bağlı Tişrin köyünde çadırlardan oluşan mülteci kampına yerleşmek zorunda kalan Araplar, onca zulüm yılından sonra düğünlerini bir kutlamayla gerçekleştirebildiler.
Ağırlıkla Arap mültecilerin yerleştiği Ayn İsa İlçesine bağlı olan Tişrin köyündeki mülteciler Rakka’da bulunan İŞİD mevzilerine sadece 30 km uzaklıktalar. Düğün hazırlığı yapan bu topluluk yoldayken dikkatimizi çekti.
Rakka’ya ulaşmak için çıktığımız yolda ilk olarak Tişrin civarında, hemen sol tarafımızda kalan mülteci çadırları ve bu çadırlardaki renklilik gözümüze çarpıyor. Araçtan inip çadıra doğru gittiğimizde, gözümüze çarpan mülteci çadırında Arapların kaldığını ve henüz bir düğün yaptıklarını öğreniyoruz.
İŞİD katliamından kurtulan bir halk için bu kutlamanın ayrı bir önemi var. En önemlisi ise bunca yıldan sonra yapılan düğün, bir ilki temsil ediyor. Çünkü Rakka’da yaşayan halklar İŞİD zulmünden kaynaklı 4 yıl boyunca ne halay çekebilmişler, ne de düğünlerini yapıp evlenebilmişler.
Düğün kavramı Araplarda biraz daha farklı. İki kişinin bir araya gelip evlilik sözleşmesini imzalamasıyla sınırlı bir durum değil. Araplarda evlilik bir kutlama halinde yaşanıyor. Bu düğünlerde kırk gün kırk gece boyunca sabahtan akşama kadar kutlamaların yapıldığı, davetlilere yemeklerin verildiği ve bütün aşiretlerin bir araya gelip toplumsallaşmanın yaşandığı, yahut toplumsal ilişkilerinin daha da güçlendirildiği kolektif bir eylemlilik diyebiliriz.
Neden kolektif?
Çünkü düğünlerde birlikte yemek yapılır ve bu yöntemle evlenecek insanlara katkıda bulunulur. Ayrıca düğünlerde bütün aşiret üyeleri bir araya geldiği için düğün, aşireti ilgilendiren sorunların tartışıldığı yer haline de gelir.
Arap kadınları bu düğünde, dört yıllık İŞİD zulmünden sonra ilk kez onlara bir şeriat kanunu olarak dayatılan siyah çarşaf ve peçeleri atmışlar ve rengarenk yöresel kıyafetlerinin rengini bürünüp halaya durmuşlar. Bu renk cümbüşü, çadırlardan kurulu mülteci kampını da cıvıl cıvıl renklere boyamış.
İŞİD zulmünün yaşamı kendilerine dar ettiğini ifade eden Araplar, şu anda mülteci çadırında olmalarına rağmen yüzlerinin güldüğünü belirterek, her şeye rağmen kendilerini özgür hissettiklerini sözlerine ekliyorlar. Tek istedikleri ise Rakka’nın bir an önce İŞİD’den temizlenmesi ve evlerine geri dönüp, yaşamlarına kaldıkları yerden devam edebilmeleri…
Bütün imkansızlıklara, mülteci çadırlarının koşullarına rağmen bugün Araplar için düğün günü. Bu da 4 yıl önceki kutlamaların kaldığı yerden devam etmesi ve zılgıtlarla yaşama tutunmak anlamına geliyor.
FOTO GALERİ