Öldürülen gazeteci sayısında artış: RSF'nin raporuna göre sadece Gazze'de en az 145 gazeteci öldürüldü
Artı Gerçek - Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 2024’e ilişkin raporunu paylaştı. Rapor, bu yıl kaydedilen gazeteci cinayetlerinin yarısının çatışma bölgelerinde yoğunlaştığına dikkat çekti.
Gazze, 2024'te dünyanın en tehlikeli bölgesi ve son beş yılda görev başında öldürülen gazeteci sayısının en yüksek olduğu bölge haline geldi. Ekim 2023'ten bu yana, en az 35’i yaptıkları iş çerçevesinde hedef olmak üzere 145'ten fazla gazeteci İsrail ordusunca öldürüldü.
MAHPUS GAZETECİ SAYISI DA ARTTI
Diğer yandan, dünya hapishanelerinde tutulan gazetecilerin sayısı da geçen yıla göre yüzde 7’lik bir artışla 550’yi buldu. İsrail, Gazze'de saldırılara başlamasından bu yana açık ara en fazla gazeteciyi hapseden ülkesi oldu.
RSF, ayrıca 95 kayıp habercinin tespit edildiğini, rehin tutulan 55 gazetecinin yüzde 70’inin de Suriye’de tutulduğunu duyurdu.
TÜRKİYE'DE TUTUKLAMANIN YERİNİN ADLİ KONTROL VE SANSÜR ALDI
RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu da, bilançoyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısında 2024’te kayda değer bir düşüş yaşandığını belirtti ancak uyardı:
“Düşüş gösteren tutuklu gazeteci sayısı, Türkiye’de adli kontrolün hızla yaygınlaşması gibi habercilerin hareket özgürlüğü ve zihinlerini teslim almaya dönük antidemokratik başka bir pratiğin varlığını gizlememelidir. Nitekim, susturma girişimlerinin ve haberlerin etkisiz kılınmasının yolu olarak, belki de tutuklamanın yerine geçecek tarzda, neredeyse sistematik endişe verici bir online sansür pratiğini gözlemliyoruz”.
'GAZETECİLER ÖLMÜYOR, ÖLDÜRÜLÜYORLAR'
RSF Genel Direktörü Thibaut Bruttin, söz konusu vahim gidişatın önüne geçilmesi için, mücadele kadar yurttaş duyarlılığının da zorunlu olduğunu bildirdi.
Bruttin, yıllık bilançonun yayımı dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Gazeteciler ölmüyor, öldürülüyorlar; hapiste değiller, rejimler onları içeri atıyor; kaybolmadılar, kaçırıldılar. Genellikle hükümetler ya da silahlı gruplarca düzenlenen bu suçlar, uluslararası hukuku hiçe saymakla birlikte çoğu zaman cezasız da kalıyor. Olayların gidişatını değiştirmeli ve vatandaşlar olarak kendimize, gazetecilerin bizim için, bizi bilgilendirmek için öldüğünü hatırlatmalıyız. Saymaya, adını koymaya ve kınamaya, soruşturmaya ve adaletin yerini bulmasını sağlamaya devam etmeliyiz. Kadercilik üstün gelemez. Bizi bilgilendirenleri korumak, gerçeği korumaktır” dedi. (HABER MERKEZİ)