'Rusya Suriye rejimi için devrede'
Suriye'deki iç savaş yeni bir dönemece girerken, Rusya'nın artan etkisi dikkat çekiyor.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump'ın, ülkesinin askerlerini Suriye'den çekeceğini açıklaması sonrası yaklaşık sekiz yıldır iç savaşa sahne olan ülkeye nüfuz eden taraflar politikalarını yeniden değerlendirme sürecine girdi.
Suriye ordusuna bağlı birlikler ABD güçlerinin varlık gösterdiği alanlara doğru ilerlerken, Astana barış sürecinde farklı siyasetlerini savaşın bitmesi için ortak bir çatı altında birleştirmeye çalışan Ankara ile Moskova arasındaki görüşmeler bir kez daha öne çıkıyor.
Bu doğrultuda Türkiye'den Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan oluşan bir heyetin Cumartesi günkü Moskova ziyareti, bu yeni süreçte özellikle Ankara'nın en büyük kaygısı olan PYD/YPG ile mücadelede bundan sonra nasıl adımlar atılacağına ışık tutacak gibi görünüyor.
"RUSYA'NIN ÖNCELİĞİ REJİM"
Moskova Devlet Üniversitesi'nde Rus dış politikası üzerine çalışmalar yapan Kerim Has'a göre, ABD'nin bölgeden çekilirken kontrol ettiği toprakları Türkiye'ye devretme gibi bir isteği bulunuyor.
Ancak Washington'ın etkisinin kırılmasının Rusya'nın nüfuzunu arttırdığı görüşünü savunan Has, ABD'nin neredeyse devre dışı kalmasıyla birlikte sahadaki gelişmelerin tam olarak Washington ve Ankara'nın öngördüğü şekilde gelişmeyebileceğini düşünüyor.
DW Türkçe'de yer alan haberde değerlendirmede bulunan uzman, "ABD Suriye'den çekilirken Rusya'nın ilk etapta önceleyeceği husus orada ABD'nin bu bölgeleri doğrudan veya dolaylı bir yolla rejime devretmesi olacaktır" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin geçen haftalarda Fırat Nehri'nin doğusuna yapacağını söylediği, ancak erteleme kararı aldığı askeri harekâtın da bu denklemde Cumartesi günkü Moskova görüşmesinde taraflarca revizyona tabi tutulması da muhtemel gözüküyor.
Nitekim ABD'nin bölgeden çekilmesiyle birlikte Rusya ile koordinasyon halinde kuzeye doğru ilerleyen Suriye ordusu, Cuma günü PYD/YPG kontrolündeki Mınbiç kentinin kontrolünü ele geçirdiğini açıkladı. Bu gelişme YPG'nin Beşar Esad'a "Bizi Türk tehditlerinden koruyun" çağrısından sadece dakikalar sonra yaşandı.
ABD'nin, IŞİD'e karşı mücadele kapsamında büyük bir kısmı YPG bileşenlerinden oluşan Suriye Demokratik Güçleri'ne (QSD) verdiği destekte Ankara ile karşı karşıya geldiği ve SDG birliklerinin bir dönem Mınbiç'te konuşlu olması nedeniyle kentin taraflar arasında ihtilaf yarattığı hatırlandığında, rejim güçlerinin kontrolü ele geçirmesi önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor.
"RUSYA GÜÇLÜ AMA YANLIZ"
Haberde ABD'nin çekilmesi sonrası Suriye sahasının Esad yönetiminin çıkarına olacak şekilde Rusya'nın etki alanına girdiği konusunda hemfikir. Ancak kazanan/kaybeden hesaplarının şimdiden yapılmaya başlandığı bir ortamda analistler hangi tarafın ne derecede kazançlı çıkacağını kestirmenin güç olduğu görüşünde.
Has'a göre yaklaşık yarım milyon insanın hayatını kaybettiği ve ülke nüfusunun yarısının yerlerinden edildiği Suriye'de sekiz yıllık iç savaş sonrası Esad'ın meşruiyeti konusunda ABD havlu atmış gibi görünüyor.
Bir yandan Arap Ligi tekrar Suriye'yi kabul etmeye hazırlanırken, Bahreyn, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Şam ile tekrar diplomatik ilişki kurmayı planlıyor. BAE Şam'daki büyükelçiliğini altı yıllık bir aradan sonra Perşembe günü yeniden açtı.
"Bu anlamda Esad tekrar uluslararası arenada kabul görmüşken, Rusya tarafı da 2021 sonrası muhtemelen Esad'la yola devam edecek" diyen Has ekliyor: "Mevcut şartlarda bakıldığında Türkiye'nin de Şam yönetimi ile masaya oturması kendi çıkarları açısından uygun duruyor gibi geliyor."
Arab Center'dan Macaron da, bir süredir zaten bölgede güç simsarı olan Rusya'nın bu gücünün gün geçtikçe arttığını kabul etmekle birlikte, bunun artan rekabetle çatışmaları da beraberinde getirebileceği uyarısında bulunuyor.
Moskova ve Ankara'nın, Suriye'de sürtüşmeye girmenin çıkarlarına hizmet etmeyeceğinin farkında olduğunu savunan analist, ancak bu durumun önümüzdeki süreçte daha rekabetçi bir ortam olmayacağı anlamına gelmediğini düşünüyor ve Rusya'nın yalnız olduğunu söylüyor: "(İşin) olumsuz tarafına bakacak olursak, ABD'nin çekilmesiyle birlikte İran, Türkiye ve İsrail'in çıkar çatışmalarını ve karmakarışık durumdaki Suriye siyasi sürecini dengeleme konularında Moskova yalnız kalmış durumda." (DIŞ HABERLER SERVİSİ)